Orta Doğu'da Rus Diplomasisi: Hamas-İsrail Savaşı Sürecinde Rusya'nın Çıkarları ve Tutumu
Kaynak: Euronews, 17 Kasım 2023
Putin'in yaklaşık bin 200 İsraillinin öldürülmesinin üzerinden 6 gün geçtikten sonra taziyelerini iletti. Bundan on gün sonra Rusya, Hamas heyetinin görüşmeler için Moskova'da olduğunu duyurdu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 71'inci doğum gününde gerçekleşen Hamas'ın İsrail saldırısı hakkında yorum yapmadan önce üç gün bekledi. İlk açıklamasında ise Hamas'ı değil Amerika Birleşik Devletleri'ni suçladı.
Putin, Irak başbakanı ile konuşmasında "Sanırım pek çok kişi, bunun ABD'nin Orta Doğu'da çözüm sürecini tekeline almaya çalışan başarısız politikasının açık bir örneği olduğu konusunda benimle aynı fikirde olacak," ifadelerini kullandı.
TÜRKSAM Haber Analiz
Rusya’nın İsrail’le geleneksel olarak yakın ve pragmatik bağları son olaylarda zarar görmektedir. 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırmasından hemen sonra Rusya’nın Hamas heyetini diplomatik muhatap olarak kabul etmesi, İsrail tarafını oldukça sinirlendirmiştir. Ekim ayında Netanyahu'nun genel başkanı olduğu Likud partisinin Liberteryen grubu başkanı Amir Weitmann’ın Rusya ile ilgili yaptığı açıklamaklar da iki ülke arasındaki diplomatik gerilimi gözler önüne sermesi açısından dikkat çekicidir. Weitmann, Ekim ayında Rus devlet yayıncısı RT ile yaptığı röportajda, "(Hamas'la) bu savaşı bitireceğiz... Bundan sonra Rusya bunun bedelini ödeyecek. Rusya, İsrail'in düşmanlarını destekliyor. Bundan sonra sizin yaptığınızı unutmayacağız. Geleceğiz, Ukrayna'nın kazanmasını sağlayacağız," ifadelerini kullanmıştır. Sadece bu konuşma referans alınıp değerlendirildiğin de bile Rusya- İsrail arasındaki bağların zayıflamaya başladığı söylenebilir.
Rusya’nın Hamas-İsrail Savaş’ında, Hamas yanlısı tutumu, sadece müttefiki İsrail tarafından olumsuz karşılanmamış süreç içerisinde Rus politikacılarında hedefi haline gelmiştir. Amerika’nın diplomatik destek ile Gazze'yi bombalaması için İsrail'e verdiği sınırsız yetki ile Rusya'nın binlerce sivili öldürülmesine rağmen kasten sivilleri hedef almadığını söylediği Ukrayna savaşına yönelik tepkiler, Putin’e muhalif Rus politikacılar tarafından defalarca dillendirilmiş ve Putin’in eylem söylem tutarsızlığına karşı argüman olarak sunulmuştur.
Rus Senatör Aleksey Puşkov, Batı'nın kendi çıkarlarına dayalı siyasi tercihlerine bağlı olarak farklı ülkelere nasıl davrandığına ilişkin çifte standartlarını açığa çıkararak kendi yarattığı tuzağa düştüğünü öne sürmüştür. Puşkov, sosyal medya hesabından, "ABD ve Batı'nın İsrail'in eylemlerine kesin desteği, Arap dünyasının ve tüm Küresel Güney'in gözünde Batı'nın dış politikasına güçlü bir darbe indirdi." yorumunda bulunmuştur.
Eski Kremlin danışmanı Markov, Rusya'nın aynı zamanda Moskova'nın kendisini tüm taraflarla bağlantısı olan potansiyel bir barışçı olarak göstererek Orta Doğu'daki nüfuzunu artırmaya çalışması için krizi bir şans olarak gördüğünü ifade etmiştir.
Putin Ekim ayında bir Arap televizyon kanalına verdiği demeçte, "İsrail'le çok istikrarlı, ticari ilişkilerimiz var, Filistin'le onlarca yıldır dostane ilişkilerimiz var, dostlarımız bunu biliyor. Bana göre Rusya da çözüm sürecine kendi katkısını yapabilir." ifadelerini kullanmış olsa da İsrail’le olan diplomatik ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda Rusya’nın beklenin aksine İran’ın desteğini alan Hamas’a karşı Ukrayna’da yaşananlara rağmen destek verdiği görülmektedir.
Sonuç olarak Rusya’nın Hamas- İsrail Savaşı’ndaki tutumu ele alındığında Amerika desteğini alan İsrail’e karşı İran destekli Hamas’ı tercih ettiği görülmektedir. Rusya, bölgedeki çeşitli faktörlere bağlı olarak bu konudaki pozisyonunu tarihsel süreç içerisinde belirlemiş ve değiştirmiştir. Rusya, Hamas'ı terör örgütü olarak tanımlamamakta ve onun Filistin halkının temsilcisi olduğunu ileri sürmektedir. Bu durum, Rusya'nın İsrail ile olan ilişkilerini uzun vadede etkileyecek gibi görünmektedir. Ancak, Rusya’nın bölgesel dengeyi koruma ve kendi çıkarlarını gözetmek amacıyla çeşitli taraflarla diyalog kurmaya da açık olduğu da unutulmalıdır. Buradan hareketle, Rusya'nın Hamas-İsrail Savaşı’ndaki tutumu, karmaşık jeopolitik dinamiklere ve bölgesel çıkarlara dayanan bir dengeleme politikası olarak değerlendirilebilir.