İsrail’in Jeopolitik Konumu
Jeopolitik konum devletlerin dış politikadaki davranışlarını, diğer ülkelerin o devlete olan yaklaşımını ve hatta devletlerin sosyo-ekonomik durumlarına kadar her alanda onları etkilemektedir. Jeopolitik konum, bir ülkenin coğrafi konumunun, çevresindeki diğer ülkelerle olan ilişkilerini ve uluslararası sahnedeki stratejik önemini ifade eder. Bir ülkenin denizlere kıyısı olması onu deniz ticareti için daha avantajlı hale getirirken, daha güçlü bir donanmaya sahip olmasını da gerektirebilir. Petrol gibi kaynaklara yakınlık enerji güvenliğini de beraberinde getirir ve devleti birçok ülkenin ele geçirmek isteyeceği bir pozisyona sokabilir.
Bu gibi özellikler devletlerin ithalat-ihracat ürünlerini, savunma sanayi bütçelerini, turizm gelirlerine kadar birçok açıdan etkilemektedir. Jeopolitik konumun analizi, uluslararası ilişkilerdeki gelişmeleri anlamak ve bir ülkenin dış politika stratejilerini değerlendirmek için kullanılır. Devletlerin tarihlerine baktığımızda yaşanılan savaşlar, girilen muharebeler, diplomatik krizler jeopolitik konumun özelliğidir.
İsrail’in Jeopolitik Konumu
İsrail, Asya kıtasının batısında, Akdeniz’in güneydoğu kıyısında ve Kızıldeniz’in kuzey kıyısında yer almaktadır. İsrail’in komşu ülkeleri olarak batısında Akdeniz, doğusunda Ürdün, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, güneybatısında ise Sina Yarımadası bulunmaktadır. Akdeniz'e kıyısı olan bir ülkedir ve Orta Doğu'da, Asya ve Afrika'nın kesişim noktasında yer alır. Akdeniz kıyılarının görece uzun bir hatta sahip olması, Doğu Akdeniz’de etkin bir güç olarak konumlanabilmeye de altyapı oluşturmaktadır. Özellikle son yıllarda bölgede keşfedilen doğalgaz yatakları, İsrail’in bir enerji üreticisi pozisyonuna taşınmasını da kolaylaştırmıştır.[1] Ayrıca Akdeniz’in limanları da deniz ticareti yolunu açmaktadır.
İsrail’in en verimli ve değerli maden yatakları, Lut Gölü bölgesinde bulunan potasyum, sodyum, magnezyum ve tuz kaynaklarıdır. Bakır, kaya fosfatları, manganez, cam toprağı, kaolin, demir cevheri, petrol ve tabii gaz Necef’te bulunur. Ancak su kaynakları açısından zengin olmayan bir bölgede yer alır.
Orta Doğu’da bulunmak diğer tüm bölgelerde olduğu gibi kendine özgü özellikler taşımaktadır. Orta Doğu kaynak bakımından zengin ancak siyasi istikrarsızlığın ve savaşların yoğun olarak yaşandığı bir bölgedir. Savaşların, işgallerin sıkça yaşandığı Orta Doğu’da ülkenin güvenliğini sağlamak hele de İsrail gibi genç ve dar bir ülke için doğru müttefikler edinmeyi gerektirmektedir. Orta Doğu doğru zamanda, sürekli uluslararası siyaseti takip ederek doğru hamleleri yapmayı gerektirmektedir.
Kudüs
İsrail’in jeopolitik konumunun bir diğer özelliği de İslamiyet, Hristiyanlık ve Yahudilik için çok kıymetli bir yer olan Kudüs’ü içinde barındırmasıdır. İslamiyet için ilk kıble olarak görülür ve Mescid-i Aksa'ya ev sahipliği yapmaktadır. Hristiyanlık için İsa'nın çarmıha gerildiği, öldüğü ve yeniden dirildiği yer olarak bilinen Kutsal Kabir Kilisesi'ni içerir. Yahudilikte ise Kudüs, Tapınak Dağı'nın bulunduğu geleneksel yerleşim yeridir ve ruhani bir merkezdir.
Bu bilgiler ışığında 3 büyük din için kutsal sayılan Kudüs’ün tarih boyu İsrail için bir güç mücadelesi olduğu anlaşılmaktadır. Kudüs, 7 Ekim’de başlayan İsrail-Hamas Savaşı’nın da sebebidir, geçmişte yaşanan muharebelerinde. Yahudi nüfusunun çoğunlukla yaşadığı İsrail’de tarih boyunca dini mücadeleler yaşanmıştır. Tarihi boyunca Kudüs, 2 defa yok edilmiş, 23 defa işgal edilmiş, 52 defa saldırıya uğramış ve 44 defa ele geçirilip tekrar kurtarılmıştır.
Golan Tepeleri
Bir diğer önemli bölge ise Golan Tepeleri’dir. Golan Tepeleri İsrail, Lübnan, Ürdün ve Suriye sınırları arasında bir parmak gibi uzanan stratejik önemde olan bir bölgedir. 1967 Altı Gün Savaşı'nda İsrail tarafından ele geçirilmiştir. İşgalinden bugüne kadar Golan Tepeleri, İsrail savunma hattının en önemli direnç noktalarından biridir. Golan Tepeleri, Arap ordularının İsrail’i işgal etmesine karşı önemli bir tampon bölgesi olarak görülmektedir. Bölge, İsrail’in sanayi şehirleri olan Hayfa ve Akka'ya çok yakındır. Bu bölgenin kontrolü İsrail için çok önemlidir ve büyük sonuçlar doğurabilir.[2] Bölgenin askeri olarak avantaj sağlaması ve su kaynakları açısından zengin olması İsrail için büyük bir fırsattır.
Eilat ve Tiran Boğazı
İsrail'in güney ucunda, Kızıldeniz kıyısında bir şehir ve liman kenti olan Eilat, İsrail’in güneyinden Akabe Körfezi’ne ve oradan da Tiran Boğazı aracılığıyla sırasıyla Kızıl Deniz’e, Umman Denizi’ne ve Hint Okyanusu’na açılmasını sağlayan bir kapı görevi görmektedir. Kızıldeniz'e olan erişimi, İsrail'e deniz yoluyla dünya pazarlarına ulaşma imkânı sağlar. Uzunluğu 254 kilometre olan ve biri petrol diğeri gaz olmak üzere iki hattan oluşan “Eilat-Aşkelon" boru hattı, İsrail’in İran’ın sevk ettiği petrolü Akabe Körfezi’ndeki güney limanından Akdeniz’deki Aşkelon limanına ileterek, enerji koridoru olma vasfına erişmesini sağladı. Eilat şehrinin İsrail ekonomisi için çok önemli olduğu, deniz ticaretinin büyük bir kısmını oluşturduğu açıktır.
Tiran Boğazı İsrail’in, Asya ve Afrika arasında önemli bir ticaret merkezi olan Kızıldeniz’e erişimi için önemlidir. Tiran Boğazı, İsrail'i Sina Yarımadası'na bağladığı için Mısır ve Suudi Arabistan ile ilişkilerini de etkilemektedir.
Sonuç
Jeopolitik konum bir ülkenin iç ve dış politikalarında oldukça belirleyici bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İsrail’in jeopolitik konumu Orta Doğu’da bulunması, Akdeniz ve Kızıldeniz’e kıyısının olmasıyla stratejik bir bölgede bulunmaktadır. Deniz yoluyla ticareti geliştirerek ekonomisinin büyük bir kısmını bu yolla karşılamaktadır. 3 büyük din için kutsal sayılan Kudüs’ü içinde barındırması stratejik önemini bir hayli arttırmaktadır.
Golan Tepeleri'nin stratejik konumu, İsrail'in savunma stratejilerini ve bölgesel istikrar üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. Golan Tepeleri’nin kontrolü onu askeri olarak bir hayli güçlendirmektedir.
Eilat şehri ve Tiran Boğazı ise stratejik bir liman olarak İsrail’in deniz ticaretine açılan kapısı konumundadır. Eilat'ın Akdeniz ve Kızıldeniz'e olan erişimi, deniz ticareti ve enerji nakliyatı açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır. Tiran Boğazı ise İsrail'in Asya ve Afrika ile olan deniz ticaretini kolaylaştıran bir geçiş noktası olarak göze çarpmaktadır.
Özetle İsrail’in jeopolitik konumu onu stratejik olarak önemli bir ülke haline getirmiştir. Orta Doğu’nun bir parçası olarak çatışmalar içinde siyasi istikrarı sağlayabilmektedir. Bu nedenle stratejik konumunu doğru yöneten ve mantıklı hamleler ile ilerleyen bir ülke olduğunu söylemek mümkündür. Yahudi diasporasının dünya üzerindeki nüfuzunun yanı sıra İsrail Devleti Orta Doğu ölçeğinde değerlendirildiğinde Akdeniz ve Süveyş kanalını denetleyecek bir üs olarak konumlandırılabilir. Bu noktada İngiltere’nin İsrail’in kurulmasını destekleyen politikaları karşımıza çıkar. İsrail’in jeopolitik konumu Batılı ülkelerin de bölgeye yönelik politikalarında İsrail ile iş birliği yaratma eğilimini ortaya çıkarmaktadır. Bu durum Hamas-İsrail Savaşı’nda ABD başta olmak üzere çoğu batılı ülkenin İsrail’e olan desteğinde görülmektedir.
[1] Çiçekçi,C.(2019) İsrail,Tiran Boğazı ve Ötesi: Jeopolitik Bir Okuma. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/678519
[2] Çınar,M.(2021) Coğrafi ve Jeopolitik Açıdan Golan Tepeleri. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1892832