Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Fransa’da Yeni Göç Yasa Tasarısı Ülkeyi Açmaza Soktu

Kaynak: AA, 20 Aralık 2023

Ulusal basındaki haberlere göre hükümetin tartışmalı göç yasa tasarısına ilişkin uzlaşma sağlamak amacıyla kurulan, 14 parlamenterden oluşan Karma Komisyon, ortak bir tasarı metni üzerinde anlaştı.

Uzlaşılan taslak metne göre ülkede yaşayan yabancılara kira desteği ve aile yardımları, kısmen çalışma şartına bağlanıyor. Buna göre

  • Çalışan yabancılar Fransa'ya geldikten 3 ay sonra, çalışmayanlar ise 5 yıl sonra kira desteğinden faydalanabilecek.
  • Aynı şekilde bir işi olan yabancılar ülkeye geldikten 30 ay sonra, işi olmayanlar ise 5 yıl sonra aile yardımlarına erişebilecek.
  • Tasarı metnine göre güvenlik güçlerine karşı suç işleyen çifte vatandaşlar, Fransız vatandaşlığından çıkarılabilecek. Uzlaşılan metin, önce parlamentonun üst kanadı Senato'da, ardından alt kanadı Ulusal Meclis'te oylamaya sunulacak.

Aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) Partisi Milletvekili Marine Le Pen, partisinin mecliste komisyondan çıkan metinden yana oy kullanacağını duyurdu. Le Pen, "İdeolojik bir ilerleme kaydettiğimiz için mutlu olabiliriz" diyerek, durumu partisinin "ideolojik bir zaferi" olarak değerlendirdi.

TÜRKSAM Haber Analiz

Fransa'da ırkçılık konusu karmaşık ve duygusal bir tartışma konusudur. Fransa, Cumhuriyetin temel değerlerine vurgu yaparak, "eşitlik", "birlik" ve "laiklik" gibi prensiplere önem veren bir ülkedir. Ancak, bu değerlerin uygulanması konusundaki çeşitli tartışmalar ve eleştiriler bulunmaktadır.

Fransa'da ırkçılıkla mücadele konusunda çeşitli yasalar ve politikalar bulunmaktadır. Ancak, bazı eleştirmenler, bu politikaların etkili olup olmadığı konusunda görüş ayrılıklarını dile getirmektedirler. Ayrıca, bazı kesimler, Fransa'nın özellikle göçmen topluluklarına ve etnik azınlıklara karşı ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele konusunda daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini savunmaktadır.

Fransa'da son yıllarda özellikle İslam karşıtı ayrımcılık ve İslamofobi konularında artan endişeler bulunmaktadır. Başta başörtüsü olmak üzere bazı dini simgelerin kamusal alanlarda yasaklanması gibi politikalar, çeşitli toplumsal gruplar arasında gerilimlere yol açmıştır. Ayrıca, banlieue adı verilen kentsel banliyö bölgelerinde yaşayan gençler arasında işsizlik, yoksulluk ve toplumsal dışlanma gibi sorunlar da ırkçılıkla mücadele konusunu gündeme getirmektedir.

Fransa'daki ırkçılıkla mücadele politikaları ve bu konudaki tartışmalar sürekli bir evrim içindedir. Toplumsal ve siyasal gelişmeler, bu konudaki yaklaşımları etkileyebilir ve değiştirebilir. Ancak, genel olarak, Fransa'da ırkçılıkla mücadele konusunda devam eden bir tartışma ve çaba söz konusudur.

Bu ırkçılık tezadında onu da belirtmemiz lazım ki, Fransa Kuzey Afrika’dan ve Lübnan gibi Arap ülkelerinden en çok göç alan ülkedir. Doğal olarak, uzun bir süredir göçle ilgili çeşitli zorluklarla karşılaşan bir ülkedir. Göç, ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel açılardan çeşitli dinamiklere bağlı olarak gerçekleşmektedir. Fransa'daki göç sorununun ekonomik göç, siyasi göç ve komşu bölgede yaşanan savaşlar sebebiyle mülteci akımı olaraka nitelendirebiliriz.

Amerika’dan sonra en çok siyahi mültecilerin sığındığı ülke Fransadır. Peki Fransa Amerika gibi nispette demokratik ve sosyal refah için mi tercih ediliyor? Fransa yakın geçmişimizde Kuzey Afrika’da yaptığı katliamlar ve soykrımlar ile tarihe geçti. Aynı zamanda Afrika’nın servetlerini sömürerek, Afrikalıların kendi ülkelerindeki refah potansiyelini düşürdü. Bu belirli ülkelerdeki Fransız etkisiyle insanlar eğitimde, sosyal yaşamda Fransız dili ve Fransız kültürü ile istemeseler bile iç-içe oldular. Kendi ülkelerinde bulamadıkları refahı ve iş fırsatlarını, dillerini bildikleri ve yakından-uzaktan tanıdıkları Fransa’da buldular. Bu aynı zamanda Fransa’nın işçi talebini de karşıladı ve Fransa’ya olumlu etkileri oldu.

Fransa, göç sorunlarıyla başa çıkmak ve toplumsal entegrasyonu güçlendirmek amacıyla çeşitli politikalar geliştirmiştir. Ancak, bu politikaların etkinliği ve toplumun genelindeki kabul düzeyi konusunda sürekli bir tartışma bulunmaktadır. Göç, Fransa'nın karmaşık ve çok boyutlu bir konusu olup, çözüm arayışları devam etmektedir. Bu süreçte Fransa Parlamentosunun aldığı karar, düzenlenen yeni tasarı ülkenin sol kesimi tarafından bir çözüm olarak değil, Fransa için yeni bir problem arz ettiği iddiasındadır. Hükümetin tasarının meşruiyetini güvence altına almak  adına  ve tasarının anayasaya uygunluğunu kontrol etmek amacıyla Anayasa Konseyine gönderme kararı alındı.

Göç yasa tasarısının aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN) tarafından desteklenerek kabul edilmiş olması, hükümetin siyasi krizle karşı karşıya olduğu görüşünü ortaya koymaktadır. Bu durum, meclisteki oylama sonuçlarına dayandırılmakta ve tasarının aşırı sağın desteği olmaksızın kabul edilemeyeceği iddia edilmektedir. Hükümetin mecliste salt çoğunluğu olmaması, gelecekte sunacağı tasarılar için zorluklar doğurabilir. Macron'un, göç yasa tasarısının tekrar meclise gelmesini sağlama taahhüdü, konuyla ilgili gelecek adımları belirsizleştirmektedir.

Sağlık Bakanı Aurelien Rousseau'nun tasarıya karşı çıkarak istifa ettiği belirtilmektedir. Bu, hükümet içindeki bölünmeyi ve tasarıya karşı duyulan memnuniyetsizliği göstermektedir. Başka bakanların da istifa edip etmeyeceği belirsizliğini korumaktadır. Bu kararın Fransa’nın iç işleri beraberinde, dış işlere de etki edeceğini düşünülmektedir. Bilindiği üzere, Akdeniz ülkesi olan İtalya’nın da mülteci ve genelde göçmen sorunu ile karşı karşıya kaldığını, bu sorunu çözmek için Avrupa Birliğine, komşu ülkelere müracaatı ve bu konudaki hassasiyetini vurgulamak gerek. Bugün Fransa’nın göçmenlerle alakalı aldığı bu karar, İtalya’nın ve aynı zaman da Türkiye’nin de düzensiz göç problemini halledemeden, daha da kötü hale gelmesine sebep olacaktır.           

Fransa’nın aldığı bu kararın en çok Türkiye’ye kötü etki edeceğini bilinmelidir. Çünkü göç konusunda en esnek ülke Türkiye olması ve siyasi tutumunda hoşgörüye çok yer vermesi, Fransa’ya, İtalya’ya gelmek isteyen ama bu ülkelerde zorluk yaşayan insanların Türkiye’ye sığınacağı sonucuna varılması hiçte zor değil.