Fransa'da Göçmen Haklarına Yönelik Son Yasal Düzenlemelerin Tetiklediği Protestolar
Kaynak: AA, 14 Ocak 2024
Fransa'nın başkenti Paris'te hükümetin aşırı sağın oylarıyla parlamentodan geçirdiği tartışmalı göç yasası protesto edildi. Paris'te 400'den fazla dernek, sendika ve siyasi partinin çağrısıyla binlerce kişi, soğuk havaya rağmen tartışmalı göç yasasına karşı sokağa indi.
Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan göstericiler, Clichy Meydanı'na doğru yürüdü. Protestocular, hükümetin göç yasasını aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) Partisinin oylarıyla parlamentodan geçirmesine tepki gösterdi. Bu yasa nedeniyle ülkedeki yabancıların ayrımcılığa uğrayacağını savunan göstericiler, "ırkçı" olarak niteledikleri bu yasadan vazgeçilmesini istedi.
TÜRKSAM Haber Analiz
19 Aralık 2023 tarihinde Fransa Parlamentosu’ndan oy birliğiyle geçen yeni göç yasası onandığı günden itibaren iktidar ve muhalefet arasında ciddi tartışmalara sebep olmuştur. Muhalefet, iktidarın aşırı sağcı partilerle ittifak kurarak ülkedeki göçmelere yönelik insan hakları ihalelerine sebebiyet verebilecek uygulamalarda bulunmasını şiddetle eleştirmiştir. 14 Ocak 2024 tarihinde Paris’te gerçekleştirilen protesto yürüyüşleri de bu sürecin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu protestoları daha iyi değerlendirebilmek adına tarihsel sürece göz atmak gerekmektedir.
Buradan hareketle, Fransa Parlamentosu’nda aylardır süren siyasi tartışmaların sonucunda ülkenin göç politikasını sertleştiren yasa tasarısının 186'ya karşı 349 oyla onaylamasıyla ülkedeki siyasi atmosferin gerginleşmeye başladığı görülmektedir. Senato'nun ardından Ulusal Meclis'ten de geçen tasarıya hem Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un merkezdeki Rönesans Partisi, hem de Marine Le Pen'in lideri olduğu aşırı sağcı parti Ulusal Cephe’nin destek vermesi muhalefetin eleştirilerin ana argümanı oluşturmuştur.
Bu süreçte ülkedeki sol partiler Macron'u, aşırı sağa taviz vermekle suçlamıştır. İktidara yönelik baskıların artması sonucunda Sağlık Bakanı Aurélien Rousseau, istifa edeceğini açıklamıştır. İnsan hakları kuruluşları düzenlemeyi, "Fransa'da onlarca yıldır görülen en geri göç yasası" olarak nitelendirmiş ve çok ağır eleştirmişlerdir.
Yeni göç politikasının neden bu kadar tepki çektiğini anlamak adına maddelerine göz atmak ve muhtemel sonuçları hakkında değerlendirilmeler yapmak gerekmektedir. Göç yasasının en tartışmalı hükümler ise şöyledir;
- Yabancılara kira desteği ve aile yardımları, bazı çalışma şartına bağlanacak.
- Çalışan yabancılar Fransa'ya geldikten 3 ay sonra, çalışmayanlar ise 5 yıl sonra kira desteğinden faydalanabilecek.
- Bir işi olan yabancılar ülkeye geldikten 30 ay sonra, işi olmayanlar ise 5 yıl sonra aile yardımlarına erişebilecek.
- Güvenlik güçlerine karşı suç işleyen çifte vatandaşlar, Fransız vatandaşlığından çıkarılabilecek.
- Fransa'da doğan yabancı ailelerin çocuklarının Fransız vatandaşlığını 16-18 yaşları arasında talep etmeleri ve vatandaş olmaları için daha önce suç işlememiş olmaları gerekecek.
- Aile birleşimi koşulları zorlaştırılacak.
- Eğitim için Fransa'ya gelen yabancı öğrencilerden depozito alınacak. Böylece gerektiğinde Fransa'dan uzaklaştırma kararı alındığında öğrencinin geri dönüş masraflarının karşılanması hedefleniyor.
Sonuç olarak yukarıda bahsi geçen bütün maddelerin ilerleyen süreçte Fransa’da yaşanacak göçmelere yönelik, insan hakları ihlallerinin ana dayanağını oluşturacağını söylemek mümkündür. Şimdiye kadar Fransa’nın izlediği en sıkı göçmen politikası olarak nitelendirilebilecek bu göç yasasıyla Fransa, ülkesine yönelik günden güne artan yeni göçmen dalgısını azaltmayı hedeflemektedir. Elbette bu durum ülkede hâlihazırda göçmen olarak yaşayan insanların yaşama şartlarını da zorlaştıracak ve mevcut eşitsizliği derinleştirecektir. Dün yaşanan protestoların ana sebebi de ortaya çıkacak olan mağduriyeti protesto etmeye yöneliktir.