Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail'e Tedbir Kararı
Kaynak: AA, 26 Ocak 2024
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Güney Afrika'nın açtığı soykırım davasında, "İsrail Devleti, Gazze'de yürüttüğü askeri operasyonları derhal durdurmalı" talebiyle ilgili, İsrail'in Gazze sakinlerine yönelik öldürme, saldırı ve yıkımla ilgili her türlü eylemden kaçınması ve soykırımı önlemek için tüm tedbirleri almasına hükmetti.
TÜRKSAM Haber Analiz
7 Ekim 2023 itibariyle başlayan Hamas-İsrail Savaşı, tarafları verilen destek itibariyle tüm dünyayı ikiye böldü. Sahra Altı Afrika'da yer alan Güney Afrika Cumhuriyeti başlangıçtan bu yana Filistin’e destek oldu ve Gazze’de işlenen insanlık suçuna karşı sessiz kalmadı. Güney Afrika Cumhuriyeti yetkilileri Gazze’de yaşananları ve İsrail-Filistin meselesini Apartheid döneminde yaşadığı deneyimler ile benzer olduğunu ifade etti ve bu süreçte Gazze halkının yanında kararlı bir şekilde durdu.
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık'ta, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de işlediği fiillerle 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etmişti.
Güney Afrika’nın İsrail ile ilgili Divandan talep ettiği tedbirler:
- Gazze’deki askeri operasyonların derhal durdurulması,
- Kontrolü altında yer alan herhangi bir grup tarafından, Gazze’deki herhangi bir askeri operasyonu ilerletecek adımlar atılmaması,
- Filistinlilere yönelik soykırımın önlenmesi için gerekli tüm makul tedbirlerin alınması,
- Soykırım Sözleşmesi’nin 2. Maddesi kapsamına giren her türlü eylemden kaçınılması,
- Yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbı ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimin sağlanması,
- Soykırıma karışanların cezalandırılması için gerekli adımların atılması,
- Soykırımın delillerinin muhafaza edilmesi ve bu amaçla gelen uluslararası görevliler ve diğer yetkililerin Gazze’ye erişiminin engellenmemesi,
- Verilerin tedbirlerin uygulandığına ilişkin Divan’a özel raporların sunulması,
- Davayı zorlaştıracak veya uzatacak eylemlerden kaçınılması.
Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nın kararına ilişkin açıklamalarda bulundu.
"İsrail'in uluslararası hukuka bağlılığı sarsılmazdır. Bizim de ülkemizi ve halkımızı savunmaya devam etme yönündeki kutsal bağlılığımız da aynı derecede sarsılmazdır. Her ülke gibi İsrail'in de kendini savunma hakkı vardır. İsrail'in bu temel hakkını inkâr etmeye yönelik alçak girişim, Yahudi devletine karşı bariz bir ayrımcılıktır ve haklı olarak reddedilmiştir. İsrail'e yöneltilen soykırım suçlaması yalnızca yanlış değil, aynı zamanda çirkindir ve her yerdeki saygın insanlar bunu reddetmelidir.
Uluslararası Holokost Anma Günü arifesinde, İsrail Başbakanı olarak bir kez daha söz veriyorum: Bir Daha Asla.
İsrail, soykırımcı bir terör örgütü olan Hamas'a karşı kendisini savunmaya devam edecektir. 7 Ekim'de Hamas, Holokost'tan bu yana Yahudi halkına karşı en korkunç zulmü gerçekleştirdi ve bu zulmü defalarca tekrarlamaya yemin etti. Bizim savaşımız Filistinli sivillere karşı değil, Hamas teröristlerine karşıdır.
Hamas sivilleri canlı kalkan olarak kullanırken bile insani yardımı kolaylaştırmaya ve sivilleri zarardan uzak tutmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Vatanımızı savunmak, milletimizi savunmak için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Netanyahu’nun söylemlerine bakıldığında bu kararın bağlayıcılık noktasında revizyonist bir tutum içerisinde olduğu açıktır. Peki bu karar bağlayıcı mı ve uyulmaz ise alınan önlemler nedir? Divan’ın kararı bağlayıcıdır. Eğer İsrail tedbir kararına uymaz ise, davayı açan Güney Afrika konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşıyarak Divan kararının hayata geçirilmesi için başvuruda bulunma hakkı mevcuttur. Dünya kamuoyunda geniş yer tutan ve çok sayıda ülke tarafından desteklenen tedbir kararına ilişkin davanın esası birkaç yıl sürmesi beklenmektedir.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin tarihsel hafızasında travmatik bir yer tutan Apartheid dönemi ile Filistin-İsrail meselesindeki açmaz, bir dizi azınlığın/ırkın çoğunluğa hükmetmeye çalışarak uygulamaya çalıştığı baskılama politikası ile oldukça benzer. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin kendi tecrübeleriyle özdeşleştirdiği bu durumun karşısında İsrail’e karşı eylem gerçekleştiren ülke oldu.