Kahire Görüşmeleri, Refah’a Saldırı Planı, Protestolar, İsrail Ne İstiyor?
Kaynak: TRT, 6 Mayıs 2024
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin güneyinde 1 milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı Refah kentindeki bazı mahalleleri boşaltmaya başladığı duyuruldu.
TÜRKSAM Haber Analiz
Geçtiğimiz hafta sonu Kahire’de düzenlenen ateşkes müzakereleri ve İsrail’in bu konudaki tavizsiz yaklaşımı kamuoyunda geniş yer tuttu. 04 Nisan Cumartesi günü Hamas Heyeti Kahire’ye ulaştı. Ancak Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, İsrail heyetinin Kahire'ye gitmesine karşı çıktığı ve esir takası anlaşması mümkün olsa da Gazze'deki saldırıları sonlandıracak herhangi bir teklifin kabul edilmeyeceği İsrail basını tarafından duyuruldu.
Netanyahu'nun kabinesi ateşkes önerisine devam edip etmeme konusunda kamuoyu önünde yaptığı bir tartışmada, İsrail’deki hükümet koalisyonun aşırı sağcı üyeleri, İsrail'in Hamas'ın taleplerine "teslim olduğu" görülmesi halinde hükümetten ayrılacakları tehdidinde bulması müzakere atmosferinde gerginlik oluşturmasını neden oldu.
İsrail, Hamas'ın elindeki yaklaşık 130 rehinenin en azından bir kısmının serbest bırakılması için bir anlaşma yapılmasını istediği belirtilmişti, ancak İsrailli bir yetkili Cumartesi günü yaptığı açıklamada, İsrail'in savaşı sona erdirmeye yönelik bir anlaşmayı "hiçbir koşulda" kabul etmeyeceğini söyleyerek temel tutumunun değişmediğinin sinyalini verdi. İsrail hükümetine göre Hamas tamamen silahsızlandırılmalı ve ortadan kaldırılmalı. Mısırlı kaynaklar, CIA Direktörü William Burns'ün Cuma günü Kahire'ye geldiğini bildirdi. Ateşkes konusunda itici güç olunması beklense de nihayete varılamadı.
İsrail’in sağcı hükümetinin bu tavrı binlerce İsrail halkını Cumartesi akşamı sokaklara indirdi. Binlerce insan acil ateşkes, rehinelerin geri alınması ve Netanyahu’nun istifasına yönelik gösterilerini devam ettirdi. Hükümet, Refah kentine gireceğini, ateşkesin mümkün olmadığını açıkladı. Gazze’den Refah’a sürülen yaklaşık 1 milyon kişi burada bulunuyor. Bu sabah Refah’ın iç bölgelerindeki insanların Han Yunus’un kıyı şeridine tahliye dileceği duyuruldu ve yaklaşık 100 bin kişinin tahliyesine başlandı.
Refah, İsrail’in Mısır’a sınır olan kentidir ve hemen Sina yarımadasının sınır olarak kuzey doğusunda yer almaktadır. Sina Yarımadası Yahudiler için önemlidir. Çünkü Sina Yarımadası, Mısır ile İsrail arasındaki barış sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Camp David Anlaşmaları ile İsrail, Sina’yı Mısır'a geri vermiştir. Bu anlaşmalar, Mısır ile İsrail arasındaki barışın sağlanmasında ve bölgedeki jeopolitik dinamiklerin değişmesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Ancak Sina Yarımadası Yahudiler için büyük önemini muhafaza etmektedir.
Sina, İsrailoğulları Mısır'dan çıkışı sırasında geçtikleri ve Hz. Musa’ya Tevrat’ın indiği yer olarak bilinmektedir. Sina Dağı, Yahudi inancında Tanrı'nın varlığının ve kudretinin sembolü olarak kabul edilir. Ayrıca, Yahudi inanç geleneğinde Sina Yarımadası, Tanrı ile İsrailoğulları arasındaki bağı temsil eder. Sina Yarımadası’nda Yahudi tarihinde önemli olayların gerçekleştiği bir yer olarak birçok tarihi anıt ve mezarlık bulunmaktadır. Yahudi inancının temellerinden biri olan Sina Dağı'nda Tanrı'nın Tevrat'ı verdiği inancı, bu bölgeyi Yahudiler için kutsal bir yer haline getirir. Bununla birlikte Süveyş Kanalı’nı denetleyici konumda olan Sina Yarımadası, Mısır ve İsrail arasındaki doğalgaz ve petrol boru hatlarının geçtiği bir bölgedir. Bu bölge dini, tarihi, siyasi ve iktisadi açıdan oldukça önem taşımaktadır. Refah kentinde ciddi bir demografi değişimi yaşanırsa, Hamas-İsrail Savaşı İsrail’in bölgesel olarak yayılmasına ve sınır ötesi bölgeleri hedef almasına neden olabilir. Bu gölge Yahudiler için ‘vadedilmiş toprak’ arasında yer almaktadır.
Gelinen noktada rehine takası dışında ateşkese yanaşmayan İsrail’deki sağcı hükümet son dönemde Refah’a saldırıda bulunma planları içerisinde olup ve ateşkes çağrılarına olumlu yanıt vermekten ve müzakereden oldukça uzak görünmektedir. İsrail’in bu politikalarına karşı hem dünyanın dört bir yanında sivil toplum örgütleri, öğrenciler ve binlerce insan tarafından protesto düzenlese de bu sivil eylemler, İsrail başta olmak üzere, İsrail’i destekleyen devletlerin politikaları üzerinde etkisi bulunmamakta, İsrail karşıtlığı yani antisemitizm olarak değerlendirilmektedir.