I. Çeçen-Rus Savaşı'nın Yıl Dönümü Bağlamında Tarihsel Seyri ve Günümüze Etkileri
‘Çeçenistan Rusya’nın değil, Allah’ın buyruğu altındadır.’ İçkerya Çeçen Cumhuriyeti’nin sloganı oldukça etkileyici ve manidar duruyor.
Yaşamın kendisi bir süreçtir. Zamanın getirdikleri, götürdükleri, yaşananlar insanları etkiler. Devletler de belki böyledir. İnsanlar için kurulmuş, insanların yönettiği kurumlar insanların tepkilerini gösterebilir. Epigenetik tabirini duydunuz mu? Epigenetik, DNA dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan ama aynı zamanda kalıtsal gen ifadesindeki değişikliklerdir. Bu değişiklikler hücreyi ya da organizmayı doğrudan etkilemektedir. Epigenetik genlerin bir hafızası olduğundan yola çıkar. Büyükanne-büyükbabalarımızın hayatlarının, soludukları havanın, yedikleri yemeklerin, gördükleri şeylerin biz yaşamasak bile bizi doğrudan etkileyebileceğinden bahseder. Bazen bazı coğrafyaların savaşla yoğurulmasının sebebinin bu olup olmadığını düşünürüm. Günümüzde unutulmuş bir halk olsa da Çeçenlerin hayat çizgisi savaş ve şiddetten ayrı düşmemiş durumdadır. Son olarak Rusya’ya bağlı yerel Çeçen Özerk Yönetimi Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmek için başlattığı savaşa aktif olarak katılmıştır. Bu başlı başına bir yazının konusu olduğu için detaylara inmiyorum. Bu yazının asıl sebebi 11 Aralık tarihinde 29. Yılına girecek olan 1. Çeçen-Rus Savaşı’dır. Bu savaşta hayatını kaybeden, bağımsızlık ve özgürlüklerini savunan Çeçenleri hatırlamak için yazılmıştır.
1. Çeçen-Rus Savaşı
SSCB, 21 Aralık 1991’de resmen dağıldıktan sonra 31 Mart 1992’de Rusya Federasyonu’nu kuran, ‘Rusya Federasyonu İçindeki Egemen Cumhuriyetlerin İktidar Organları ile Rusya Federasyonu’nun Federal organları Arasında Yasama ve Yetkinin Paylaşılması Anlaşması’ imzalanmış ancak bu anlaşmaya Tataristan ile Çeçen-İnguş Cumhuriyeti imza atmamıştır (Sönmez-Aygen, 2019).[1]
Çeçen Halkı Ulusal Kongresi, 27 Kasım 1990 tarihli, egemenliğin Çeçen-İnguş halkına ait olduğunu bildiren SSCB kararına dayanarak, 6 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Yeni devletin sloganı ‘Çeçenistan Rusya’nın değil, Allah’ın buyruğu altındadır.’ olmuştur (Smith,2002).
27 Ekim 1991’de Çeçenler, katılım oranının %72 olduğu seçimlerde Dudayev’i %90,1 oy ile cumhurbaşkanı seçmiştir. Kayıtlı 638.608 seçmenin 458.144’ü oylamaya katılmış ve Başkan Dudayev 412.671 oy almıştır (Bayazıt, 2005). 26 Mayıs 1992’de İçkerya Çeçen Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında Rus birliklerinin Çeçenistan’dan çekilmesi ve silahların paylaşımı anlaşması imzalanmıştır. Temmuz 1992’de ise Rus askerlerinin tamamı Çeçenistan topraklarından çekilmiştir. Ardından Rusya bölgesel anlaşmazlıklar ve çeşitli bahaneler ile defalarca Çeçenistan’a saldırmışsa da her seferinde püskürtülmüştür.
1994 yılına gelindiğinde ise Moskova Rejimi ve devrik Komünist yönetim tarafından desteklenen ‘Çeçen Muhalefeti’ imal edilmiştir (Bayazıt,2005). Umar Avtorhanov’un Çeçen Geçici Konseyi, Doku Zavgayev’in Komünist yönetim destekçileri ve Ruslan Hasbulatov’un Barış Koruma Grubu bu muhalefeti oluşturmuştur. Umar Avturhanov, Salambek Hacıyev, ve Bislan Gantemirov yönetiminde Rus destekli ayrılıkçılar 26 Kasım 1994 tarihinde 170 zırhlı araç ve Rus hava desteği ile birlikte saldırıya geçmişse de Çeçen mücahitler ve İçkerya kuvvetleri saldırganlara geçit vermemiş ve saldırı 10 saat içinde sonlanmıştır.
11 Aralık 1994 ise resmen Rusya’nın doğrudan savaş açması ile 1. Çeçen-Rus Savaşı başlamıştır. Bir zamanlar 400.000 nüfuslu Grozni’de ölümcül Rus hava saldırıları sonucu 120.000 kişi kalmıştır. Rus işgali İnguşetya sınırı, Dağıstan sınırı ve Rusya sınırı olmak üzere 3 koldan başlamıştır. Bu 3 kol da Çeçen başkenti Grozni’ye ulaşıp etrafını saracak ve kenti düşürecekti. Rus güçleri açık alanlarda ve hareketsiz mevzilerde üstün olmasına rağmen piyade savaşı ve sokak çatışmalarında etkisiz kalmış durumdadır. Çeçen güçlerinin kemik kadrosunun 3000 kişi civarında olduğu ancak savaş tecrübesi hatırı sayılır derecede olduğu görülmüştür. İslam coğrafyası gönüllüleri başta olmak üzere Ukrayna ve Baltık ülkelerinden gönüllüler, Afganistan’da eğitim almış Çeçenler ve Abhazya’da savaşmış Çeçenler bu tecrübeye sahiptir. Ayrıca eski Sovyet subayı Çeçenler de mevcuttur (Smith,2002).
01.12.1994 tarih ve 1887-P numaralı Rusya Federasyonu Başbakanı Viktor Çernormırdin imzalı 5 maddelik emirde Çeçen Cumhuriyeti sivil nüfusunun tahliye edilme işleminin Rusya Federasyonu Sivil Savunma Olağanüstü Haller ve Afetler Bakanı S. K. Şoyga’nın idaresindeki Özel Harekat Grubu’na bırakılacağı, Harekat Grubu kadrosunda ise Savunma, İçişleri, İstihbarat, Ulaştırma, Sağlık ve Tıbbi Sanayi, İaşe ve Maliye Bakanlığı müsteşarlarının bulunacağı belirtilmiştir (Bayazıt, 2005). 23 Şubat 1944 tarihinde Staline’e bağlı Sovyet ordusu da Çeçenleri yük taşımak için kullanılan tren vagonlarına koyarak ülkenin aksi istikametinde ki Çin sınırına ve Kazakistan’a doğru tahliye etmiş ve dondurucu soğuk altında büyük bir kısmını ölüme terk etmiştir (Goltz,2005).1944 yılında 408.000 Çeçen, 92.000 İnguş ve 43.000 Balkar kaybolmuştur (Smith,2002). Yıllar ve yönetimler değişe de bakış açısının aynı olduğu görülmektedir.
İşgal ile birlikte nüfusun yoğun olduğu sivil yerleşimler yerle bir edilmiştir. Taraflar arasındaki güç farkına rağmen Çeçen Güvenlik Güçleri, 1995’ten 1996 yılına kadar şehir merkezleri dışında kalan büyük bir alanı, direnerek ellerinde tutmayı başarmışlardır. Dönemin Rus Savunma Bakanı Pavel Grachev Çeçenistan’ın 2 saatte düşeceğini iddia etmiştir (Sönmez-Aygen,2019). Rusya Federasyonu’nun hızla sonuca ulaşacağını düşündüğü bu savaş 30 Ağustos 1996’ya kadar sürmüştür. Bu süreçte 21 Nisan 1996 tarihin Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cevher Dudayev Rusya’nın füze saldırısı sonucu hayatını kaybetmiştir (Bayazıt, 2005). 1996 yılında Cevher Dudayev’den sonra Zelimhan Yandarbiyev geçici cumhurbaşkanlık yapmış ve 1997 yılının Ocak ayında düzenlenen seçimde Aslan Mashadov cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir (Wakizaka, 2020).[2]
1996 yılında imzalanan Hasavyurt Anlaşması (Rusya Federasyonu ile İçkerya Çeçen Cumhuriyeti Arasında Karşılıklı İlişkilerin Dayanaklarını Belirlemek İçin Prensipler) 1. Çeçen-Rus Savaşı’nı sonlandırmıştır. Anlaşmayı İçkerya Çeçen Cumhuriyeti adına Aslan Mashadov Rusya Federasyonu adına Aleksandr Lebed imzalamıştır. Anlaşma sonucu Rus işgal kuvvetleri geri çekilmiştir. Çeçenistan’ın siyasi statüsünün 2001 yılı sonuna kadar belirleneceği kararlaştırılmıştır.
Süreç içerisinde Cevher Dudayev’in saldırı sonucu hayatını kaybetmesi üzerine Aslan Mashadov cumhurbaşkanı seçilmiştir. 12 Mayıs 1997’de Kremlin’de Çeçenistan adına Aslan Mashadov ve Rusya Federasyonu adına Boris Yeltsin barış görüşmelerini sürdürmüştür (Bayazıt, 2005). Bu savaşta en az 50.000 ila 80.000 arasında insan öldürülmüş ve başta başkent Grozni olmak üzere yerleşim yerleri yerle bir edilmiştir. Ayrıca en az 10.000 Rus askeri de ölmüştür (Smith,2002). I. Çeçen-Rus Savaşı’nın 30 Ağustos 1996’da sona ermesinin ardından 12 Mayıs 1997 tarihinde taraflar arası bir barış anlaşması imzalanmıştır. Rusya Ekim 1999’da bu anlaşmayı ihlal ederek Çeçenistan’a yeniden saldırmıştır.[3]
Uluslararası ilişkiler karmaşık ilişkiler ağından oluşmaktadır. Sovyetlerin yıkılmasını izleyen olaylar zincirinde hala çok fazla gizem mevcuttur. Çeçenistan anlaşmalar sonucu Rusya’yı yenmiş ve devletini kurmuştur. Ancak kanlı eller bu Müslüman halkın barış içinde yaşamasına izin vermemiştir. Bu coğrafyanın insanları kan, gözyaşı, şiddet ve barbarca uygulamalar içinde yaşamak zorunda kalmıştır. 2. Çeçen-Rus Savaşı, Sürgündeki İçkerya Çeçen Cumhuriyeti, Türkiye’de suikaste uğrayan Çeçen komutanlar ve daha nice başlıkların incelenmesi gerekmektedir. En son 22 Mayıs 2013 tarihinde Ankara’da gerçekleşen Medet Önlü suikastı Rusya dışında yaşayan Çeçenlerin hala tehdit altında olduğunun göstergesidir.[4][5][6] Çeçenler bugün hala Cumhuriyetçi, radikal dinci ve Rus yanlısı olarak dünyanın dört bir yanında ayrışmış şekilde yaşamaktadır. 2021 yılı verilerine göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine aleyhinde en çok başvurulan ülke Rusya olmuştur. Ancak Rusya 2022 yılında AİHM’e taraf olmaktan çekilmiştir.[7][8] Bu bilgi bile bölgede yaşayan halkların temel hakları konusunda ne kadar zor durumda olduğunu göstermektedir. Kuzey Kafkasya halkları, Çeçenistan Savaşları, Abhazya ve Güney Osetya Savaşları, Çerkeslere yönelik sistematik yıpratma politikaları ve çarlık hayalleri gölgesinde yaşamlarını sürdürmektedir. Her insan güzel sakin ve mutlu bir yaşam sürmeyi hak eder. Umarız barış dostluk ve kardeşlik Kuzey Kafkasya halklarına da yakın zamanda uğrayacaktır.
[1] Sönmez, İ. & Aygen, M. (2019). Çeçen Halkının Kendi Kaderini Belirleme Hakkı . Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi , 2 (3) , 665-675 . DOI: 10.33712/mana.662284
[2] Wakizaka, K. (2020). Rusya ve Kafkas Emirliği Arasında Çeçen Milliyetçiliği . Türkiye Siyaset Bilimi Dergisi , 3 (2) , 165-182 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/tsbder/issue/56775/794314
[3] https://ihh.org.tr/haber/ii-cecenrus-savasinin-14-yili-1887
[4] https://www.indyturk.com/node/3976/haber/%C3%A7e%C3%A7en-lider-medet-%C3%B6nl%C3%BC-cinayeti-davas%C4%B1nda-bir-h%C3%BCk%C3%BCm-daha-18-y%C4%B1l
[5] https://www.hurriyet.com.tr/gundem/medet-unluyu-bir-milyon-dolar-icin-oldurttuk-28433914
[6] https://www.trthaber.com/haber/gundem/bulent-arinctan-carpici-iddia-87030.html
[7] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/rusya-avrupa-insan-haklari-sozlesmesine-taraf-olmaktan-cikti/2687129
[8] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-60127898