Yargıtaydan İtalya'nın Göçmen Politikasına Darbe İndiren Karar
Kaynak: BBC, 18 Şubat 2024
İtalyan basınında yer alan haberlere göre, Temmuz 2018'de özel bir şirkete ait İtalyan gemisi Asso 28'in Libya'nın 57 kilometre açığında kurtardığı 101 düzensiz göçmeni, Libya'ya geri götürmesine yönelik davaya bakan Yargıtay, Libya'nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi açısından güvenli bir liman olmadığı gerekçesiyle göçmenleri geri buraya bırakmanın suç olduğuna hükmetti.
TÜRKSAM Haber Analiz
Orta Akdeniz güzergahı, İtalya, Malta, Libya ve Tunus arasında uzanan ve Avrupa'ya yönelik düzensiz göç akınlarında sıkça kullanılan bir rotadır. Son yıllarda bu rota üzerinde yoğun bir göçmen trafiği gözlemlenmektedir. Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya göç etmek için denize açılan düzensiz göçmenler, Orta Akdeniz'de sıkça yardım çağrısında bulunmaktadır. Bu rotada arama-kurtarma faaliyetleri genellikle Avrupa menşeli sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülmektedir. Avrupalı devletlerin arama-kurtarma operasyonlarına katılımı ise daha azdır. Akdeniz'de arama-kurtarma faaliyetleri yürüten Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) çoğu, İtalya, İspanya ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde kayıtlıdır. Kurtarılan göçmenler genellikle bu ülkelere tahliye edilmeye çalışılır. Fakat AB üyesi devletlerin "güvenli liman" vermeme politikası nedeniyle STK'lar tahliyede sıkıntılar yaşamaktadır. Bu durum, göçmenlerin Avrupa'ya girişini zorlaştırmakta ve Sivil Toplum Kuruluşlarının yükünü artırmaktadır.
Kendi imkanlarıyla Akdeniz'i geçebilen ya da kurtarılan göçmenler, Avrupa'da ilk olarak İtalya'ya bağlı ve Kuzey Afrika'ya en yakın kara parçası olan Lampedusa Adası'na ayak basmaktadır. Diğer yandan, teknelerin alabora olması veya aşırı kalabalık ve yetersiz imkanlar nedeniyle susuzluk ve havasızlık yaşanması her yıl birçok düzensiz göçmenin Akdeniz'de hayatını kaybetmesine yol açıyor.
2018'de ise bir İtalyan gemisinin Akdeniz'de kurtardığı 101 göçmen, Libya sahil güvenliğine teslim edilmişti. Bu olay, göçmenlerin güvenli bir limana ulaştırılma hakkı ve Libya'daki insan hakları ihlalleri konusundaki endişeleri artırmıştı. Bu şekilde düşünüldüğü için de konu Yargıtay’a taşınmıştı. Geçtiğimiz günlerde ise karar açıklandı. Yargıtay, göçmenlerin güvenli bir limana götürülmemesi ve güvenli ülke sayılmayan Libya'ya götürülerek sahil güvenlik güçlerine teslim edilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Göçmenlerle ilgili çalışan sivil toplum kuruluşları Yargıtay kararını memnuniyetle karşıladı. Akdeniz'de göçmenleri kurtarma faaliyetleri yürüten Mediterranea örgütü, Yargıtay kararına ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Artık bizim yıllardır söylediğimiz şeyi teyit eden bir içtihat mevcut: Libya güvenli bir ülke değil."
Bütün bunların hepsi ile baş etme vaadiyle Ekim 2022'de iktidara gelen İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Kuzey Afrika kıyılarından İtalya'ya ulaşan göç akınını durdurmak için Kuzey Afrika hattındaki kıyı ülkeleri ve üçüncü ülkelerle anlaşmalar yaptığı bilinmektedir.
Meloni 19 Ocak 2024 tarihinde Türkiye'ye yaptığı ziyarette Libya üzerinden İtalya'ya gelen göçmenlerin engellenmesi için Türkiye'den destek istemişti. Görüşme sonucunda İtalya ve Türkiye, göçmen akınının kontrol altına alınması için iş birliğini artırma kararı aldı. Bu kapsamda iki ülke Dışişleri Bakanlıkları, göçmenlerin Libya'dan çıkışının engellenmesine yönelik bir anlaşma taslağı üzerinde çalışmalara başladı. Ancak anlaşmanın içeriği hakkında resmi bir açıklama yapılmadı. Merak konusu olan Yargıtay kararından sonra ‘Türkiye ile göç anlaşması etkilenir mi?’ Sorusunun cevap niteliğini taşıyan açıklama ise ‘İtalyan gazetesi Il Messaggero’dan geldi. Gazete, Libya'daki göçmen akınının kontrol altına alınması için Türkiye ile yapılan anlaşmaya dikkat çekerken, Yargıtay'ın İtalya'nın Libya ile yaptığı deniz yetki alanları anlaşmasını iptal etmesine rağmen, Türkiye ile imzalanacak anlaşmanın bundan etkilenmeyeceğini savundu. Anlaşmanın amacının, göçmenleri denizden Libya'ya geri püskürtmek yerine, baştan denize açılmalarını engellemek olduğu belirtildi.