Kasım 2021 yılından itibaren artarak devam eden, ABD-Yunanistan arasındaki anlaşmalar, oldukça dikkat çekmektedir. ABD ve Yunanistan’ın üzerinde uzlaştığı bir diğer önemli konu ise Girit’te bulunan Suda Üssü’nün ABD ordusunun kullanımına tahsis edilmek üzere yenileme çalışmalarının başlatılmasıdır.

ABD tarafından Yunanistan’a, geçen sene hibe edilen 180 adet M1117 zırhlı keşif aracının, 51 tanesi Batı Trakya’nın Dedeağaç şehrine yerleştirmiş vaziyette bulunmaktadır. Bununla birlikte, 2020 yılında itibaren Yunanistan’ın Batı Trakya’ya yönelik yapmış olduğu askeri ekipman ve teçhizat sevkiyatı son yılların en yoğun sevkiyatlarından biri olduğu bildirilmektedir.

Yunanistan’ın silahlandırdığı, Gayri askeri statüdeki; Limni, Meis, Rodos, Keçi ve İpsara Adalarında ciddi seviyede askeri sığınak yapmaya devam etmektedir. Yunanistan’ın, nasıl bu kadar cüretkâr davranabildiği konusunda farklı fikirler olsa da, açıktan en büyük destek veren ülkenin ABD olduğu su götürmez bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır.

ABD’nin Yunanistan’a vermiş olduğu destek sözde değil fiiliyata dökülmüş, dolayısıyla somutlaşmıştır. Örnek vermek gerekirse; ABD geçen yıl Kasım ayında Yunanistan’a 180 adet M-1117 zırhlı keşif aracı hibe etmiştir. Yunanistan ise ABD’nin hibe etmiş olduğu 180 adet zırhlı keşif aracının 51 adedini, Batı Trakya’nın Dedeağaç şehrine yerleştirmiştir. Daha sonraki süreçte ise 83 adet Yunan F-16’sının Viper modernizasyon programına dâhil edilmesi ile askeri anlaşma ve işbirlikleri daha da somutlaşmaya başlamıştır.

Yunanistan ile Türkiye arasında 2019 sonrası tekrar artma eğilimi gösteren gerilimde ABD her ne kadar gerginliği düşürmeye yönelik birtakım açıklamalar yapmış olsa da, fiili olarak Yunanistan’ı desteklemektedir. Nitekim ABD, Yunan ordusuna, dar ve engebeli arazi şartlarına uygun, manevra kabiliyeti yüksek Kiowa tipi hafif saldırı helikopterinden 70 adet hibe etmiştir.

Kasım 2021’den başlamak suretiyle günümüze değin gelen süreçte, Yunanistan’ın ABD ve Batı ülkeleri ile yapmış olduğu askeri alandaki anlaşmalara güvenerek daha cesur adımlar atmaya bağladığı açıktır. Klasik hale gelen ve ne yazık ki artık kanıksanmaya başlayan Yunan jetlerinin gerçekleştirdiği Türk Hava sahası ihlâlleri ile radar kilidi atma hadiseleri bir yana dursun adeta gözdağı vermek istercesine İskeçe’de son 10 günde iki kez Türk köylerinin üzerinden alçak uçuş yapılmış olması da zamanlama bakımından dikkat çekmektedir.

Yunanistan, Batı Trakya’dan Adalar Denizine ve oradan da gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılmasına kadar Türkiye’ye karşı bir hat çizmiş durumda olduğu görülmektedir. Batı Trakya’da yaşayan Türk ve Müslüman toplum üzerinde yıllardır kurulan kültürel baskının üzerine bir de Yunanistan’ın askeri saldırganlığı eklenmiş durumdadır. Dolayısıyla, Rusya’nın Ukrayna meselesi ile içine çekildiği bataklık düşünüldüğünde; Yunanistan’ın da,  Türkiye’nin Ukrayna’sı olma yolunda hızla ilerlediği değerlendirilmektedir.