Türkiye-Irak İlişkilerinde Yeni Dönem: Stratejik Adımlar ve Ortak Projeler
Türkiye ile Irak arasında son dönemlerde görüşmelerin sıklaşması ve ortak faydalar doğrultusunda atılan stratejik adımlar göze çarpmaktadır. Türkiye’nin güney komşusu olan Irak ile 378 km sınırı bulunmaktadır. Gerek bu coğrafi yakınlık gerekse kültürel bağlar nedeni ile Irak’ın iç dinamiklerinin Türkiye’yi etkilemesi kaçınılmazdır. Irak geçmişten günümüze sınır güvenliği ve bölge siyaseti bağlamında Türkiye için birlik ve bütünlüğü önemli bir komşudur.
İkili ilişkilerin tarihçesine baktığımız zaman, Türkiye ile Irak arasında değinebileceğimiz ilk ve önemli sorun Misak-ı milli sınırlarına dahil olmasına rağmen kaybedilen Musul ve Kerkük’tür. Fakat iki ülke arasındaki ilişkileri belirleyen ve süregelen asıl faktör ise özellikle 2003 yılı sonrası Kürt Meselesi ve terör örgütü PKK’nın Irak’taki varlığı olmuştur. 1991’de Kuzey Irak’ta güvenli bir bölge oluşturulması, Kürtlerin burada güç kazanmasına ve PKK’nın kamp kurarak yerleşmesine sebep olmuştur. Dolayısıyla Kürt Yönetiminin devletleşme ihtimali Türkiye’nin güvenlik politikalarına ters düşmüş, toprak bütünlüğüne tehdit oluşturmuştur. Bölgesel Kürt Yönetimi merkezli PKK faaliyetleri Türkiye ve Irak arasındaki gerilimi arttırmış, özellikle 2004-2008 yılları arasında TSK, Kuzey Irak’a operasyonlar düzenlemiştir. Ancak sonrasında Erbil hükümetinden Celal Talabani ve Mesud Barzani’nin Türkiye ziyaretleri ve daha sonra Erdoğan’ın Erbil ziyareti her iki tarafında normalleşme isteği içinde oldukları şeklinde yorumlanmıştır.
Petrolün millileştirildiği döneme baktığımızda ise Irak ile Türkiye arasında ekonomik çıkarlar doğrultusunda hayata geçirilen Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı karşımıza çıkmaktadır. Petrol ticaretini geliştirerek kalkınmayı ve bölgede etkin bir güç haline gelmeyi hedefleyen Irak’ın bu amacı gerçekleştirmek için sahip olduğu petrol boru hatlarının yeterli olmayışı Irak’ı Türkiye ile iş birliğine yöneltmiştir. Sonuçta 27 Ağustos 1973’te Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı inşası başlamıştır. Türkiye ile Irak arasında yalnızca ekonomik değil siyasi ilişkileri de belirleyen ve Türkiye’nin uluslararası ilk boru hattı, 1990 yılında Türkiye’nin Irak’a Körfez Savaşı nedeni ile uygulanan ambargoya katılması ile kapatılmıştır.[1]
Bunun yanı sıra Irak’ın eski Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin döneminde Türkiye Saddam’ın agresif tutumundan rahatsızlık duyarak bu süreçte batılı devletlerden yana bir politika sürdürmüş ve hatta Saddam’a karşı oluşturulan neredeyse her oluşumu desteklemiştir.
2010’lu yıllarda Bağdat Hükümeti ile arası açılan Türkiye ekonomik çıkarlarını gözeterek Erbil Hükümeti ile iyi ilişkiler kursa da 2020 yılı ve sonrası için Ankara hükümeti ile Bağdat hükümeti arasındaki ilişkiler tekrar yumuşama eğilimi içindedir denilebilir.
Günümüzde yaşanan son gelişmelere baktığımız zaman ise son dönemde sıklaşan görüşmeler neticesinde önemli adımlar atıldığını söylemek mümkündür. Son gelişmeleri ele almak istediğimizde bunlardan ilki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 yılın ardından geçtiğimiz Nisan ayında yaptığı Irak ziyareti kapsamında Türkiye, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar arasında imzalanan “Kalkınma Yolu Projesinde Ortak İş Birliği Mutabakat Zaptı” iken bir diğeri ise 15 Ağustos tarihinde Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması 4. Toplantısı kapsamında imzalanan “Güvenlik Zaptıdır.”
Kalkınma Yolu Projesi 1200 km’den oluşan, Basra Körfezi’nden Türkiye’ye ve Avrupa’ya uzanan kara ve demir yolları Irak ve Türkiye’yi birbirine bağlayan küresel anlamda da önemli bir ticari koridordur. Bölgesel ticaret açısından yeni bir kapı olarak değerlendirilen “Kalkınma Yolu Projesi” yeni İpek Yolu olarak nitelendirilirken katılımcı ülkelerle birlikte Türkiye’nin de ekonomik ve jeopolitik statüsünü güçlendirmesi beklenmektedir. [2]
Güvenlik Zaptına baktığımız zaman ise 1 yıl süre ile imzalanan mutabakat çerçevesinde yalnızca ticari değil birçok alanda uzlaşı sağlandığı görülmektedir. Bu zaptı incelediğimizde ilk olarak önsözünde[3] yer aldığı şekilde Irak Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin egemenlik, güvenlik, siyasi ve toprak bütünlüğüne saygıya dayanan güçlü tarihi ortaklığı vurgulanmış ve her iki tarafın terör örgütleri hakkında bilgi paylaşımı ile güvenlikleri ve ulusal çıkarlarının korunması, güvenlik, askeri ve istihbarat koordinasyonunun geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, Başika’da Ortak Eğitim ve İş Birliği Merkezi ve Bağdat’ta Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi kurulması kararlaştırılmıştır. Bağdat’ta kurulacak olan Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi, operasyonel ve stratejik bilgileri her iki tarafın yüksek komuta merkezine iletmek, ortak sınırda saha istihbaratı bilgi alışverişinde bulunmak ve güvenlik durumlarını izleyip raporlamakla yükümlüdür. Bunun dışında her 3 ayda bir toplanmak üzere her iki ülkenin Genelkurmay Başkanlığı’nda bir Ortak Komite oluşturulacaktır.
Ayrıca bu zapt ile taraflar, yasaklı terör örgütleriyle mücadele ederek, bu örgütlerin bir ülkenin topraklarında diğerine karşı faaliyet göstermesini engellemeyi taahhüt etmektedir. Taahhütleri ortak sınır güvenliğinin sağlanması için istihbarat paylaşımı, terör örgütlerinin her iki ülke topraklarında faaliyet göstermesinin engellenmesi, terör örgütlerine silah, lojistik ve mali destek sağlanmasının önlenmesi, teröristlerin tespit edilmesi, yargılanması ve iadesinin koordine edilmesi, terörist ve yasaklı örgütlerin her iki ülke topraklarında ikamet etmesinin önlenmesi şeklinde hayata geçirilecektir. [4]
Değerlendirme
Her ne kadar Türkiye ve Irak arasında stabil ilerleyen bir ilişkiden söz etmek mümkün olmasa da yakın geçmişte atılan adımlar iki ülke açısından da kritik bir öneme sahiptir. Atılan adımları, her iki ülkenin de tarihi ve coğrafi yakınlığını stratejik bir avantaja dönüştürme çabası olarak yorumlamak mümkündür. İki ülke arasında imzalanan Kalkınma Yolu Projesi ve Güvenlik Zaptı gibi anlaşmalar, hem ekonomik hem de güvenlik alanında iş birliğinin derinleştirildiğini göstermektedir. Ek olarak Irak’ın PKK’yı terör örgütü olarak tanıması Türkiye için Irak’ın attığı önemli bir adım olarak görülmektedir. Türkiye ve Irak, ortak menfaatler doğrultusunda sınır güvenliği, terörle mücadele ve bölgesel kalkınma gibi konularda daha güçlü bir iş birliği kurarak bölgedeki istikrarı ve kendi ulusal çıkarlarını koruma yönünde kararlılık sergilemektedir. Atılan adımlar iki ülke arasındaki ilişkilerden ziyade bölgedeki dengeleri de olumlu etkileyecektir.
[1] Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 5 Sayı: 2 Yıl: 2023, Türkiye-Irak Dış Politik İlişkileri Üzerine Bir İnceleme, Yusuf SAYIN, Esra AKSOY
[2] T.C Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, KALKINMA YOLU’NDA TARİHİ ADIM
[3] T24 Bağımsız İnternet Gazetesi, https://www.t24.com.tr/haber/turkiye-ile-irak-arasinda-imzalanan-guvenlik-zapti-nin-ayrintilari-netlesti-guvenlik-koordinasyon-merkezi-bagdat-ta-olacak,1180384
[4] T24 Bağımsız İnternet Gazetesi, https://www.t24.com.tr/haber/turkiye-ile-irak-arasinda-imzalanan-guvenlik-zapti-nin-ayrintilari-netlesti-guvenlik-koordinasyon-merkezi-bagdat-ta-olacak,1180384