Türk Dünyası Kültür Başkenti Oş
Türk Dünyasının UNESCO’su olarak kabul edilen Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY, Türk kültür ve sanatına katkıda bulunan başarılı basın mensuplarını geleneksel olarak ödüllendirmeye devam ediyor. Bu yıl 9 ülkeden 15 basın mensubu bu çerçevede ödüllendirildi. Kzuey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) bu yılki TÜRKSOY Basın Ödülü’ne layık görülmem münasebetiyle ödülümü almak ve Oş – 2019 Türk Dünyası Kültür Başkenti Açılış Töreni programına katılmak üzere Kırgızistan’a davet edildim. İzninizle Oş şehrinde bulunduğum süre zarfında edinmiş olduğum izlenimlerimi kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi, bilindiği üzere Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un önerisiyle “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi’nde kabul edilmiş, Astana şehri bu bağlamda 2012’de ilk “Kültür Başkenti” olarak ilan edilmişti. Bu yıl Türk Dünyası Kültür Başkenti bayrağını 3 bin yıllık kadim bir geçmişe sahip bulunan Kırgızistan’ın Oş şehri Kastamonu’dan devraldı. Oş, bu anlamda Türk Dünyasının 8. Kültür Başkenti olmuş oldu. Bugüne kadar “Kültür Başkenti” olan şehirlerin sonrasındaki süreçte ciddi bir büyüme ve atılım içerisine girdiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.
2019 yılı boyunca Oş şehri Türk Dünyası’nın buluşma noktası olacak. Oş, 2001 yılında kuruluşunun 3000’inci yıldönümünü kutlamış kadim bir şehir. Kırgızistan’ın en büyük ikinci şehri olması nedeniyle hem ‘‘güneyin başkenti’’ hem de bölgenin ‘’kültür, sanat ve turizm’’ merkezi olarak nitelendirilmektedir. Fergana Vadisi’nin güneyinde bulunan Oş şehrinin hemen yanı başında Özbekistan, güneybatısında Tacikistan, güneydoğusunda ise Çin yer almaktadır.
Oş şehri, sıcak iklimi, samimi ve içten insanları, yemyeşil doğası, kadim tarihi, kutsal olarak kabul edilen Süleyman Dağı, Bara-Koh Zirvesi, üzümü, ipeği, pirinci, pamuğu, “sümölök”ü, cevizi, etli pilavı, atları ve samsası ile meşhurdur.
Oş şehir merkezinde yer alan Süleyman Dağı UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Rivayete göre, Hz. Süleyman, Oş’u ziyaret etmiş. Geceyi sürekli dua ederek burada geçirdiği için dağa “Süleyman Dağı” adı verilmiş. Hz. Muhammed’in de burada ibadet ettiği ayrıca rivayet edilmektedir. Bu nedenle ikinci Mekke olarak kabul edilen şehir, çevre ülkelerde yaşayan Müslümanlarca da kutsal sayılıyor ve bu çerçevede Oş’u ziyaret edenlerin yarı hacı olduğuna inanılıyor.
Kırgız halkının 19. yüzyıl sonlarında Rus yayılmacılığına karşı en önde mücadele vermiş olan ulusal kadın kahramanı Kurmancan Datka’nın heykeli şehrin en görkemli heykelleri arasında yer alıyor. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasının ardından pek çok ülkede Lenin heykelleri kaldırılmış olmasına karşın Oş halkı tarihlerinin bir parçası olması gerekçesiyle Lenin heykelini kaldırtmamış.
Akbura Nehri boyunca uzanan dünyaca meşhur Oş pazarı 2 bin yıllık tarihi bir geçmişe sahip. Pazar o kadar renkli ki, gezenlerin saatlerce çıkası gelmiyor. Satıcıların tümü son derece nazik ve güler yüzlü. Gelenlere bir şeyler satmasalar bile ürünlerinden ikram edebilmek için adeta birbirleri ile yarışıyorlar.
8. yüzyılda İpek Yolu üzerinde, önemli bir ipek üretim merkezi olan Oş, Türk tarihi açısından da son derece önemli bir yere sahiptir. Alimbey bu şehirde yaşamış. Karahanlılar ilk kez burada tarih sahnesine çıkmıştır. Oş şehir merkezine 55 kilometre uzaklıktaki Özgen, Karahanlıların ilk başkentleri olmuş ve buradan Orta Asya’ya yayılmışlardır.
Burası, aynı zamanda, Babür İmparatorluğu’nun kurucusu Babür Şah’ın da izlerini taşımaktadır. Bilindiği gibi, 16. yüzyılda Fergana Vadisi’nde doğan, müzik tutkunu ve şair Babür’ün, kendi hayatını Çağatay Türkçesiyle şaşırtıcı bir içtenlikle anlattığı Babürname, İslam dünyasındaki ilk otobiyografik eser sayılıyor. Oş ve çevresinde günümüze kadar ulaşabilen 11’inci yüzyıla ait Karahanlı eserlerini, türbe ve minareleri görebilmek mümkün. Dünyaca ünlü Kırgız yazar ve kültür adamı Cengiz Aytmatov’un çocukluğu Kırgızistan’ın Oş kentinde geçmiştir. Oş halkı bu bağlamda Aytmatov’un edebi yeteneklerinin bu harika şehirde ortaya çıktığını düşünüyor.
Oş’ta yaşayanlar Türk Dünyası Kültür Başkenti olacakları haberini alır almaz bu organizasyonu anında sahiplenerek aylar öncesinden ne yapılması gerekiyorsa gönüllü olarak yapmış. Oş’ta yaşayan yediden yetmişe tüm halk Kültür Bakanlığı ve Oş Belediyesi öncülüğünde düzenlenecek törenler için adeta seferber olmuş. Bu anlamda Kırgızistan Devletini, Kültür Bakanlığını, Oş Belediyesi ve Oş halkını canı gönülden kutluyorum.
Türksoy, Kırgızistan Kültür Bakanlığı ve Oş Belediyesi’nin işbirliğinde organize edilen “Oş – 2019 Türk Dünyası Kültür Başkenti” açılış organizasyonlarının tümünün son derece başarılı ve renkli geçtiğini özellikle belirtmek isterim. Oş şehrine gelenler zengin Türk kültür mirasının tanıtılması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda düzenlenen çeşitli gösteri, festival, tiyatro gösterileri, konser, yarışma, sergi ve konferansları izleme imkânına sahip oldular. Türksoy Üyesi Ülkeler UNESCO Milli Komisyon ve Komite Temsilcilerinin 7. Toplantısı, ISESCO işbirliğinde 2019 Kültür Başkenti Oş’ta gerçekleştirildi. Oş Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen Türk Dünyası kültür festivalinde tüm konuklara özel olarak Nevruz’da yapılan “sümölök” hazırlandı. Bir dizi konser ve gösteriler düzenlendi. Kırgız halkının, bebeği beşiğe yatırma, yemek yapma, konuk karşılama, kız isteme, kaynana ve kaynata karşılama adetleri gibi birçok gelenek canlandırıldı.
“Oş – 2019 Türk Dünyası Kültür Başkenti” Resmi Açılış Töreni Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ve Oş Belediye Başkanı Taalaybek Sarıbaşev‘in konuşmalarının ardından 12 ülkeden 250’den fazla sanatçının katılımı ile Ahmatbek Suyunbayev Stadı’nda düzenlenen muhteşem bir törenle açıldı. Stadı dolduran izleyiciler töreni baştan sona coşkulu tezahüratlarla izlediler. Organizasyon boyunca yapılan tüm gösterilerde milli kostümler, folklorik danslar, konserler ve çeşitli şovlar sahnelendi.
Oş’ta bulunduğumuz süre zarfında halkın bizlere son derece içten ve sıcak davrandığını, büyük çoğunluğunun Türkiye Türkçesi konuştuklarını, konuşamayanların da anlayabildiklerini gözlemleyebildim. Türk Dünyası mevcut bu potansiyeli doğru şekilde değerlendirebilmelidir. TÜRKSOY’un yapmış olduğu çalışma ve organizasyonlar her geçen gün meyvelerini veriyor. TÜRKSOY gün geçtikçe uluslararası alanda son derece önemli stratejik bir kuruluş olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. TÜRKSOY, az sayıda özverili çalışanlarıyla Türk dünyasında büyük işler başarmaya devam ediyor. Türk kültür ve sanatı zemininde yapılan faaliyetler çerçevesinde Türk devlet ve toplulukları arasında bulunan sevgi ve kardeşlik bağlarının her geçen gün daha da güçlendiğini görebilmek insana mutluluk ve umut veriyor. TÜRKSOY ile birlikte, Türk Konseyi, TÜRKPA, TİKA, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, Diyanet İşleri Başkanlığı, Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi ve Manas Üniversitesi’nin de kendi alanlarında güzel ve başarılı işler yaptıklarını özellikle belirtmek isterim.
Sonuç itibarı ile Oş’un 2019 Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak ilan edilmesinin başta Kırgızistan’a, Oş şehrine ve tüm Türk Dünyasına hayırlı olmasını diliyorum. Önümüzdeki yıl Türk Dünyası Kültür Başkenti bayrağı Oş şehrinden Hive şehrine geçiyor.
En son olarak, KKTC’den bu yıl TÜRKSOY Basın Ödülüne beni layık gören seçici kurula, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ve Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş nezdinde teşekkürlerimi sunuyor, Kültür Başkenti organizasyonunda emeği geçen her kim varsa hepsini tek tek kutluyorum. İyi ki varsın, TÜRKSOY…