Kaynak: AA, 21 Aralık 2023

Tunus halkı, parlamentonun ikinci kanadı olarak görev yapacak "Bölgesel ve Yerel Ulusal Konseyi" seçimlerinin ilk turu için 24 Aralık’ta sandık başına gidecek.  Geçen yıl yapılan parlamento seçimlerine katılımın yüzde 10’un altında kaldığı Tunus’ta, 24 Aralık’taki seçimlere katılımın da düşük olacağı değerlendiriliyor. Konsey seçimleri için 7 bin 205 adayın başvurusunun kabul edildiğini duyuruldu.

Adayların yüzde 20’sine yakının bağımsızlardan oluştuğunu belirten Buasker, Konsey seçimlerinde, büyük çoğunluğu kasaba olmak üzere 2 bin 155 seçim bölgesinden seçilen adayların, 279 yerel mecliste kendi bölgelerini temsil edeceğini açıkladı. Son olarak yerel meclislerde düzenlenecek kura ile seçilen 77 üye ise Bölgesel ve Yerel Ulusal Konseyini oluşturacak.

TÜRKSAM Haber Analiz

Tunus'ta parlamentonun yeni üyelerini belirlemek için 17 Aralık Cumartesi günü erken genel seçim düzenlendi, ancak muhalefet seçimleri boykot ettiği için katılım bir hayli az oldu. Ülkede yaklaşık 9 milyon seçmen bulunurken seçimlere katılım oranı yüzde 10’un altında kaldı. Ulusal Kurtuluş Cephesi başkanı Nejib Chebbi “fiyasko” olarak değerlendirdi ve erken cumhurbaşkanlığı seçimi için büyük protesto çağrısında bulundu. Düşük katılımın gerekçesini "seçim sistemindeki değişiklik, mali destek eksikliği ve seçimlerin ilk kez saf ve temiz geçmesi" gibi nedenler olduğu söylense de ülkede demokrasinin gidişatı, halkın seçimlere inanmamasına yol açarak katılımı düşürmektedir.

Seçimlerin doğruluğuna inanılmamasının en büyük nedeni Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz 2021'de açıkladığı olağanüstü kararla meclisin çalışmalarını dondurması ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırması denilebilir. Açıkladığı kararname sebebiyle yetkilerini genişletmiş, yürütme organını tamamen kendine bağlamıştır. Yaşanan gelişmeler ülkeyi derin bir siyasi ve ekonomik krize sürükledi.

Muhalefet partileri bu seçimin Cumhurbaşkanı Said’in sonunu getirdiğini, seçmenlerine saygı duyması gerektiğini ve ülkede yarattığı krizi durdurması gerektiğini belirtiyor. Seçimlere katılımın çok düşük olmasını ise halkın seçimleri protesto etmesi olarak nitelendiriyorlar. Halk güvenilir bulmadığı, sonucunun değişmeyeceği bir seçime gitmeyerek aslında Cumhurbaşkanına bir mesaj veriyor. Ülkedeki durumun vahametini Cumhurbaşkanı Said’i destekleyen oluşumların bile eleştirel bir şekilde yaklaşmasından anlaşılmaktadır.

Gelinin durum incelendiğinde ekonomik ve siyasal istikrarsızlık içinde bulunan ülkelerde seçimlere katılım oranın düşmesi gibi demokrasiyi zedeleyecek durumlar yaşanmaktadır. Halkın seçimleri güvenilir bulmaması, yöneticilerin tutumları ile birlikte halkta ‘soğuma’ görülebilmektedir. Bu doğal bir tepki olsa da bilinmelidir ki istenmeyen yöneticilerle mücadelenin bir parçası da oy vermektedir. Seçimlere katılım oranı ne kadar artarsa halkın tepkisi o derece de anlaşılacaktır. Yöneticiler sürekli değildir, gelir ve giderler. Ülkelerin gerçek sahipleri halklarıdır ve elbette sonunda kazanan halk olacaktır.