Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Rusya-Kuzey Kore İlişkileri Çerçevesinde  Vladimir Putin ve Kim Jong-un Görüşmeleri

Kuzey Kore ve Rusya arasındaki siyasi, ekonomik ilişkiler Sovyetler döneminden beri inişli seyretmiştir. Bununla birlikte Komünist Kuzey Kore'nin güneyi işgalinde,Sovyetler Birliği Kuzey Kore’ye yüklü miktarda mühimmat, savaş uçağı ve pilot desteği vermişti. 1950'lerin ortalarından 1960'lara kadar Sovyetler Birliği, Kuzey Kore'ye ekonomik ve askeri desteğini sürdürmüştür. Ancak 1970'lerde Sovyetler Birliği ve Çin arasındaki rekabetin kızışmasının ardından Kuzey Kore iki ülke arasında "eşit mesafe" politikası izlemeye başlamıştı. 1980'lerde Mihail Gorbaçov'un liderliğe yükselmesi ile Sovyetler Birliği, Güney Kore ile ilişkilerini düzeltebilmek için Kuzey Kore'ye yardımlarını azaltmıştı. Güney Kore’nin Doğu Avrupa'daki komünist ülkelerle diplomatik ilişkilerini artırması Pyongyang hükümetinin daha yalnızlaşmasına yol açtı. Ancak Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki savaşı takip eden yıllarda Sovyetler Birliği, Kuzey Kore'nin en büyük askeri destekçisi olma rolünü sürdürmüştü.

Bu bağlamda Kuzey Kore ve Rusya’nın çoğu zaman bölgede birbirini destekleyen politiklar izlediği yönünde değerlendirme yapılabilir. Ancak bu süreç içerisinde ilişkileri belirli bir düzeyden fazla seviyeye çıkaramamışlar ve tarihi süreçlerde bu ilişkilerin zayıfladığı dönemler de olduğu görülmüştür. Genel olarak ilişkilerin iyi yönde seyretmesinin sebebi bu iki ülkenin benzer prensiplerle yönetilmesi, Batı politikasına yönelik yaklaşımlarının aynı olması, uluslararası yaptırımlara maruz kalması ve ülke liderlerinin aynı baskın karaktere sahip olması olarak değerlendirilebilir.

Batılı ülkelerin yaptırım listesinde yer alan iki lider Kim Jong-un  ve Vladimir Putin yaklaşık bir bir araya gelmesi, dünyanın dikkatini çekti. Putin, Kuzey Kore'ye uydu üretiminde yardım edeceklerini söylese de görüşmenin kapsamının çok daha geniş olduğu sonrasında yapılan açıklamalarla kesinlik kazandı. Bu görüşmenin teferruatları dünya basınına tam olarak yansımasa da, ABD yetkilileri,  Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaş için Kuzey Kore’den mermi ve mühimat alacağını öngörüyor. Rusya’nın yaşadığı mühimmat sıkıntısı ilk olarak Batılı yetkililer tarafından dile getirilmişti. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, yılın başında Rusya’nın büyük bir cephane sıkıntısı çektiğini söylemişti. Rusya’nın Batı tarafından sıkıştırıldığı ve bu sebeple, Rusya’nın bölgede yeni müttefikkler arayışı içinde olduğu eski potansiyel müttefik ülkelerle ilişkilerin yenilenmesi ve siyasi düzenin yeniden kurulmasına yönelik bir gayret içinde olduğunun göstergesidir. Aynı zamanda “düşmanımın düşmanı dostumdur” yaklaşımıyla bu iki ülkenin yeniden yakınlaştığı dünya medyasını şaşırtmasa da ABD ve Avrupa kanadını tedirgin etti.

Siyasi yaptırımlara maruz kalan ve batı tarafıdan diktatoryal olarak değerlendirilen açıklamada bulunan bu iki liderin bir araya gelmesi,  ABD tarafında  olası senaryo ve ihtimaller hususunda düşündürdür. Bu senaryo içerisinde Kuzey Kore’nin nükler silah konusunda Rusya ile gizli anlaşma yaptığı ve silah üretimine başladıkları düşüncesi mevcut. Kuzey Kore lideri Kim'in nükleer program için gelişmiş silahlara ihtiyaç duyduğu, bu sebeple, görüşmedeki ana konunun nükleer yetenekli balistik füzeler olması düşünülenler arasındadır. Ayrıca, Kuzey Kore'nin yoksullukla mücadele ettiğini, gıda, yakıt ve diğer temel hammaddelere acil ihtiyaç duyduğunu da belirtmek gerekir. COVID-19 salgını nedeniyle sınırların kapatılması, Kuzey Kore'nin temel ihtiyaç maddelerinin karşılanması konusunda ciddi sıkıntılar yaşamasına sebep oldu ve  politik sınırlarını başka ülkelere kapatan Kuzey Kore’ye Rusya'nın bu konuda yardımcı olduğu da yorumlar arasında bulunuyor.

18-19 Ekim tarihlerinde, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un, Kuzey Kore’ye yapmış olduğu  iki günlük resmi ziyaretinin sonucunda alınan kararlara bakarak söyleye biliriz ki, Vladimir Putin ve Kim Jong-un  arasında tekrar bir görüşme yapılması planlanıyor. İki ülke liderlerinin ve üst düzey ziyaretlerin sıklaşması, Kuzey Kore ve Rusya arasındaki ilişkilerin beklenmedik bir şekilde yükseliş noktasına geçmesi, ABD başta olmak üzere Batı’nın dikkatini çeken ve nükleer silah konusunda tedirginliklerini arttıran bir durum yaratacaktır. Filistin-İsrail arasındaki gerilim her geçen gün tırmanırken, Kuzey hattında Batı karşıtlığı zemininde oluşacak iş birliliği dünyada yaşanan çok merkezli karmaşaya yeni biri eklenebilir ve  bu krizin merkez üssü Tayvan-Çin hattı olabilir.