Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Rusya’dan Obama’ya Kötü Sürpriz: ABD Orta Asya’daki Son Askeri Üssü’nü de Kaybetti

Dünyada aynı anda topraklarında hem ABD ve hem de Rus üssü bulunduran tek ülke olan Kırgızistan ABD’nin sahip olduğu Manas Askeri Üssü’nü kapatma kararı aldı. Her ne kadar uzun süreden beri bu ülkedeki Amerikan üssünün kapatılması beklenen bir gelişme olsa da Kırgızistan Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev’in 3 Şubat akşamı yaptığı bu açıklaması “beklenmedik” bir gelişme olarak değerlendirilmiştir. Zira bu haber en çok da Kırgızistan’daki iktidar ve muhalefet için sürpriz olmuştur. Bakiyev ile aynı saatlerde açıklama yapan Kırgız yetkililer bu konudan haberdar olmadıklarını bildirmişlerdir.

Bakiyev’in bu kararından habersiz olan sadece Kırgız hükümeti ve muhalefeti değil, aynı zamanda ABD’nin bu kapatma karından haberi olmadığı anlaşılmaktadır. Zira ilk defa Moskova’da bizzat Bakiyev tarafından Moskova’da açıklanan bu karar sonrasında Kırgızistan'daki Amerikan askeri üssünden yapılan açıklamada, üssün kapatılmasıyla ilgili olarak Kırgız yetkililerinden kendilerine ulaşan resmi bildirim bulunmadığı kaydedildi. Açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığından da böyle bir yazı alınmadığı ve üsteki faaliyetlerin her günkü gibi devam ettiği belirtildi. Kırgızistan'daki Amerikan Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada da, "Hava üssünün geleceği konusunda Kırgız yetkililerle müzakere halindeyiz. Müzakereler devam edecek" denildi.

Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Avrasya Ekonomik Topluluğu zirveleri için Moskova’da bulunan Bakiyev, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ile yaptığı görüşme sonrasında bir açıklama yaparak Manas Üssü’nü kapatacaklarını bildirmiştir. Bakiyev açıklamasında Amerikalıların bu üssü bir en fazla iki yıl istediklerini, ancak 8 yıldır üssü bırakmadıklarını bildirmiştir. Bakiyev ayrıca Amerikalılarla bu üs karşılığı ekonomik yardım konusunun görüşüldüğünü ancak bir netice alınamadığını, üssün atıklarının ekolojik tehlike yarattığını ve Amerikan askerlerinin bazı Kırgız vatandaşlarını öldürdüğünü de ifade etmiştir.

Bilindiği gibi Kırgızistan Orta Asya’da ekonomik krizi en ağır hisseden ülkelerin başında gelmektedir. Bakiyev açıklamasında son üç yıldır anlaşma şartlarını gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etmiş ancak Amerika’dan cevap alamadıklarına da vurgu yapmıştır. Kırgızistan'da aynı zamanda elektrik sıkıntısı da had safhadadır ve bbu elektriği sadece Özbekistan'dan temin edebilmektedir. Özbekistan ise Kırgızistan'ın Manas üssünü kapatmasını istemektedir.

Kırgızistan ile Rusya arasında yapılan görüşmelerde Manas Üssü’nün kapatılması karşılığında bu ülkeye büyük bir ekonomik yardım paketi verilmiştir. Buna göre bu ülkeye 150 milyon dolar hibe yapılmış ve 40 yıl vadeli, düşük faizli 2 milyar dolarlık kredi verilmiştir. Moskova ayrıca Kırgızistan'ın Rusya'ya olan 193 milyon 561 bin dolar borcunun yaklaşık 180 milyon dolarlık kısmını silmiştir. Rusya bunun karşılığında Bişkek'teki, "DASTAN" isimli Deniz Silah Sanayi ve Harp Malzeme Üreticisi firmanın yüzde 48 hisse senedini ve Bişkek'te Rusya Büyükelçiliği'nin eski binasında Rus Kültür Merkezi kurulmasını temin etmiştir. Ayrıca Rusya ülkede bir yıldır inşaatı süren Kambar-Ata barajın inşaatına ve enerji sektörüne toplam yatırımın yapmayı planlamaktadır.

David Petraus geçen ay Kırgızistan’a bir ziyaret gerçekleştirmiş ve burada gazetecilerin sorularına cevap verirken üssün kapanmasının gündemlerinde olmadığını bildirmiştir. Patreus ayrıca bu ziyareti esnasında ABD’nin Kırgızistan’a çeşitli programlarla yıllık 150 milyon dolar aktardığını ve ayrıca 63 milyon dolar da üs için verdiklerini açıklamıştı. ABD yönetimi terör ve narkotik trafiği ile mücadele etmesi için bu ülkeye 2009 yılı için 25 milyon dolarlık ek bir ödenek de ayırmıştı. Üste Amerikan, İspanyol ve Fransızlardan oluşan yaklaşık 1.000 kişilik asker bulunmaktadır. Üs Obama’nın Irak’dan çektiği askerleri Afganistan’a göndermesi için son derece önemli bir rol oynamaktaydı.

Bakiyev’in bu kararı Moskova’da açıklaması ilginçtir ve doğrudan mesaj içermektedir. Kırgızistan’ın 2005 yılında yaşadığı Sivil Devrim sonrasında Rusya, ABD ve Çin arasında bir denge oluşturmaya çalışmış ve dünyanın en büyük üç gücü ile pazarlık masasına oturmuştu. Zaman içerisinde Amerika’nın Irak bataklığına saplanması ve Şanghay İşbirliği Örgütü’nün de bastırmasıyla Kırgızistan ABD’yi feda etmiştir.

Bilindiği gibi Özbekistan’daki Hanabad üssü 2005 yılında kapanmıştı ve bölgedeki tek üs olarak 2001 yılında açılan Manas Üssü kalmıştı. Bu üs Afganistan operasyonları açısından son derece önemliydi. Bu üs sadece ikmal üssü değil, aynı zamanda Çin’i ve bölgedeki diğer ülkeleri dinleme üssü olarak da kullanılıyordu. Afganistan operasyonları amacıyla açılan üssün şimdi ABD’deki Obama yönetiminin tam da dış politikasının ana eksenine Afganistan operasyonlarını koyduğu bir dönemde onun Afganistan yolunu kapatacak bu girişim ABD tarafından pek hoş karşılanmayacaktır.

Kırgızistan'da başkente 45 kilometre mesafede Rusların Kant Hava Üssü bulunmaktadır. Rusya bu adımı ile Obama yönetiminin Polonya ve Çek Cumhuriyetine kurmaktan vazgeçmediği radar üssü ve füze savunma üssüne karşılık Rusya’nın ABD ile yeni dönemde her türlü rekabete hazır olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Bu adımı Rusya’nın Obama’ya sürpriz olarak değerlendirilebilir.

Geçtiğimiz hafta Kırgızistan’da bir dizi operasyon yapılmış ve birçok muhalif isim gözaltına alınmış ve Kırgızistan'ın eski savunma bakanı İsmail İsakov hakkında da soruşturma açılmıştı. Eski Meclis Başkanı ve iktidar karşıtı Atameken Partisi’nin lideri Ömürbek Tekebayev, 2005 devriminin önde gelen isimlerinden ve eski dışişleri bakanlarından Roza Otunbayeva ve Alikbek Cekşenkulov ile Sosyal Demokrat Parti lideri, milletvekili Bakıt Beşimov’un da aralarında bulunduğu bu isimlerin gözaltına alınmasının Kırgızistan’ın ülkedeki Amerikan üssünü kapatma kararı alması ile aynı döneme denk gelmesi dikkat çekmiştir.

Bu arada Rusya ile Tacikistan’ın arasının açıldığı da anlaşılmaktadır. Zira Tacikistan Devlet Başkanı Emomali Rahman’ın 3 Şubat 2009’da gerçekleşmesi gereken Moskova ziyaretini iptal ettiği ve ayrıca Tacikistan’ın 4 Şubat 2009 tarihinde Moskova’da yapılması planlanan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Avrasya Ekonomik Topluluğu (AET) zirvelerine de katılmayacağını açıklanmıştır. Tacikistan Dışişleri Bakanlığı ziyaretin iptal edilmesini Rusya ile Taciksitan arasına enerji alanında yaşanan sorunlara bağlamıştır. Zira geçtiğimiz hafta Özbekistan’ı ziyaret eden Medvedev’in “kendi ülkesi sınırları içerisinde hidroelektrik santrali inşa etmek isteyenlerin ülkelerin, komşu ülkelerin de onayını alması gerektiği ve bu onay olmadan Rusya’nın benzeri projelerin yapılmasına onay vermeyeceğini” kaydetmişti. Bunun üzerine Rogun hidroelektrik santralinin inşaatını yapmak isteyen Tacikistan bu açıklama sonrasında Rusya Dışişleri Bakanlığı’na nota vermiştir. Özbekistan, Rogun santraline ülkesinin su kaynaklarını azaltacağından dolayı karşı çıkmaktadır. Geçtiğimiz hafta Özbekistan ile Rusya arasında doğalgaz anlaşması imzalanmasından sonra Sovyetler Birliği döneminde inşasına başlanan ve yaklaşık yarısı tamamlanan Rogun hidroelektrik santralinin bitirilmesi için garantör olan Rusya şimdiye kadar net tavır göstermediği bu konuda şimdi Özbekistan’dan yana tavır koymuştur. Böylece Rusya enerji kaynakları açısından zengin olan Özebekistan’ı bu alanda zayıf Tacikistan’a tercih etmiştir. Bu gelişme aynı zamanda bölgede yakın gelecekte su sorunlarının da ciddi bir krize dönüşebileceğini ve hatta su savaşlarının dahi gündeme gelebileceğini göstermiştir.

Yukarıdaki rahatsızlığı Kırgızistan konteksinde değerlendirdiğimizde ABD Kırgızistan’daki üssünü de yitirdikten sonra Orta Asya’da tutunacak bir dalı kalmamıştır. Şimdi Rusya ile Tacikistan’ın arasının açılmasından sonra ABD’nin bölgede yeni müttefik olarak Tacikistan’ı yanına alabilir ve “kovulduğu” Özbekistan ve Kırgızistan askeri üsleri yerine Tacikistan’dan üs alabilir.

Görüldüğü gibi 11 Eylül saldırılarından sonra Özbekistan ve Kırgızistan’da askeri üs edinen Rusya şimdi bu üsleri kaybetmiştir. Türkmenistan 21 Ocak 2009 tarihinde yapılan milli güvenlik kurulu toplantısında kabul edilen yeni askeri doktrininin sadece savunma amaçlı olduğunu bildirmiştir.  Yeni askeri doktrinde, Türkmenistan'ın hiçbir ülkenin askeri üssünü barındırmayacağı, nükleer ve kitle imha silahları üretmeyeceği ve bunların alımı satımını yapmayacağı özellikle belirtilmektedir. Dolayısıyla da Türkmenistan ile ilgili bütün süpekilasyonlar bu doktrinle devre dışına çıkmıştır. Tarafsızlık statüsünü koruyan Türkmenistan’ın ısrarla topraklarında herhangi bir yabancı askeri güce yer vermeyeceğini açıklamasından sonra bütün gözler Tacikistan’a çevrilmiştir. Çin’in de Tacikistan’da aktif bir çaba içerisinde olduğunu dikkate aldığımızda önümüzdeki dönemde bu ülkenin küresel güçlerin yeni mücadele alanlarından birisi haline gelebileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca Orta Asya’da bütün desteğini kaybeden Amerika’nın Türkiye’nin desteğine olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla artmıştır. Kimbilir ABD eğer ki, Taciksitan'dan üs alamazsa Trabzon'dan üs isteyecektir…

Yalnızca 2008 yılında Manas üssünden 5,000 tona yakın teçhizatın ve Afganistan’a giriş ve çıkış yapan 170,000 Amerikan askerinin nakliyesi bu üsten gerçekleşmesi Manas’ın ABD için taşıdığı önemi göstermeye yeterli bir örnektir. Rusya ABD’yi Afganistan operasyonlarında kendine bağımlı hale getirmeye çalışmaktadır. Nitekim Rusya geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama Amerika’nın Afganistan’daki çabalarını desteklediklerini, yalnız Washington’un da Moskova ve Orta Asya ülkeleriyle daha yakın çalışması gerektiğine işaret edilerek ABD’ye Kremlin’in yolu gösterilmiştir.

Yukarıdaki analizi okuyanlar Özbekistan ile Rusya arasında "su sızmıyor" algısına kapılabilirler. Durum aslında öyle değildir. Her ne kadar geçtiğimiz ay Rusya ile Özbekistan arasında doğalgaz anlaşması imzalansa da iki ülke arasında ciddi sorunların yaşandığı ve Özbekistan'ın batı ile yeni bir kapı aralama arafesinde olduğunu da belirtmek gerekir. Bunun için Türkiye yeni roller üstlenebilir. Bu çerçevede uzun süredir soğuk olan iki ülke ilişkilerinin bu yıl içerisinde gerçekleşebilecek bir üst düzey (Cumhurbaşkanı) ziyaretle giderilmesi gündeme gelebilir. Burası Orta Asya ve her türlü gelişmeye açık… Bu bölgede çok önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Tabiri caiz ise bölgemizde yeni bir dünya kuruluyor, kartlar yeniden karılıyor, taşlar yeniden yerine oturtuluyor… Türkiye'nin bir an önce iç politikadaki suni gündemlerden, kısır çekişmelerden başını kaldırması ve fethetmesi gereken asıl bölgeye dikkatini yöneltmesi gerekmektedir.