Rum Yönetimi Diyor ki: Zihniyetimiz Budur
Crans Montana’da Rum tarafının katı ve uzlaşmaz tavırları nedeniyle 7 Temmuz 2017 günü çöken Kıbrıs müzakere masası Birleşmiş Milletler tarafından yeniden ve yepyeni bir anlayışla kurulmaya çalışılıyor. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı uzun zamandan bu yana müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için ‘Rum tarafında ciddi bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var’ diyor. Rum lideri Anastasiadis ise ‘esas zihniyetini değiştirmesi gereken Akıncı ve Kıbrıs Türkleridir’ diyor.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın zihniyet değişikliği konusunu gündeme getirdiği daha ilk gün zihniyet öyle üç, beş ayda değişebilir mi? Zihniyet değişimi uzun soluklu bir süreçtir demiştim. Daha önce de defalarca ifade ettiğim üzere eğer Rum liderliği Kıbrıs konusunu bugüne kadar gerçekten çözmek istese idi aradan geçen 50 yılık süre zarfında Rum toplumunu federal bir çözüme zihniyet olarak hazırlaması gerekmez miydi? Ne yazık ki hazırlamadı! Rum liderliği kendi toplumunu zihniyet olarak federal bir çözüme hazırlamadığı gibi, 50 yıl boyunca buna karşın evde, kilisede, okulda, sokakta, medyada ve siyasette enosis anlayışını zihinlere kazımayı tercih etti.
Rum liderliği 1963’de Kıbrıs Türklerinden silah zoru ile arındırarak gasp ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ni hızla Güney Kıbrıs’ta üniter Rum devletine dönüştürmedi mi? Rum liderliği günümüzde de gasp ederek ele geçirdiği egemenliği denize ve deniz altındaki enerji kaynaklarına da yayabilme peşine düşmüştür.
Anastasiadis 21 Şubat 2018 günü hidrokarbon konusunda yaptığı bir açıklamasında 'Kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge ile ilgili kararlar birleşik bir Kıbrıs’ta federal bir yetki olacaktı. Talat ve Hristosyas'ın bu konuda mutabakatı var!’ dedi. Anastasiadis aslında açık açık “Kıbrıs Türk tarafı olarak sizin federal hükümette çok ciddi yetkileriniz söz konusu olmayacak, zaten bu konuda mutabakatta var! Neden hidrokarbon konusunda sorun yaratıyorsunuz” demeye getirmektedir! Anastasiadis hatırlanacağı üzere daha önce de açık açık “azınlık çoğunlukla eşitlenemez” diyerek Kıbrıs Türkleri bizden eşitlik beklemesin demek istemişti.
Rum Sözcü Nikos Hristodulidis 27 Şubat 2018 günü ‘doğal gazın birlikte yönetilmesi tezi, Kıbrıs sorununun da sonu demektir’ dedi! Rum liderliği, Kıbrıs Türklerini kendisine eşit görmüyor. Siyasi eşitlik gündemlerinde yok! Rum Yönetimi eşit görmediği Kıbrıs Türkleri ile doğal gazı birlikte arama ve eşit şekilde paylaşma gibi bir zihniyetinin bulunmadığı açık açık Rum Hükümet Sözcüsü Hristodulidis tarafından ifade etmiştir.
Rum Meclis Başkanı Şilluris 26 Şubat 2018 günü “Kıbrıs sorununa Türkiye'nin müdahale hakkının olmayacağı bir çözüm bulunmalı” dedi! Rum Meclis Başkanı Şilluris açıklamasında aslında ‘Türkiye’nin etkin ve fiili müdahale hakkı olmasın ki Rum tarafı olarak Kıbrıs Türklerine istediğimizi daha rahat bir şekilde yapabilelim’ demek istemiştir! Güvenlik ve garantiler konusunun neden müzakere masasında gündem maddesi yapılmak istediği ortadadır.
Rum lideri Anastasiadis, Hükümet Sözcüsü Hristodulidis ve Rum Meclis Başkanı Şilluris’in Kıbrıs ve hidrokarbon konusunda son 1 hafta içerisinde yapmış olduğu açıklamalara bakacak olursak, Rum tarafı açık açık ‘bizim zihniyetimiz budur’ demeye getirmektedirler! Bunu görmemek ve anlamamak için aptal olmak gerekir.
Anastasiadis bilindiği üzere deniz hukuku üzerine yüksek lisans yapmıştır. Rum üst aklının kendisini başkanlık konusunda desteklemesinin en büyük sebebi de bu olsa gerek! Rum Yönetimi Güney Kıbrıs’ta gasp ederek üniter Rum devletine dönüştürdüğü yapının egemenliğini karada ve denizde tüm Ada geneline yayabilmeye çabalıyor. Rum lideri Anastasiadis sözde ilan ettikleri Münhasır Ekonomik Bölgeleri’nin pekte bir geçerliliği olmadığını son günlerde anladıktan sonra müzakereler konusunda ciddi gelgitler yaşamaya başladı! Şöyle ki, Anastasiadis bir gün “müzakerelere kalındığı yerden hemen başlanmalıdır” derken, bir sonraki gün “müzakerelere yeniden başlanması imkânsız” deyip hemen ardından da “gerekli hazırlığın yapılması durumunda Avrupa Birliği ile BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ülkenin de katılacağı Kıbrıs için yeni bir konferansa katılmaya hazır olduğunu” da beyan etti. Sizce Anastasiadis’in bu çelişkili açıklamalarının hangisine inanarak güvenebiliriz?
Kıbrıs konusunun çözülebilmesi amacıyla yeniden müzakere sürecinin başlatılabilmesi için girişimlerde bulunan Birleşmiş Milletler yetkilileri acaba Rum lideri Anastasiadis, Rum Hükümet Sözcüsü Hristodulidis ve Rum Meclis Başkanı Şilluris’in son dönemde medyaya da yansıyan açıklama ve görüşlerini acaba gördüler mi? Eğer gördülerse bu konudaki samimi görüş ve düşünceleri nedir?
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için “Rum tarafında ciddi bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var” açıklaması ve buna karşın Rum liderliğinin de konu ile ilgili görüşleri ortadadır! Rum Yönetimi’nin 1963’ten bugüne kadar müzakerelerde ortaya koyduğu hırçın, kışkırtıcı, agresif, katı ve uzlaşmaz tavırlarında hiçbir değişiklik olmadığı açıkça görülmektedir.
Görüldüğü gibi Rum tarafında herhangi bir zihniyet değişikliği söz konusu olmadığı gibi kısa bir süre içerisinde de herhangi bir zihniyet değişikliği olacağı yönünde de en küçük bir emare söz konusu değildir. Birleşmiş Milletler’in önümüzdeki süreçte müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için Rum liderliğinin zihniyetinin değişmesi için nasıl sihirli ve mucizevî bir yol izleyeceğini inanın çok merak ediyorum!