Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, teröristlerin taciz atışlarının cezasız kalmadığı belirtilerek, "Suriye'nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgelerinde huzur ve güvenlik ortamını bozmak için taciz ateşi açan 13 PKK/YPG'li terörist, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından etkisiz hale getirildi" ifadesi kullanıldı.

Suriye’nin kuzeyinde, 10 Ekim 2022 tarihi itibariyle baş gösteren hadiseler bir anda artma eğilimi göstermiş ve bölge denklemini değiştirebilecek bir mahiyette tezahür etmiştir. 

14 Ekim 2022 tarihi itibariyle HTŞ’nin, Afrin ilçe merkezinde kontrolü sağlamasıyla birlikte, Suriye’nin kuzeydoğusunda yaşanan karmaşadan istifade etmek isteyen PKK/YPG unsurları, Barış Pınarı Harekât bölgesine art arda sızma yapmaya çalışmış ancak başarısız olmuşlardır. Nitekim, bugün Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı Harekât bölgesine PKK/YPG’li terör örgütü mensupları yine bir sızma faaliyetini icrâ etmeye çalıştıkları görülmektedir. 

Yurtdışında yayınlanan haberler incelendiğinde; bölgede bulunan ve sayıları net olarak bilinmeyen PKK/YPG unsurlarının engebeli arazi şartlarından faydalanmak suretiyle sızma yapmaya çalıştığı ancak fark edildiklerini anladıkları andan itibaren kuvvetli bir taciz ateşi açarak geri çekilmeye çalıştıkları fakat başarısız oldukları anlaşılmaktadır.  

Suriye’nin kuzeyinde devam eden kaos ortamını; bölge denklemini kendi lehine çevirmek isteyen unsurların büyük bir avantaj sağlamasına zemin hazırlayabileceği görülmektedir. Tam bu noktada, Türkiye’nin menfaatlerine ters düşen birtakım faaliyetlerin içerisinde bulunan grupların pasifize edilmesi açısından da faydalı olabileceği düşünülmektedir. Suriye Milli Ordusu’nun yeknesak hareket edememesi, yapı içerisindeki farklı kliklerin kurmuş olduğu birtakım ilişkilerin zaman zaman TSK’ya zafiyet yaşattığı da bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Dolayısıyla, bu kaos ortamından fayda sağlamaya çalışan ancak askerî açıdan kontrol edebileceği maksimum seviyede alanı zaten kontrol altında tutan PKK/YPG’nin, Barış Pınarı Harekât bölgesine yönelik gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin; kayıp verdirmeye ve moral bozmaya yönelik taktik seviye saldırılardan ibaret olduğu anlaşılmaktadır. 

Buradan hareketle; TSK’yı yıpratmak amacıyla son günlerde ülkemizde de yansımaları görülen tartışmalar kapsamında düşünülecek olursa; TSK’yı,  yabancı istihbarat servislerinin desteğiyle “False Flag” (sahte bayrak)  operasyonunun öznesi haline getirmeye yönelik çalışmalar içerisinde  olabileceklerini de unutmamak gerekir.