Pavel Durov’un Gözaltı Krizi
Haber
Kaynak: AA, 27 Ağustos 2024
Fransa, Telegram'ın kurucusu Pavel Durov'u otoritelere bilgi vermeyi reddetmekle suçluyor. Durov, 24 Ağustos'ta gözaltına alındı ve 12 suçla ilgili soruşturma altında, Fransa Cumhurbaşkanı Macron bu durumun siyasi olmadığını belirtti ancak Rusya bu konuda endişeli.
TÜRKSAM Analiz
Telegram’ın kurucusu Pavel Durov’un Fransız güvenlik güçlerince gözaltına alınması, dünya kamuoyunda adeta bir şok etkisi yarattı. Rus uyruklu Durov'un tutuklanması, kişisel özgürlükler ve dijital haklar ekseninde yeni tartışmaları ateşlerken, ifade özgürlüğü ve bireysel mahremiyet konularında Fransa’nın Batı değerlerine olan bağlılığını sorgulattı. Bu durum, Rusya’nın şiddetli tepkisine yol açarak iki ülke arasındaki kırılgan ilişkileri daha da karmaşık hale getirdi.
Gözaltı gerekçeleri arasında otoritelere bilgi vermemek, siber taciz ve Telegram uygulamasının istismar edilmesinden sorumlu tutulmak da dahil olmak üzere toplamda 12 farklı suç bulunmaktadır. Paris Cumhuriyet Savcısı Laure Beccuau, Durov'a yönelik suçlamalar arasında yasa dışı işlemler, çocuğun cinsel istismarı, dolandırıcılık ve yetkililere bilgi vermeyi reddetme gibi suçların bulunduğunu belirtmiştir.
Durov'un hem Rusya hem de Fransa vatandaşı olması iki ülke arasında diplomatik bir krize yol açmıştır. Rus kökenli olan Durov, aynı zamanda Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve St. Kitts ve Nevis Adası vatandaşlıklarına da sahiptir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a göre, bu soruşturmanın hiçbir siyasi boyutu bulunmamaktadır. Ancak Rusya, Telegram’ın Rus ordusu tarafından sıklıkla kullanılması ve hassas bilgilerin Telegram üzerinden paylaşılması sebebiyle endişelidir. Rusya, bu endişesini Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Naryshkin aracılığıyla resmi haber ajansları TASS'a yaptığı açıklamada Telegram'ın kurucusu Pavel Durov'un Batılı yetkililere hassas verileri açıklamayacağına inandığını dile getirmiştir.
Tutuklanma sonrasında Telegram’dan gelen açıklamaya göre platformun sahibi, o platformun istismar edilmesinden sorumlu tutulmamalıdır. Ancak Pavel'in bu duruma karşı bir tedbir almaması da eleştirilmektedir. Telegram tarafından yapılan açıklamada, moderasyon politikasının "endüstri standartlarına uygun olduğu ve sürekli olarak geliştirildiği" vurgulanırken, bir platformun veya sahibinin kötüye kullanım durumlarından sorumlu tutulmasının "saçmalık" olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, yaklaşık bir milyar kullanıcının Telegram'ı iletişim ve bilgi paylaşım aracı olarak kullandığına dikkat çekilerek, sorunun yakında çözüleceği beklentisi de ifade edilmiştir.
Rusya’nın eski Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'e göre Durov soruşturmasının ırkçı bir tarafı bulunmaktadır. Nitekim Medvedev’e göre ‘parlak bir dünya vatandaşı’ olmak isteyen Pavel'in bu hesabı tutmamış ve artık dünya karşısında bir Rus olarak ‘öngörülemez’ ve ‘tehlikeli’ olarak değerlendirilmektedir. Medvedev'in bu iddiasına karşılık Macron’un açıklaması, uluslararası kamuoyuna ışık tutar nitelikte olmakla beraber, Pavel soruşturmasının bir diplomatik krize yol açması ihtimali gündeme gelmiştir.
Kremlin sözcüsü Peskov suçlamaların ciddiyetine değinerek eğer bu suçlama için ciddi kanıtlar sunulmaz ise düşünce ve ifade özgürlüğünün bir iş adamına yapılan ağır suçlamalar dolayısıyla baltalanacağını dile getirmiştir. Rusya, Durov’a her türlü desteği sağlayacağını ancak aynı zamanda Fransa vatandaşı olmasının durumu zorlaştırdığını belirtmiştir. Rusya’nın tepkilerinin yanı sıra X’in sahibi Elon Musk da Durov’un bir an önce serbest bırakılmasını destekler nitelikte açıklamalar yapmıştır.
Moskova yönetimi ve Durov arasındaki yaşanmış olaylara baktığımız zaman, 2018-2020 yılları arasında Telegram’ın Rusya’da engellenmesi, Batılı Sivil Toplum Kuruluşları (STK) tarafından eleştiri konusu olmuştur. Bunun üzerine Rusya Dışişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada, Bakanlık Sözcüsü Maria Zakharova aracılığıyla okları tekrar Batılı STK’lara yöneltmiştir. Geçmişte bu duruma sessiz kalmayan STK’ların, Pavel’in tutuklanmasına ses çıkarıp çıkarmayacakları ise merak konusudur.
28 Ağustos Çarşamba günü Moskova saatiyle 21:00'de Durov’un maksimum tutukluluk süresi sona ermiş ve serbest bırakılmıştır. Durov’un Fransa’dan ayrılmama şartı ile haftada iki kere imza verme şartı da bulunmaktadır. Aynı zamanda BAE vatandaşı olan Durov için, BAE bu konuyu yakından takip ettiğini bildirmiştir. Durov’un serbest bırakılmasında büyük bir etken olarak, BAE’nin Durov’un serbest bırakılmaması takdirinde Fransa’ya uyguladığı ekonomik yaptırım karşımıza çıkmaktadır.
BAE, Durov’un tutuklanmasının ardından ‘Fransa’dan 80 savaş uçağı satın alma sözleşmesinin’ dondurulduğunu bildirmiştir. BAE, Fransa’dan yaklaşık 16 milyar avro değerinde savaş uçağı satın alınmasına ilişkin anlaşmayı 2021 yılında imzalamıştır. BAE'nin 80 savaş uçağı satın alma sözleşmesini askıya alması, yalnızca Durov'un bireysel haklarını savunma amacı taşımayarak; aynı zamanda BAE'nin kendi vatandaşlarına yönelik dış müdahalelere karşı gösterdiği kararlılığı da simgelemektedir. Bu adım, Fransa'ya karşı ciddi bir ekonomik yaptırım tehdidi oluştururken, Durov’un serbest bırakılmaması durumunda iki ülke arasındaki askeri ve teknik iş birliğinin de tehlikeye gireceğinin açık bir sinyali olarak görülmektedir. BAE’nin, Telegram CEO'su Pavel Durov'un Fransa'da gözaltına alınmasına karşı verdiği sert tepki, ülkeler arası diplomatik ve ekonomik ilişkilerin hassaslığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Durov’un gözaltına alınma tehididi hem Rusya-Fransa ilişkilerini etkilerken hem de BAE-Fransa ilişkilerini de ekonomik yaptırımlar tehdidiyle etkilemiştir. Diplomatik krize yol açabilecek bu olay, gerilimi arttırsa da bu durumun çözümü uluslararası hukuk ve insan hakları normlarına göre şekillenmelidir. Bunun yanı sıra Pavel’in tutuklanması dijital platformların hassas verilerin depolanması ve güvenilirliği konusunu tekrar gündem getirerek bu konuda alınabilecek önlemleri tartışma konusu yapmaktadır.