Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Kıbrıs’ta Alternatifleri Konuşma Zamanı Gelmiştir

Kıbrıs konusuna çözüm bulunabilmesi amacıyla ‘federasyon’ modelini Türk tarafı önermişti! Aradan geçen süre zarfında federasyon konusunda ne yazık ki ortak bir zemin ve ortak bir anlayış birlikteliği sağlanamamıştır.

Federasyon en az iki devletin bir araya gelerek kurdukları üst yapıya denmektedir. Federasyonlar Katolik evliliği değildir. İşlerin yolunda gitmemesi durumunda taraflardan birisi kurucusu olduğu federasyondan devletini alarak ayrılabilir! Avrupa Birliği de bu bağlamda büyük bir federasyondur. Eğer İngiltere AB’ne toplum olarak katılmış olsaydı üyelikten çıkma kararını bu kadar rahat alabilir miydi?

1960’da kurulan Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum ‘toplumları’ tarafından kurulmuştu! İki toplum bir araya gelerek devlet kurabilirler. Ancak bunun adına federasyon denemez. 

Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti her ne kadar da ‘federal’ fonksiyonlara sahip olsa da netice itibarı ile federasyon değildi! Rum Yönetimi bilindiği gibi 1960’da kurulan Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni 1963’de silah zoru ile gasp ederek üniter Rum devletine dönüştürmüştür.

Rum tarafı müzakere tarihi boyunca federasyon görüşmelerinde iki devletin bir araya gelmesi neticesinde kurulacak bir anlaşmayı istememiştir! Rum tarafı bunun yerine 1963’de gasp ederek üniter Rum devletine çevirdikleri yapıyı federal görünümlü bir devlete dönüştürmek istemiştir.

Rum tarafı federasyon derken eyaleti, Türk tarafı ise iki devletin oluşturacağı yeni devleti kastetmektedir. Federasyon konusunda en temel fark burada ortaya çıkmaktadır! Güvenlik, garantiler ve siyasi eşitlik konularında da bir mutabakat yoktur! Olması da mümkün görünmemektedir.

Rum tarafının görüşleri Kıbrıs Türklerinin yıllardır kabul ettiği ‘iki kesimli, iki toplumlu federasyon’ modeline ters ve var olan gerçekleri ret eden bir durumdur. Rum Yönetiminin önerdiği yapı federasyon olarak kabul edilemez. Yukarda da kısaca izah etmeye çalıştığım gibi federasyon iki devlet tarafından kurulabilir. İki toplum veya iki eyaletin bir araya gelmesiyle federasyon kurulamaz.

Rum üniter devletinin dönüşmesi neticesinde federasyon oluşmaz. İlerde bir gün velev ki anlaşma yürümezse iki devlet dostça ayrılabilmelidir. Federasyon eşitliğe dayalı bir sistemdir! Rum tarafının dayattığı anlaşma modelinde Kıbrıs Türkleri sayısal anlamda ‘azınlık’ olarak Rum üniter devletinin içerisine bir oldubittiyle katılmak istenmektedir. Rum tarafı federasyon görüntüsü altında Rum üniter devletine Kıbrıs Türklerinin yama olmasını bekliyor.

Rum liderliği azınlıkla çoğunluk eşitlenemez tarzı söylemlerle Kıbrıs Türk tarafının eşitliğini kabul etmeyeceğini ortaya koyarak federasyon modelini federasyon olmaktan çıkarmıştır. Rum tarafı kerhen siyasi eşitlik benzeri bir şey versek bile bu Kıbrıs Türkünün sayısal anlamda azınlık olduğu gerçeğini değiştirmez diyor.

Rum tarafı Guterres Çerçevesi’ni de reddetmiştir. Guterres Çerçevesi yeniden ısıtılarak aynı yol, yöntem ve parametrelerle önümüze konulmaya çalışılıyor. Kıbrıs konusunun son 50 yıldır denen aynı yol, yöntem ve parametrelerle çözülemeyeceği artık iyice anlaşılmıştır. Artık ciddi bir değişime ihtiyaç duyulmaktadır. Kıbrıs Türkü alternatifsiz değildir! Hiç kimse Kıbrıs Türkünü çözümsüzlüğe ve Rum tarafının keyfi yaklaşımlarına mahkûm edemez! Bir sorunu çözebilmek için iyi niyete sahip en az iki taraf gerekmektedir. Rum tarafının Kıbrıs konusunu federasyon kriterlerleri temelinde iyi niyetle çözmek istemediği ortadadır.

Rumlar hala Crans Montana'da kalınan yerden başlayalım diyor! Kalınan yer diye bir şey yoktur. Kalınan yer çöken noktadır. Oradan devam etmek çözümsüzlük istemek, zamana oynamaktır. Süreyi uzatarak Kıbrıs konusunu bir elli yıl daha sürüncemede bırakma girişimidir. 

Kaldı ki, Rum liderliği de son 1 yıldır federasyon modelinin olmayacağını görerek iki devletli çözüm modelini konuşmaya başlamıştır. Rum liderliğinin iki devletli bir çözüm modelini konuştuğu bir dönemde bizim hala federasyon modelinde diretmemiz akıl alacak iş değil.

Böyle bir ortamda Kıbrıs Türk tarafı olarak(!) federasyon dışında hiçbir alternatifi konuşmaz ve tartışmayız diyerek diplomasi süreci yürütülebilir mi? KKTC’yi savunan partiler de ‘biz de KKTC’nin devamından başka hiçbir şeyi konuşmayız’ deseler acaba ne olurdu? Federasyon modelinde diretmek statüko değil de nedir?

BM, en son olarak Crans Montana’da Rumların çözüme hazır olmadığını açıkça vurguladı. AB Kıbrıs konusuna müdahil olduktan sonra konu içinden çıkılmaz bir hale döndü! AB’nin günümüzde enerji ihtiyacını karşıladığı kaynakların gelecekteki talebini karşılamada yetersiz kalacağı, bu nedenle daha fazla petrol ve doğal gaz ithal etme yoluna gitmesi kaçınılmazdır.

Son dönemde Doğu Akdeniz’de (Kıbrıs) keşfedilen doğal gaz rezervleri bölge ülkeleri yanında en çokta AB ülkelerinin enerji arz güvenliğini yakından ilgilendirmeye başlamıştır. (Eastmed) Son dönemde Orta Doğu’da yaşanan kaos ortamı ile birlikte Kıbrıs’ın stratejik önemi kat be kat artmıştır. 

İşte böylesine önemli bir ortamda Kıbrıs Türk Halkının sorumluluğunu yüklenmiş olan yöneticilerin ‘ortak akıl’ yürütmeyi reddeder nitelikte tavır takınmalarını anlayabilmek mümkün değildir! Kıbrıs Türk Halkının sorumluluğunu yüklenmiş olanların sorumluluklarının gereğini reddetme lüksü olabilir mi? 

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 16 Nisan Liderler Yemeği öncesi ve sonrasında yaptığı açıklamalar ile Kıbrıs konusunda bir yol ayrımına gelindiğini açıklamadı mı? Yol ayrımına gelindiği tespit edildiğine göre alternatif yol ve yöntemleri de konuşma zamanı gelmiştir. Kıbrıs Türk Halkının sorumluluğu her şeyin üzerindedir. Hiç kimsenin Kıbrıs Türkünün önünü tıkamaya hakkı yoktur! Gün, Kıbrıs Türk halkının geleceğini düşünerek bir bütün halinde hareket etme ve ‘ortak akıl’ yürütme günüdür.