Japonya’da Artan PKK Etkisi
Japonya'da yaklaşık 2.000 Kürt'ün yaşadığı tahmin edilmekte ve bunların yüzde 60'ından fazlasının Tokyo’daki Kawaguchi ve Warabi şehri ile Saitama Eyaletinin güney bölgelerinde yaşadığı bilinmektedir. Yaşadıkları bölgeyi Kürdistan ile eğrelti otunun birleşiminden oluşan “Warabistan” olarak belirtmektedirler. Yaşadıkları bölgenin adını değiştirmeye yönelik bu adım, Japonya’nın egemenliğine karşı bir hareket olarak değerlendirilmektedir.
Japonya'nın Ankara Büyükelçiliği, terör örgütü PKK'nın, Japonya'nın Kamu Güvenliği İstihbarat Teşkilatının (PSIA) terör örgütleri listesine dahil edildiğini açıklamıştır. Açıklamada, "Japonya hükümetinin, PKK'yı, 2002 yılı itibarıyla mal varlığı dondurulması gereken terörist ve benzeri örgütler arasına dahil ettiği ve PKK tarafından gerçekleştirilen terör eylemlerini kınadığı" belirtilmiştir. Yapılan bu açıklama son dönemde PKK’nın Japonya’da dikkat çeken faaliyetlerine yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Sosyal medyada PKK sempatizanlarının protestolar yaptığı, Japon vatandaşlarına zarar verdiği görülmektedir. Bu durum karşısında hükümet PKK hareketini önlemeye yönelik kararlar almaktadır.
Japonya Meclisi, PKK'nın izlenmesine karar vererek ülkedeki PKK varlıklarını donduran yasayı onaylamıştır. Gazeteci Ishii Takaaki, "Japon Meclisi'nde PKK meselesi ele alındı. Japonya'da yaşayan PKK yandışlarının Nevruz bayramında PKK'yı övdüğü, PKK bayrakları salladığı ortaya çıktı. Japon hükümeti de, PKK'nın varlıklarını donduran yasayı onayladı. Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa, PKK'nın izlenmesi gerektiğini belirtti. Türkiye-Japonya iş birliği ile PKK'nın faaliyetlerini durduralım." açıklamasını yaparak Japonya hükümetinin durumun farkında olduğunu ve buna yönelik adımlar atıldığını vurgulamıştır.
PKK, Avrupa’nın birçok ülkesinde yaptığı gibi dernek, vakıf statüsü altında finansal destek almayı da içeren bir örgütlenme modeli bulunmaktadır. Bu sayede kendini görünür kılmakta, üye kazanmakta ve finansal destek almaktadır. Aynı faaliyetler Japonya’da da devam ettirmektedir. Kültür, dostluk dernekleri kurarak kültürel aktiviteler adı altında PKK propagandası yapılmaktadır. Örneğin yeni yıl ya da bahar bayramı olarak kutlanan Nevruz Bayramı’nda kutlama programı düzenleyerek PKK’nın bayrağını ve liderinin fotoğraflarını taşımışlardır. Burada hareket bariz bir terör örgütü propagandasıdır.
Bu durumdan Japon halkı büyük bir rahatsızlık duyarak, terör örgütü sempatizanlarına karşı miting gerçekleştirmiştir. Buna karşılık olarak terör örgütü PKK sempatizanları ise Japon halkını hedef alan “Tımarhaneye gidin” ve “Japonlara ölüm” şeklindeki sloganlarla hakaret ve tehditlerde bulunmuştur. Bu saldırgan tavır uzun yıllardır Türkiye’nin yaşadığı durumu hatırlatmaktadır. Türkiye, PKK ile olan mücadelesini etkin bir şekilde yürütmektedir.
Gazeteci Takaaki, “Japonya'da yaşayan Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti'ne veya Türklere hakaret ederken 'Biz Türküz' diyorlar. Suç işlediklerinde, tacize uğradıklarında “Biz Türküz” diyorlar. Onları utanç verici, yalancı insanlar olarak görüyorum. Onların budalalıkları Japonya ile Türkiye arasındaki dostluğu yok edecektir.” açıklamasında bulunmuştur. Yurt dışında yaşayan PKK sempatizanlarının Türkiye’ye karşı karalama kampanyası yaptıkları da bilinmektedir.
Türkiye ve Japonya arasındaki olumlu ilişkilerin sürdürülebilmesi ve Japonya’nın daha büyük çaplı olaylar yaşanmaması için terör konusunda iş birliği yapmaları gerekmektedir.
Değerlendirme
Japonya'da PKK sempatizanlarının saldırgan tavırları ve tehditleri, Türkiye'nin uzun yıllardır karşı karşıya kaldığı durumu hatırlatmaktadır. Türkiye, PKK ile olan mücadelesini etkin bir şekilde yürütmektedir. Japonya’nın bu konuda Türkiye ile iş birliği yapma ihtiyacı doğmaktadır. Japonya'nın terörle mücadele konusunda Türkiye ile iş birliği yapması, iki ülke arasındaki olumlu ilişkilerin sürdürülebilmesi ve daha büyük çaplı olayların yaşanmaması açısından kritik öneme sahiptir.
Japon hükümetinin ve halkının bu konuda duyarlı olması ve gerekli önlemleri alması, ülkenin güvenliği ve istikrarı için hayati önem taşımaktadır. Kurulan derneklerin sıkı denetime tabi tutulması bu tür örgüt derneklerinin kurulmasını engelleyecektir. Yapılacak etkinliklerin incelenmesi ve amacı dışına çıkan etkinlerin engellenmesi kritik öneme sahiptir. Finansal destek konusunda daha ciddi şartlar konulması ve bu kuruluşların sürekli takip edilmesi de desteğin yanlış yerlere ulaşmasını önleyebilir.