İsrail ve Uluslararası Adalet: Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e Yönelik Tedbirler
Kaynak: AA, 25 Mayıs 2024
Uluslararası Adalet Divanı, (UAD) İsrail’in, Refah'a yönelik askeri saldırılarını durdurmasını emretti. UAD, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasında, İsrail'in Refah'a yönelik askeri operasyonlarını durdurmasını da içeren ek ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin kararını açıkladı. Divan Başkanı Lübnanlı yargıç Nawaf Salam, mahkemenin kararlarını kamuya açık oturumda okudu.
TÜRKSAM Haber Analiz
7 Ekim 2023 itibariyle başlayan Hamas-İsrail Savaşı, tarafları verilen destek itibariyle tüm dünyayı ikiye böldü. Sahra Altı Afrika'da yer alan Güney Afrika Cumhuriyeti başlangıçtan bu yana Filistin’e destek oldu ve Gazze’de işlenen insanlık suçuna karşı sessiz kalmadı. Güney Afrika Cumhuriyeti yetkilileri Gazze’de yaşananları ve İsrail-Filistin meselesini Apartheid döneminde yaşadığı deneyimler ile benzer olduğunu ifade etti ve bu süreçte Gazze halkının yanında kararlı bir şekilde durdu.
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık'ta, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de işlediği fiillerle 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etmişti.
Güney Afrika’nın İsrail ile ilgili Divandan talep ettiği tedbirler: Gazze’deki askeri operasyonların derhal durdurulması; Kontrolü altında yer alan herhangi bir grup tarafından, Gazze’deki herhangi bir askeri operasyonu ilerletecek adımlar atılmaması; Filistinlilere yönelik soykırımın önlenmesi için gerekli tüm makul tedbirlerin alınması; Soykırım Sözleşmesi’nin 2. Maddesi kapsamına giren her türlü eylemden kaçınılması; Yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbı ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimin sağlanması; Soykırıma karışanların cezalandırılması için gerekli adımların atılması; Soykırımın delillerinin muhafaza edilmesi ve bu amaçla gelen uluslararası görevliler ve diğer yetkililerin Gazze’ye erişiminin engellenmemesi; Verilerin tedbirlerin uygulandığına ilişkin Divan’a özel raporların sunulması; Davayı zorlaştıracak veya uzatacak eylemlerden kaçınılması.
Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nın kararına ilişkin açıklamalarda bulunmuştu: "İsrail'in uluslararası hukuka bağlılığı sarsılmazdır. Bizim de ülkemizi ve halkımızı savunmaya devam etme yönündeki kutsal bağlılığımız da aynı derecede sarsılmazdır. Her ülke gibi İsrail'in de kendini savunma hakkı vardır. İsrail'in bu temel hakkını inkâr etmeye yönelik alçak girişim, Yahudi devletine karşı bariz bir ayrımcılıktır ve haklı olarak reddedilmiştir. İsrail'e yöneltilen soykırım suçlaması yalnızca yanlış değil, aynı zamanda çirkindir ve her yerdeki saygın insanlar bunu reddetmelidir. Uluslararası Holokost Anma Günü arifesinde, İsrail Başbakanı olarak bir kez daha söz veriyorum: Bir Daha Asla. İsrail, soykırımcı bir terör örgütü olan Hamas'a karşı kendisini savunmaya devam edecektir. 7 Ekim'de Hamas, Holokost'tan bu yana Yahudi halkına karşı en korkunç zulmü gerçekleştirdi ve bu zulmü defalarca tekrarlamaya yemin etti. Bizim savaşımız Filistinli sivillere karşı değil, Hamas teröristlerine karşıdır. Hamas sivilleri canlı kalkan olarak kullanırken bile insani yardımı kolaylaştırmaya ve sivilleri zarardan uzak tutmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Vatanımızı savunmak, milletimizi savunmak için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz."
24 Mayıs 2024 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasında, İsrail'in Refah'a yönelik askeri operasyonlarını durdurmasını da içeren ek ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin kararında İsrail’in, Refah'a yönelik askeri saldırılarını durdurmasını açıkladı. Kararda Gazze’deki gıda erişimi, Refaha İsrail’in operasyonlarını sürdürmesi halinde insani durumun felakete uğrayacağı belirtildi. Kararda, Birleşmiş Milletler üst düzey yetkililerinin Refah'a yönelik bir askeri operasyonun ciddi tehlikeler barındırdığına sürekli olarak dikkat çektikleri belirtilmiştir. Ayrıca, BM kaynaklarının, Gazze'deki Filistinlilerin insani bir felaketle karşı karşıya kalma riskinin gerçekleşmeye başladığına dair uyarıları hatırlatılmıştır.
Kararda, İsrail'in Refah'taki sivillerin güvenli şekilde tahliyesi konusunda Divan'ı ikna edemediği vurgulanmıştır. "Divan, Refah'taki askeri saldırı sonucunda Filistin halkının maruz kaldığı büyük riski hafifletmek için İsrail'in aldığı tedbirlerin yeterli olduğuna ikna olmamıştır" ifadelerine yer verilmiştir. Ayrıca, mahkeme, İsrail'in Mavasi bölgesinde bugüne kadar tahliye edilen 800 bin Filistinli için yeterli miktarda su, temizlik malzemesi, gıda, ilaç ve barınak sağlanıp sağlanmadığına ilişkin yeterli bilgi sunmadığını belirtmiştir. Kararda, İsrail'in Refah'taki askeri saldırısının yarattığı endişeleri yeterince ele almadığı ve olası tehlikeleri gideremediği ifade edilmiştir.
Temel olarak İsrail'in Refah kentine yönelik askeri saldırılarını derhal durdurması, insani yardımın sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutulması, Divan'ın hükmettiği 28 Mart tarihli tedbir maddelerinin değiştirilmesi, İsrail'in, alınacak tüm tedbirlerin uygulanmasına ilişkin bir ay içinde rapor sunmasına hükmetti.
13'e karşı 2 oyla kabul edilen yeni tedbirler:
- "26 Ocak 2024 ve 28 Mart 2024 tarihli tedbir kararlarının geçerli olduğunun teyit edilmesine;
- Gazze'deki Filistinli grubun kısmen ya da tamamen fiziksel olarak yok olmasına yol açabilecek yaşam koşullarına neden olabilecek askeri saldırıların ve Refah vilayetindeki diğer eylemlerin derhal durdurulmasına;
- Acil olarak ihtiyaç duyulan temel hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanması için Refah Sınır Kapısı'nın açık tutulmasına;
- Soykırım iddialarını araştırmak üzere Birleşmiş Milletlerin yetkili organları tarafından görevlendirilen herhangi bir soruşturma komisyonu, araştırma misyonu veya diğer araştırma organlarının, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak için etkili tedbirler alınmasına;
- İsrail'in, mevcut kararın yürürlüğe girmesi için alınan tüm tedbirlere ilişkin olarak, karar tarihinden itibaren bir ay içinde Mahkeme'ye bir rapor sunmasına hükmetti.
İsrail'in bu kararlara uyup uymayacağı konusunda bir kanaate varmak zor olmamaktadır. Tarihi bağlam ve mevcut siyasi dinamikler göz önüne alındığında, İsrail'in bu tür kararlara tam olarak uyması garanti edilmemekle birlikte, Netahyahu hükümetinin revizyonist çizgisi dünya kamuoyunun malumudur. Ancak, güçlü uluslararası baskı ve diplomatik girişimlerle belirli adımlar atmaya zorlanabilir. Bu sebeple Filistin meselesinde dünyanın lider konumundaki ülkeleri İsrail’den desteğini tamamıyla çekmelidir.