Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
İsrail Siyasi Yapısı ve Türkiye Karşılaştırması

İsrail siyasi yapısının pek çok devletle benzeştiği yönleri bulunmakla birlikte aynı zamanda ayrıştığı noktaların da olduğu düşünülmektedir. İsrail en temelde, devletin oluşmasından önceki zamanlarda, herhangi bir devlet olmadığı için bir dönüşüm değil, mevcut dini sınıfları ile kurulan “sınıfların devleti” özelliğini taşımaktadır. Devletin kurulmasından önce sınıfların partileşmesi, sınıfların parti gibi hareket etmesi İsrail'i pek çok devletten ayırmaktadır. Dolayısıyla siyasi sınıflarının yapısını da farklılaştırmaktadır. Devletin kurulmasında sonraki süreçte, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi uzun bir süre kurucu sınıf, ya da doğru bir kavram olsa gerek “siyasi elit”, iktidarını bir süre sürdürmüş ve devletin temel özelliklerini belirlemiştir. Pek tabi uzun süre iktidarı yöneten sınıflar, kendilerinin zıt kutuplarını da yaratmaktadırlar. Türkiye’de de bu durum iki temel kutuplaşma olarak şekillenmiştir. Türkiye’deki kurucu iktidarın ideolojik temelleri, milliyetçilik ve ulus devlet üzerinden şekillenirken İsrail’de ise İşçi Partisi olarak da düşünebileceğiniz bir grup, bu kurumsallaşma sürecinde önemli rol oynamıştır. İlginç olan kısım İsrail’de, dini sınıfların etkisinin, devlet kurumsallaşmasında önemli etkisi olması, hatta doğrudan oyun kurucu role bürünmesidir. Aşkenazların Doğu Avrupa’dan göç etmesi de burada belirleyici bir rol oynamış olabilir. Türkiye’de ise daha çok, imparatorluğun, milliyetçilik akımından etkilenen kimliklerinin isyanları sonucu, parçalanma travması yaşanmış ve reaksiyon olarak Türk milliyetçiliği ideolojisi çerçevesinde bir yol çizilmiştir.

İsrail’in diğer önemli grubu, Aşkenazilere karşı 1970’lerde ortaya çıkmıştır. Elbette ondan önceki dönemlerde Mizrahi diye adlandırılan bir sınıf vardır. Daha çok Rusya, Azerbaycan taraflarından göç eden bu grubun siyasete yansıması Likud Partisi'nin kurulması ile sonuçlanmıştır. Likud Partisi, muhafazakâr ve liberal tonda politikalara sahiptir. 1948 yılında kurulan İsrail Devleti'nin kuruluşundan 25 yıl sonra kurucu iktidara karşı bir parti kurulduğu görülmektedir. Türkiye’de de 1923’ten, aşağı yukarı 25 yıl sonra muhalif parti kurulmuş, hatta bu parti seçimleri kazanacak kadar yükselmiştir. Türkiye ve İsrail arasındaki bu benzerlik de dikkat çekmektedir. Kurulan partilerin ikisinin de kısmen muhafazakâr liberal olmaları dikkat çekici diğer benzerliktir.

İsrail’de daha sonradan kurulan ve şu anda siyasete etki eden pek çok parti de bulunmaktadır. Önemli partileri listelemek gerekirse şu şekilde sıralanabilir;

Likud: Uzun yıllardır İsrail siyasetinde baskın bir güç olan merkez sağ bir parti. Şu anda Başbakan Benjamin Netanyahu tarafından yönetiliyor.

Mavi Beyaz: 2019'da kurulan merkezci bir parti. Benny Gantz tarafından yönetiliyor ve şu anda İsrail parlamentosunda (Knesset) ana muhalefet partisi.

Yesh Atid: 2012'de eski gazeteci Yair Lapid tarafından kurulan merkezci bir parti. Sosyal meseleler ve reform odaklıdır.

Ortak Liste: İsrail'in Arap vatandaşlarının çıkarlarını temsil etmeyi amaçlayan, Arap çoğunluklu dört partiden oluşan bir ittifak. Knesset'teki en büyük üçüncü partidir.

Yisrael Beiteinu: Geleneksel olarak dış politika ve ulusal güvenlikle ilgili konulara odaklanan sağcı, laik bir parti.

İşçi Partisi: İsrail siyasetinde tarihsel olarak baskın güç olan bir merkez sol parti. Son zamanlarda önemli iç mücadeleler geçirdi ve son yıllarda siyasi etkisinin azaldığını gördü.

Meretz: Sosyal adalet ve ilerici konulara odaklanan solcu, laik bir parti.

İsrail'de çeşitli ideolojik konumları temsil eden birçok küçük parti de bulunmaktadır.

Türkiye’deki siyasi partilere bakıldığında da şu sonuç ortaya çıkacaktır;

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti): 2002'den beri iktidarda olan merkez sağ muhafazakâr bir parti. Şu anda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yönetiliyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): Türkiye parlamentosunda ana muhalefet partisi olan merkez sol, laik bir parti. 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından ve kurucu kadro ile kuruldu ve geleneksel olarak Türk siyasetinde baskın güç oldu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP): Türkiye'de geleneksel olarak güçlü bir destek tabanına sahip olan sağcı, milliyetçi bir parti.

İYİ Parti (İP): Partinin gidişatından memnun olmayan MHP'liler tarafından 2017 yılında kurulan merkez sağ, milliyetçi liberal bir parti.

Zafer Partisi: Sığınmacı Karşıtı, Türk Milliyetçisi ve Atatürkçü Parti.

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP): Son yıllarda Türk siyasetinde terör konusu ile çokça adı karıştığı için merkezin de poz vermekten çekindiği sol görüşlü, Kürtçü Parti.

Memleket Partisi: Eski CHP-İYİ Parti ittifakının ortak Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin, partisinden ayrılarak kurduğu Atatürkçü Ulusalcı Parti

Türkiye'de de İsrail’deki gibi çeşitli ideolojik konumları temsil eden birçok küçük parti de var.

İki devletin siyasi sınıflarını ve siyasi elitlerini de temel olarak bu partilerin grupları oluşturmaktadır. Özelikle merkez sağdaki en güçlü partilerin de ortak ve farklı özellikleri dikkat çekmektedir. Bir tarafta rüşvet ve yolsuzluk gibi konular da iki ülkenin de uzun yıllar iktidarda kalan partilerinin karşılaştırması açısında önemli verileridir. Hakeza AKP’nin de bu konularda adı pek çok kez gündeme gelmiştir.

Max Weber iki tür politikacı arasındaki farkı çizmiştir: siyaset için yaşayanlar ve siyasetten geçinenler. İsrail'de ise siyasi yapısı incelendiğinde üçüncü bir kategorinin eklenmesi gerektiğine yönelik bazı tespitler bulumaktadır. "Başkalarının da siyasetten yaşamasına izin veren politikacıların varlığı" Netanyahu döneminde de görülmüştür. Bu durum; Türkiye’de de siyasi sınıfların benzer durumda olup olmadıkları sorusunu akla getirmektedir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminin hızlandığı ve siyasi krizlerin, ittifakların şekillendiği bu günlerde, Türkiye’deki bu kategori daha çok netleşmektedir.

Günümüzde, İsrail siyaseti oldukça çalkantılı zamanlardan geçmektedir. Bunun sebebi 12 yıllık uzun iktidardan sonra yaşanan ve yaşanması normal olan siyasi krizlerdir. Hükümet kurulması konusundaki sorunlar, hükümetlerin ömürlerinin kısa vadeli olması gibi sorunlar geçmişten gelen sorunların birikmesi ve yeni gelen hükümetlilerin sürekli geçmişin yükünü taşımak zorunda olması gibi pek çok sorun, kısa vadede, İsrail siyasetinin sakinleşmesini beklememizi engellemektedir.

Türkiye’nin de benzer süreçleri atlattığı düşünülürse, 14 Mayıs seçimlerden sonra kısa vadede hükümet problemleri ve erken seçim havalarının yeniden konuşulabileceği değerlendiriliyor. Türkiye’de, muhalefetin seçimleri kazanması durumunda ekonomik anlamda oldukça zor zamanlar geçiren Türkiye’nin, hızlıca toparlanması mümkün görünmüyor. AKP’nin ise kendisinin de tıkandığı pek çok konuda sürdürülebilir bir yönetim sağlayabilmesi güç görünüyor. Tıpkı İsrail’de olduğu gibi uzun dönem belli bir kitlenin iktidarı elinde bulundurduğu, zaman zaman otokratik bir yönetime doğru sistemi sürüklediği bir tablodan sonra yolun sonuna gelindiğinde, siyasi krizlerin tek bir seçimle ya da tek bir isimle birden düzelmesi ihtimali düşmektedir. Bunun için siyasi krizlere dokunup çözecek bir sihirli değnek henüz icat edilmiş değildir.