İran'da Ahlak Polisi (İrşad Devriyeleri) Lağvedildi
Kaynak: Euronews, 5 Aralık 2022
İran genelinde iki aydan uzun bir süredir devam eden protestoların fitilinin ateşlenmesine yol açan, Mahsa Amini'yi ölümü öncesinde göz altına alan İrşad Devriyeleri feshedildi.
Günlük dilde ahlak polisi olarak bilinen teşkilat, 2005 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad tarafından iffet ve tesettür kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla kurulmuştu.
ISNA haber ajansına göre İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri ahlak polisinin yargı sisteminin bir parçası olmadığını ve kaldırıldığını söyledi.
Açıklamadan bir gün önce de Muntazari, Meclis ve Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devrim Yüksek Konseyi'nin başörtüsü konusu üzerinde çalıştığını ve yakın zamanda sonucun açıklanacağını söylemişti.
İran'da başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınan Mahsa Emini'nin polis nezaretinde ölümü üzerine başlayan protestolar, ülkede 1979'dan bu yana uygulanan zorunlu başörtüsü yasasının kaldırılması veya esnetilmesi taleplerini yeniden gündeme getirmişti.
İran yönetiminin, iki buçuk ayı geride bırakan ve ülkede görülen en uzun süreli yönetim karşıtı protestolardan biri sayılan gösteriler sonrasında zorunlu başörtüsü uygulamasından vazgeçmeyi kabul etmese de muhafazakâr Reisi hükümeti döneminde artan denetimlerin azaltılabileceği düşünülüyor.
TÜRKSAM Haber Analiz
Mahsa Amini’nin İrşad polisleri tarafından 13 Eylül 2022 tarihinde göz altına alınması ve 16 Eylül 2022’de nezaret altındayken hayatını kaybetmesinin ardından ‘zorunlu örtünme’ ve ‘İrşad polisleri’ tartışmaların merkezi konumunda olmuştur. Mahsa Amini’nin vefatının ardından başlayan protestolar iki ayı geçmiş durumda. Bu protestolar 1979 tarihli devrimden sonra en uzun süren protesto olma özelliğini taşımaktadır.
‘Kadın, Hayat, Özgürlük’ sloganları ile iki ayı geride bırakan protestolar, seküler taleplerle rejim değişikliğine odaklanmış, Ayetullah ve Hamaney resimleri yakılmış, heykelleri yıkılmış, ‘Kahrolsun Diktatör’, ‘İslam Cumhuriyeti’ni İstemiyoruz’, ‘Din Adamları Defolun’ gibi rejim karşıtı sloganlar atılmıştır.
Rejim ile protestocular arasındaki en temel problematik, teokratik cumhuriyet yönetim şekli olmuştur. Çünkü, teokratik yönetim, dini normlar çerçevesinde siyasi politikalar üretebilmekte ve bu çerçevenin dışına çıkamamaktır. İran rejiminin protestolara yönelik tüm baskılarına rağmen, protestocuların bu baskılar karşısında istikrarlı bir şekilde eylemlerine devam etmiştir. Bu vaziyete ve protestocuların seküler taleplerine ilişkin rejimin nasıl bir açılım yapacağı merak konusu olmuştu. Bu yönetimsel açmaz içerisinde rejim, halkın taleplerini ne dereceye kadar ve ne yönde karşılayabilecekti? Cevaplanması gereken kritik sorulardan biri olmuştu. Teokratik bir rejim, tabiatı itibariyle dini normlar çerçevesinde, protestocuların taleplerine yönelik nasıl bir açılım yapabilir?
Tüm bu sorular gölgesinde protestolar devam ederken İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, İrşad Devriyesinin lağvedildiğini duyurdu. Alınan bu karardan birkaç gün önce Muntazeri tarafından yapılan açıklamada Meclis ve Devrim Yüksek Konseyi’nin başörtüsü konusunda çalışma yürüttüğünü ve 15 gün içerisine bu çalışmanın sonuçlanacağı şeklinde açıklama yapmıştı. Bu açıklamadan birkaç gün sonra İrşad Devriyesinin kaldırıldığı açıklandı. Mahsa Amini’nin hayatını kaybetmesinin ardından hem dünya çapında hem ülke çapında tepkileri üzerine çeken İran hükümetinin aldığı bu karar oldukça geniş yankı uyandırdı. 2005 yılında kurulan İrşad Devriyesi dönemi kapanmış, yani sokaktaki hicap denetçileri artık sokaktan çekilmiştir.
Hamshahri Online haberine göre, İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, "Hibrit Savaşın Boyutlarının Açıklanması" konulu toplantıda katılımcıların birinin İrşad Devriyesinin neden kapatıldığına ilişkin sorusunu şu şekilde cevapladı: "Ahlak polisinin yargı erki ile hiçbir ilişkisi olmadığı gibi, geçmişte nerede kurulduysa orada kapatılmıştır. Tabii ki, yargı topluluk düzeyinde davranışsal eylemleri izlemeye devam ediyor." Muntazeri, konuşmasının devamında "Ülkenin Başsavcısı olarak, asıl sorunlarla baş etmekte yetersiz kalmayacağımıza dair kamuoyuna söz veriyorum." şeklinde ifadede bulunmuştur. İran'ın, Ittehad Mellat Partisi Genel Sekreteri Azar Mansuri, bir grup siyasi aktivistle birlikte Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi sekreteri Ali Shamkhani ile bir araya gelmiştir. Bu toplantıda rehberlik devriyeleri konusuna değinen Mansuri, "Bu giyim benim seçimim olduğu gibi, başkalarına da seçme hakkı tanınmalı." şeklinde bulunmuştur.
İrşad Devriyesinin kaldırılması ile birlikte bu ve benzeri açıklamalar hükümet yetkililerinin protestolar bakış açısının değiştiğinin göstergesidir. Daha önce salt ulusal güvenlik zemininde değerlendirilen protestolara yönelik bakış açısı hem protestocularla rejim arasındaki diyalog köprüsünü koparmakta hem de protestoları çıkış noktasından uzaklaştıracak farklı eğilime sahip grupların katılması ile protestoların evrilmesine sebep olacak açıklar yaratmaktadır. İran hükümetinin bu adımı, köklü bir değişimin kapısını aralayacak bir adım olmasa dahi iletişim kurmak için bir başlangıç, gelecekteki politik iyileştirmelerin ön adımı olarak değerlendirilebilir.