Haber

Kaynak: AA,  9 Temmuz 2024

İngiltere’de aşırı sağcı şiddet olayları, 29 Temmuz’da Southport kentinde 3 çocuğun öldürüldüğü bıçaklı saldırının ardından başlamış ve ülke geneline yayılmıştır. 483 kişi göz altına alınmış, 149 kişi mahkemeye çıkarılmış ve 13 kişi hapis cezasına çarptırılmıştır.

TÜRKSAM Analiz

İngiltere’nin Southport kentinde 29 Temmuz günü 17 yaşındaki saldırgan, 3 çocuğun öldüğü ve 8’i çocuk 10 kişinin yaralandığı bıçaklı saldırıya sebep oldu. Bu olay, aşırı sağcı grupların var olan korku ve önyargılarını harekete geçirdi. Sosyal medyada saldırganın kimliğine yönelik yayılan spekülatif haberler sonucu 30 Temmuz’da Southport bölgesindeki aşırı sağcı grup polisle çatışma içerisine girerek Society Camisi’ne taşlı saldırıda bulundu. Polisle çatışan sağcılar 53 polis ve 3 polis köpeğinin yaralanmasına neden olmuştur. Ardından Sunderland bölgesinde bulunan Masjid-e Anwaar-e Madinah Camisi’nin dışında toplanan aşırı sağcı grup bazı kamu kuruluşlarını kundaklamaya çalıştı. Aynı gün içerisinde Hartelpool, Liverpool, Glasgow ve Dover’de kent meydanı ve cami önlerinde toplanarak olaylar Southport’tan ülke geneline sıçradı. 3 Ağustos’ta yaklaşık 20 İngiliz kentiyle Kuzey İrlanda başkenti Belfast’taki 4 farklı yerde aşırı sağcılar sokağa inerek protestolara devam ettiler. 4-5 Ağustos tarihlerinde ise Rotherham, Plymouth ve Tamworth kentlerinde protestolara devam eden bu grup sığınmacıların kaldığı otelleri hedef aldı.

Hartlepool'da, iş yerlerine, evlere ve araçlara zarar veren grubun içinde yer alan bir kişi, polise yumurta attığı için 16 ay hapis cezası aldı. Aynı şehirde, 54 ve 29 yaşlarındaki iki kişi 2 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Liverpool'da, Spellow Kütüphanesi'ni yağmalayan ve ateşe vermeye çalışan iki kardeş, sırasıyla 11 ay ve 20 ay hapis cezasına mahkûm edildi. Plymouth'ta, polisle çatışan üç aşırı sağcıya 1,5 ila 2 yıl 8 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Southport'taki cami saldırısının ardından gözaltına alınan ve aşırı sağcı bir grubun lideri olan John O'Malley, 2 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Aynı olayda, polis minibüsünü yakan ve polise saldıran üç kişi de 1,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Aşırı sağ grubun müslüman ve sığınmacıları tehdit eden bu saldırıları İngiltere’deki sosyal dokunun ne kadar kırılgan bir yapıya sahip olduğunu gözler önüne sermektedir. Aşırı sağcı grubun radikalleşen tavırlarıyla birlikte saldırıları daha cesur ve organize hale gelmesi Müslümanların kendini güvende hissetmemesine sebep olmuştur. Bu olayların ardından Elon Musk iç savaşın kaçınılmaz olduğunu ileri sürerek İngiltere hükümetini hedef aldı.  İngiltere’nin yeni başbakanı Starmer, Müslüman toplumlarına yönelik bu saldırılara izin vermeyeceğiz açıklamasında bulunarak saldırıların önüne geçileceğini belirtmiştir.

İngiltere’de Müslümanları hedef alan dezenformasyon ve devamında aşırı sağcı toplulukların sokak şiddetini körüklemesi sadece anlık bir kriz değil uzun vadeli sosyal sorunların belirtisidir. Bu olaylar, toplumun farklı kesimleri arasında yaşanacak çatışma ve ayrışmaya işaret etmektedir. Hükümetin, kundaklama boyutuna varan şiddet olaylarına karşı alacağı önlemler, gelecekte benzer olayların önlenmesi için kritik öneme sahiptir. Aşırı sağcı grup üzerine gerekli yaptırımların uygulanması adaletin sağlandığı algısını güçlendirirken farklı dine veya etnik kökenlere sahip insanlar ve yerel halk için güven ortamını yeniden sağlayabilir.

Bu tür kolektif saldırıları önlemek için sorunun kökenine inmek ve problemi besleyen sosyo-ekonomik faktörleri ele almak yarar sağlayabilir. Verilen hapis cezaları, caydırıcı olmakla beraber daha köklü sosyal politikaların uygulanması gerektiğine işaret ediyor. Olayların ülke geneline yayılması ve şiddetin hiddetlenmesi İngiltere’deki radikalizmin yükselişi konusunda ciddi endişelere yol açıyor. Toplum içerisinde yerel halk ve Müslümanlar arasında kutuplaşma derinleşirken aşırı sağ grubun polisle çatışma halinde olması toplumun güvenliğini tehdit ediyor. Hükümetin bu tür şiddet olaylarını önlemek için daha kapsamlı bir strateji geliştirmesi gerekmektedir.