Hazar sınırlarında sorunlar sadece Kazakistan ve Türkmenistan arasında yaşanmamıştır. Aynı zamanda diğer kıyıdaş ülkelerin, sınırlarının Hazar’ın göl mü yoksa deniz mi olduğuna göre değişecek olması sebebiyle bir çıkar çatışması gerçekleşmiştir. Sınır tartışması büyük oranla; Türkmenistan, Azerbaycan ve Kazakistan’ın bağımsızlığıyla alevlenmiştir. Bu bölgede, Hazar’ın Statüsü hakkında devletler farklı yorumlar getirerek, bir süre çözümsüzlüğü devam ettirirse de 2018 yılında anlaşmazlık büyük oranda çözülmüştür.  Hazar’a kıyısı olan devletler; Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, İran ve Türkmenistan’dır.

2018 yılında devletler, nihayetinde bir anlaşmaya varmış ve Kazakistan’ın Aktau şehrinde Hazar sınır anlaşmazlıkları büyük oranda çözülmüştür. Bu anlaşma Hazar’ın karar verilemeyen statüsü ve dolayısıyla sınır anlaşmazlıklarının yaşanmasının zamanla azalacağını göstermektedir. 2018’de imzalanan anlaşmadaki maddeler şu şekildedir;

Aktau Anlaşması

• Hazar Denizinde her ülkenin, 15 deniz mili mesafeye kadar karasuları 10 deniz mili genişliğinde balıkçılık alanı olacak.
• Taraflar, Hazar Denizinin dibinde denizaltı su altı kablolarını ve ana boru hatlarını, uluslararası anlaşmalarda belirlenen standartlara uygun olarak döşenebilecek.
• Deniz altı kablolarının ve boru hatlarının döşenmesi için güzergahın belirlenmesi, deniz dibi sektöründen geçecek taraf ile mutabakat halinde yapılacak.
• Hazar Denizine kıyısı olan ülkeler dışında bölgede yabancı askeri güçler bulunamayacak.
• Denize kıyısı olan ülke yapay adaları, tesisleri ve yapıları inşa etme işletme ve kullanma hakkına sahip olacak.
• Hazar Deniziyle ilgili tüm sorunlar barış yoluyla çözülecek. 

20 Ekim 2022 tarihinde imzalanan anlaşma sonrası ise Devlet Başkanı Tokayev açıklama yaptı; 

“Bugün bir dizi önemli belge aldık. Bunlar arasında, Hazar Denizi’nde Kazakistan-Türkmenistan devlet sınırının çizilmesi ve balıkçılık bölgelerinin bitişik bölümlerinin bölünmesine ilişkin anlaşma gerçekleşti. Sınır prosedürüne ilişkin hükümetlerarası anlaşmanın özel bir yeri vardır. Böylece ülkelerimiz arasındaki kara ve deniz sınırlarının resmileştirilmesini tamamladık. Bunun siyasi bir önemi var.”

Taraflar 2017 ve 2021 yılında da devletlerin sınırlarının belirlenmesi noktasında ikili görüşmüş ve anlaşmalara varmışlardır.