Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Güney Kafkasya'da Barışın İnşası: Azerbaycan-Ermenistan Barış Müzakereleri ve Politik Açmazlar

Azerbaycan ve Ermenistan’ın, Karabağ konusunda somut ve güven artırıcı önlemler zemininde ilişkilerini normalleştirmeye ve barış anlaşması imzalanmasına dönük süreci, 2023 yılından bu yana kayda değer bir şekilde ilerletmiş durumda olduğu görülmektedir. 7 Aralık 2023 tarihinde yapılan esir takası anlaşması için yayınlanan ortak bildiri müşterek bir zeminde uzlaşı sağlanacağını gösteren önemli bir gelişme olmuştur. 10 Mayıs 2024 tarihinde düzenlenen Almatı görüşmeleri de barışçıl diyaloğu arttıran önemli bir organizasyon olarak karşımıza çıkmaktadır.

Azerbaycan, II. Karabağ Savaşı'nda elde ettiği başarıyı diplomatik alanda devam ettirme kararlılığına sahip bir politik izlence oluşturmaktadır. Taraflar, 2023 yıl içinde gerçekleştirilen müzakerelerde kaydedilen ilerlemeye dayanarak barış anlaşmasına ilişkin olumlu mesajlar vermiş olsalar da 2023 yılı içerisinde kalıcı barışa yönelik herhangi bir anlaşma imzalanmamıştır. Ancak barış diyaloğu için kayda değer gelişmeler yaşanmıştır.

2023 Yılı Barış Müzakereleri

Almatı görüşmelerinden önce Azerbaycan ve Ermenistan arasında tesis edilmeye çalışılan barış sürecine yönelik 2023 yılında önemli gelişmeler yaşanmıştır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 18 Şubat'ta Münih'te üçlü bir toplantı gerçekleştirmiştir. Mayıs ayında Blinken, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan'ı ABD'de ağırlamıştır. 1-4 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen bir dizi görüşme sonrasında taraflar, "Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin İkili Anlaşma" taslağının bazı maddeleri üzerinde mutabakata varmıştır.

14 Mayıs 2023 tarihinde Aliyev ve Paşinyan, AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in de katılımıyla Brüksel'de üçlü bir görüşme yapmışlardır. Bu görüşmenin akabinde 19 Mayıs'ta Dışişleri Bakanları Bayramov ve Mirzoyan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un ev sahipliğinde Moskova'da bir araya gelmiştir. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, görüşmeye ilişkin olarak "Taraflar, nihai bir anlaşmaya yakın." değerlendirmesini yapmıştır. 25 Mayıs'ta ise Aliyev ve Paşinyan, Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile üçlü bir toplantı gerçekleştirmiştir. Putin, toplantıya dair "Bazı zorluk ve sorunlara rağmen genel olarak durum çözüme doğru gidiyor." açıklamasında bulunmuştur.

3 Haziran'da, Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk, Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Şahin Mustafayev ve Ermenistan Başbakan Yardımcısı Mger Grigoryan Moskova'da bir araya gelmiştir. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ulaşım hatlarının yeniden kurulmasına ilişkin konular görüşülmüştür. Bu toplantıda, Azerbaycan'ın batı illeri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni birleştiren demir yolu hattının yeniden kurulması konusunda genel mutabakata varılmıştır. 12 Temmuz'da, Başbakan yardımcıları Mustafayev ile Grigoryan başkanlığındaki sınır belirleme komisyonlarının dördüncü toplantısı iki ülke sınırında gerçekleştirilmiştir.

15 Temmuz'da Aliyev, Paşinyan ve AB Konseyi Başkanı Michel, Brüksel'de bir üçlü toplantı daha gerçekleştirmiştir. Michel, toplantıya ilişkin yaptığı açıklamada, "Ermenistan ve Azerbaycan liderleri, diğer ülkenin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygılarını bir kez daha tam olarak teyit etti. Bu anlayışa göre, Ermenistan toprakları 29 bin 800 kilometrekare, Azerbaycan toprakları ise 86 bin 600 kilometrekaredir." demiştir.

19 Eylül'de Azerbaycan ordusu, Karabağ'daki yasa dışı Ermeni güçlere karşı antiterör operasyonu başlatmıştır. Yaklaşık 24 saat süren operasyon sonrasında yasa dışı güçler silah bırakmış ve yasa dışı Ermeni rejimi kendisini feshetme kararı almıştır. Cumhurbaşkanı Aliyev, "Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tam olarak sağladığını" açıklamıştır.

5 Ekim'de İspanya'nın Granada kentinde düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi kapsamında, Paşinyan ile AB Konseyi Başkanı Michel, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Başbakanı Scholz arasında dörtlü bir toplantı yapılmıştır. Aliyev, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın toplantıya katılmasına olanak tanınmaması ve Fransa'nın Azerbaycan karşıtı tutumu nedeniyle bu toplantıya katılmamıştır. 23 Ekim'de İran'ın başkenti Tahran'da, 3+3 formatındaki "Güney Kafkasya'da Kalıcı Barış ve İstikrarın Tesisine Yönelik Bölgesel İşbirliği Platformu"nun ikinci toplantısı yapılmıştır.

30 Kasım'da Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Mustafayev ile Ermenistan Başbakan Yardımcısı Grigoryan başkanlığındaki sınır belirleme komisyonlarının beşinci toplantısı, iki ülkenin sınırında bulunan Gazah-İcevan bölgesinde düzenlenmiş; heyetler, toplantıların yönetmeliği konusunda anlaşmaya varmışlardır.

7 Aralık'ta Azerbaycan ve Ermenistan, ilk kez ortak bir açıklama yayınlamıştır. Bu açıklamada iki devlet arasında güvenin güçlendirilmesine yönelik önemli adımlar atılması konusunda anlaşmaya varıldığını duyurulmuştur. Taraflar, esir değişimi konusunda anlaşmış ve Ermenistan, Azerbaycan'ın Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP29) Taraflar Konferansı'nın 29. oturumuna ev sahipliği adaylığı lehine kendi adaylığını geri çekmiştir. 13 Aralık'ta Azerbaycan, 32 Ermeni askerini; Ermenistan ise 2 Azerbaycan askerini serbest bırakmıştır.

Barış Sürecinde Önemli Adım 4 Köyün İadesi

İki devlet arasındaki barış diyaloğuna ilişkin en kritik gelişmelerden biri de Ermenistan’ın I. Karabağ Savaşı'nda işgal ettiği 4 köyün Azerbaycan'a iadesini kabul etmesi olmuştur. Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Şahin Mustafayev ile Ermenistan Başbakan Yardımcısı Mher Grigoryan başkanlığındaki sınır belirleme komisyonlarının sekizinci toplantısı, Nisan 2024’te iki ülke sınırında gerçekleştirilmiştir. Toplantıda komisyonların bazı hususlarda mutabakata vardığı bildirilmiş, bu mutabakata göre, Azerbaycan'ın Gazah ili yönündeki sınır, Sovyetler Birliği'nin çöküşü sırasında mevcut olan sınır esas alınarak belirlenmesi kararı alınmıştır. Sınır hattı, Bağanis (Ermenistan)-Bağanis Ayrım (Azerbaycan), Voskepar (Ermenistan)-Aşağı Eskipara (Azerbaycan), Kirants (Ermenistan)-Heyrimli (Azerbaycan) ve Berkaber (Ermenistan)-Kızılhacılı (Azerbaycan) köyleri arasından geçeceği belirlenmiştir. Bu durumda, Erivan yönetimi Ermenistan'ın I. Karabağ Savaşı'nda işgal ettiği Bağanis Ayrım, Aşağı Eskipara, Heyrimli ve Kızılhacılı köylerini Azerbaycan'a iade edeceğini kabul etmiştir. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Hacızade, konuya ilişkin açıklamada, "Uzun zamandır beklenen tarihi olay. Ermenistan, Azerbaycan'ın 1990'lı yılların başından beri işgal altında olan 4 köyünü iade etmeyi kabul etti." ifadesini kullanmıştır. Türkiye Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada 4 köyün Azerbaycan'a iadesi konusunda varılan uzlaşmanın, nihai barış anlaşmasının imzalanması yolunda önemli bir adım olduğu vurgulanmıştır.

Almatı’da Barış Müzakereleri

Azerbaycan ve Ermenistan tarafları 1-4 Mayıs 2023’te bir araya gelmiş ve gerçekleştirilen bir dizi görüşme sonrasında taraflar, "Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin İkili Anlaşma" taslağının bazı maddeleri üzerinde mutabakata varmıştır. Bu mutabakat üzerine çalışmalar hızlanmış, 2024 yılında ilk önce Almanya’da sonrasında Kazakistan’da müzakerelere devam edilmiştir.

Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan, barış anlaşması müzakereleri için 10-11 Mayıs 2024 tarihinde Kazakistan’ın Almatı şehrinde bir araya gelmiştir. Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının hazırlanmasına ilişkin dışişleri bakanlarının yürüttüğü müzakere süreci bu konudaki kararlılığı gösteren önemli bir gelişme olmuştur. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev yaptığı açıklamada, “Bu önemli toplantının, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinin bağımsız kalkınmasının temellerini oluşturan ve ülkeler arasındaki sınırların belirlenmesine ilişkin ilkeleri onaylayan tarihi Alma-Ata Deklarasyonu’nun Aralık 1991’de imzalandığı Almatı’da gerçekleşmesi semboliktir.” ifadelerini kullanmıştır. Tokayev, açıklamasında bölgesel iş birliği ve ulaşım hatlarının önemini vurgulamış, Azerbaycan-Kazakistan-Gürcistan arasında ulaşım alanında yapılan anlaşmalara işaret ederek, Azerbaycan-Ermenistan arasında barış anlaşması imzalanmasının ve taraflar arasında ulaşım hatlarının açılmasının önemine dikkat çekmiştir. Bu hattın Ermenistan’a da fayda sağlayacağını ifade etmiştir.

Almatı’da yapılan görüşme, Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Nurtleu ev sahipliğinde, Bağımsız Devletler Topluluğuna (BDT) üye ülkeler arasındaki sınırların belirlenmesine yönelik anlaşmaların onaylandığı ve Alma-Ata Deklarasyonu’nun imzalandığı Dostluk Evi binasında gerçekleşmiştir. Kazakistan Dışişleri Bakanı Murat Nurtleu, açılış konuşmasında Almatı’da yakın geçmişte BDT ülkelerinin geleceği için önemli kararlar alındığını belirterek, Sovyet cumhuriyetlerinin liderleri tarafından Almatı’da imzalanan Alma-Ata Deklarasyonu olduğunu vurgulamıştır. Nurtleu, “Bu bağlamda Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki bugünkü müzakerelerin Almatı’da yapılması yönünde teklifte bulunması son derece semboliktir.” demiştir.

Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov, yaptığı açıklamada, son görüşmeden bu yana tarafların barış anlaşması taslağı üzerinde görüş alışverişinde bulunduğunu ve müzakere sürecinin belirli yönlerine ilişkin tutumlarını yansıtan bazı belgelerin karşılıklı alıp verildiğini belirtmiştir. Bayramov, 19 Nisan 2024 tarihinde Azerbaycan-Ermenistan sınırının belirli bir bölümünün sınırlandırılması sürecinin başlangıcını öngören bir protokolün imzalandığını ifade ederek, uzman grupların bu protokol hükümlerine uygun olarak belirlenen zaman dilimleri ve çerçeveler dahilinde çalışmalarını yürüttüğünü söylemiştir. Bu alandaki sınır direklerinin yerleştirilmesinin ise neredeyse tamamlandığını belirtmiştir.

Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan, yaptığı açıklamada tarafların Alma-Ata Deklarasyonu temelinde birbirlerinin toprak bütünlüğünü karşılıklı olarak tanımayı yeniden teyit ettiğini ifade etmiştir. Mirzoyan, ayrıca iki devlet arasındaki sınır belirleme sürecinin bu siyasi belge temelinde gerçekleşmesi gerektiğini doğruladıklarını belirterek; bunun, Sovyetler Birliği’nin çöküşü sırasında mevcut olan sınırlar çerçevesinde sınır belirleme sürecinin gerçekleştirilmesi anlamına geldiğinin altını çizmiştir. Bakan Mirzoyan, sadece barış anlaşması imzalamakla sınırlı kalmayıp, bölgedeki tüm ulaşım engellerini ortaklaşa kaldırma konusunda da iş birliği yapabileceklerini ifade etmiştir.

Barış Sürecindeki Açmazlar

Müzakerelerin temel ilkesi Ermenistan’ın Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne saygı duyması ve kabul etmesi yönündeki talep olmuştur. Barış süreci devam ediyor olsa da bazı konularda mutabakata varılamamaktadır. Bu konularında en başında Zengezur Koridoru gelmektedir. Azerbaycan ile Nahçıvan’ı birbirine bağlayacak güzergahın açılması masada olan bir konudur. Bu konu henüz netlik kazanmamıştır. Ermenistan kendi yasalarına göre herkesin denetlenmesini talep etmekte ve Rusya gibi üçüncü bir kontrol tarafı istememektedir. Azerbaycan ise kendi vatandaşlarının kontrole tabi olmasını istememektedir. Bu konularda henüz bir uzlaşı sağlanamamıştır. Bir diğer açmaz da Azerbaycan ve Ermenistan sınırlarının belirlenmesi sürecidir. 1991’de Sovyetler Birliği'nin dağılışında mevcut olan sınır esas alınarak belirlenmesi durumuna Ermenistan iç muhalefetini tarafından yoğun bir şekilde tepki göstermektedir.

Bir diğer konu Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi ve buna bağlı olan anayasadır. Bildirgede Azerbaycan’a ait toprakların bir kısmının Ermenistan’a ait olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte mevcut Ermenistan Anayasası da bu bildirgeye atıfta bulunmaktadır. Bu nedenle Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Ermenistan’dan anayasa değişikliği talep etmektedir. Paşinyan da anayasanın barışı baltalayan bir anayasa olduğu bilincine sahip bir duruş sergilemektedir. Ancak Ermenistan’ın iç dinamikleri sebebiyle, anayasa değişikliğinden bahsedilse de katı bir şekilde öne sürememekte ve radikal bir değişikliğe henüz gidememektedir.

Ermenistan’da Barış Karşıtı Protestolar

Almatı müzakereleri sonrası, görüşmelerin iki ülke arasında fikir ayrılıkları devam etse de olumlu ve barışçıl bir atmosferde yapıldığı açıklanmıştır. Beklentiler 2024 yılının sonuna kadar barış antlaşmasının imzalanacağı yönündedir. Ancak, Ermenistan’da anayasa değişikliği barış görüşmelerinin nihayete varması için temel şartlardan biridir. Almatı müzakereleri yapılırken Ermenistan'da Azerbaycan'la normalleşmeyi sürdüren Başbakan Paşinyan'a karşı istifa çağrıları ile protestolar yapılmıştır. Tavuş Vatan Hareketi'nin lideri ve Ermeni Apostolik Kilisesi Tavuş Piskoposluğu Başpiskoposu Bagrat Galstanyan'ın çağrısı üzerine Erivan'da çok sayıda kişi sokağa dökülmüştür.

19 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen sınır belirleme komisyonunun 8'inci toplantısında alınan karar doğrultusunda Ermenistan işgali altında olan 4 Azerbaycan köyünden Ermeni birliklerinin çekilmesi ve köylerin mayından temizlenmesinin kararlaştırılması Taşnak Ermenilerinde derin rahatsızlık yaratmıştır. Başbakan Paşinyan’ın yapmış olduğu açıklamaların birinde: ‘‘Azerbaycan ile sınır anlaşmasına bazı dış güçler karşı çıkıyor ancak sınırlandırma sürecini bugün durdurursak, meşru olmayan bir savaşın içine gireriz. Barış süreci bizim için daha önemli. Türkiye ve Azerbaycan'la düşmanlığa son vermeliyiz.’’ ifadelerini kullanarak bölgesel barışa işaret etmiştir.

Başpiskopos Bagrat Galstyan bu gelişmeleri Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın tavizi olarak nitelendirmiş, 4 Mayıs'ta Ermeni Apostolik Kilisesi Tavuş Piskoposluğu Başpiskoposu Bagrat Galstanyan önderliğinde eylemciler Ermenistan’ın Tavuş vilayetinin Kirants sınır köyünden Erivan'a yürüyüş başlatmış ve Ermenistan'ın başkenti Erivan’a ulaşmıştır. Başpiskopos Galstanyan liderliğinde başlayan protestolar, Erivan'ın kalbi olan Cumhuriyet Meydanı'nda devam etmiş ve katılım dev bir mitinge dönüşmüştür. Bu mitinge katılanlar, Ermeni yetkililerin Azerbaycan'a tek taraflı taviz verdiğini iddia ederek, Paşinyan’ın istifasına yönelik sloganlar atmışlardır. Binlerce protestocu sivil itaatsizlik ilan etmiştir.

Bu gösterilere destek veren muhalefet partileri Başbakan Paşinyan’ı görevden uzaklaştırma sürecini başlattıklarını duyursalar da bu konuda mecliste uzlaşı sağlayabilecek yeterli sayıda milletvekiline ulaşamamaları sebebiyle nihayete varmamıştır. İktidardaki Sivil Sözleşme Partisi, Başpiskopos Bagrat'ın ültimatomlarına yönelik ‘Bagrat'a cevabımız; Ermenistan Cumhuriyeti'nin seçilmiş Başbakanı Nikol Paşinyan’dır. Yaşasın demokratik ve egemen Ermenistan Cumhuriyeti.’ açıklamalarıyla karşılık vermiştir.

Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan geçtiğimiz haftalarda barış anlaşmasına ilişkin yaptığı açıklamada, ‘Ermenistan, (Azerbaycan ile) barış anlaşmasına olumlu bakıyor. Bu, çok şeffaf bir süreç. Bir aylık yoğun çalışmayla bu süreci tamamlayıp Azerbaycan'la bu önemli anlaşmayı imzalayabiliriz.’ ifadelerini kullanmıştır.

Değerlendirme

Ermenistan’daki klanlaşan hareket barış sürecini tehdit etmekte ve esasen yeni bir savaşın başlamasını istemektedir. Taşnak Ermenilerinin temel ideoloji ve amaçlarına bakıldığında sözde Ermeni Soykırımı'nın tanınması, Azerbaycan’dan tazminat talepleri ve Karabağ'ın Ermenistan ile entegrasyonu ön plana çıkmaktadır. Barış sürecini kesin suretle kabul etmeyen bu zihniyetin barışçıl bir eksene kaynaması kısa vadede mümkün görülmemekle birlikte, Paşinyan’ın iktidardan indirilmesi için silahlanarak iç savaş çıkaracak bir potansiyele sahip olması da dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur.  Ancak gelinen noktada; Başbakan Paşinyan 7 Aralık 2023 tarihinde iki devlet tarafından yayınlanan ortak bildiriyle normalleşme sürecinde başlayan olumlu havayı, muhalefete rağmen sürdürmeye kararlı.

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış süreci, birçok zorlukla karşı karşıya olmasına rağmen, sürdürülebilir bir barışın tesis edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Paşinyan, Ermenistan'daki milliyetçi grupların barış sürecini engelleyici baskılarına karşı, istikrarlı ve kararlı bir dış politika izlenmesi gerekmektedir. Karşılıklı güvenin inşa edilmesi, ekonomik ve sosyal iş birliklerinin artırılması, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinin sağlanmasında kritik rol oynayacak ve her iki ülkenin de faydasına olacaktır.