Gelişmekte Olan Ülkelerde Dijital Yönetişimde Küresel Koordinasyonun Önemi
Gelişmekte olan ülkeler, küresel dijital ekonominin şekillendirilmesinde etkin bir rol oynama mücadelesinde, kendi seslerini uluslararası düzeyde duyurmanın yollarını arıyor. Küresel dijital yönetim normları genellikle gelişmiş ülkelerin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmişken, gelişmekte olan ülkelerin teknoloji yönetimine dair seslerini duyurabilecekleri mekanizmalar yetersiz kalmaktadır. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin kendi içerisinde dijital hizmetlerin giderek artan bir öneme sahip olmasına karşın, küresel dijital düzenlemelerde söz sahibi olma konusunda zorluklar yaşamalarına neden olmaktadır.
Yerel düzenlemelerin uygulanmasında karşılaşılan zorluklara rağmen, dijital firmaların sınırlar ötesi faaliyetleri ve fiziksel varlıklarının eksikliği, gelişmekte olan ülkeler için yönetişim mekanizmalarının etkinliğini sınırlamaktadır. Küresel seviyede, dijital yönetim ve düzenleme etrafında yeni normların şekillendiğine tanık oluyoruz, ancak bu süreçler büyük güçler tarafından domine ediliyor ve gelişmekte olan ülkelerin katkıları genellikle sınırlı kalıyor.
Dijitalleşme, sınır tanımayan iş modelleri ve kullanıcılar arasında hızla yayılıyor; bu da dijital yönetişimin uluslararası bir çerçevede ele alınmasını zorunlu kılıyor. Gelişmekte olan ülkeler, kendi dijital düzenleyici çerçevelerini uygulamada ve uluslararası kuralları şekillendirme konusunda sınırlı kapasiteye sahip olabilirler. AB'nin GDPR gibi düzenlemeleri ve Çin'in 'büyük güvenlik duvarı' uygulamaları, uluslararası normların nasıl hızla kabul edildiğini ve bu alanda etki sahibi olan global güçlerin düzenleyici çerçeveleri nasıl belirlediğini öne çıkarıyor. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası dijital politikalarda etkili olmalarını daha da zorlaştırmaktadır.
AB'nin GDPR gibi yasaları, uluslararası düzenleyici normların nasıl hızla yerleşebileceğinin ve global liderlerin nüfuzunun ne derece etkili olabileceğinin bir örneğini sunuyor. Diğer yandan, gelişmekte olan ülkeler küresel trendlere uyum sağlamakta zorlanıyor ve büyük çok uluslu şirketlere karşı yerel düzenleyici çerçevelerini uygulama kapasitesi sınırlı kalıyor. Bu durum, Uganda'nın sosyal medya kullanıcılarına uyguladığı vergi gibi alternatif yaklaşımların ortaya çıkmasına yol açabiliyor.
Uluslararası koordinasyon yoluyla gelişmekte olan ülkeler, kendi yönetim modellerini geliştirme ve daha büyük bir pazar ve ses oluşturma fırsatı bulabilirler. Gelişmekte olan ülkelerin küresel dijital teknoloji yönetimi konusundaki seslerini duyurabilmeleri için, hem bölgesel hem de ortak çıkarlara dayalı çok taraflı gruplaşmalarda birleşmeleri yönünde bir eylem çağrısında bulunulmaktadır.
Buna karşın, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası arenada birleşerek daha güçlü bir etki yaratabileceği bir potansiyel bulunmaktadır. Küresel dijital ekonominin yönünü belirleyen birkaç güçlü ülkenin dışında kalmamak için, bu ülkelerin kaynaklarını ve kapasitelerini birleştirerek kendi dijital yönetim modellerini tanımlamaları mümkündür. Bölgesel ve paylaşılan çıkarlara dayalı çok taraflı gruplaşmalar yoluyla, gelişmekte olan ülkeler küresel dijital düzenlemelerde daha etkili bir rol oynayabilir ve böylece dijital dönüşümün sunduğu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanabilirler. Bu, hem ulusal çıkarlarını korumalarını sağlayacak hem de küresel dijital devrimde yerlerini almalarına yardımcı olacaktır.