Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Buzullar Yok Oluyor: UNESCO Dünya Mirası Buzullar Raporunu Yayımladı

Kaynak: Euronews, 3 Kasım 2022

İklim değişikliği nedeniyle dünya genelindeki bazı buzulların 2050'ye kadar yok olacağı bildirildi.

Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) "Dünya Mirası Buzullar" adlı bir rapor yayımladı. Uydu verilerinin incelenmesiyle hazırlanan raporda, iklim değişikliğinin başlangıcı kabul edilen buzulların erimesi ele alındı.

Raporda, UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan 50 alanda 18 bin 600 buzul olduğu, bunların üçte birinin 30 yıl içinde kaçınılmaz biçimde yok olacağı ifade edildi.

Buzulların, insanların iklim değişikliğiyle mücadelesine bağlı olmadan eriyeceğine dikkat çekilen raporda, Afrika, Avrupa ve Amerika'daki bazı buzullardan iz kalmayacağı belirtildi.

Raporda, Tanzanya'daki Afrika'nın en yüksek dağı Kilimanjaro, İsviçre Alpleri, İtalya'daki Dolomit ve ABD'deki Yellowstone Ulusal Parkı ile Yosemite Ulusal Parkı'ndaki buzulların da 2050'ye kadar eriyecek buzullar arasında olduğu kaydedildi.

Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Genel Direktörü Dr. Bruno Oberle  "Buzulların hızla erimesiyle milyonlarca kişi su sıkıntısı ve sel gibi doğal afet riskiyle karşı karşıya kalabilir, milyonlarca insan da deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle yerlerinden olabilir" değerlendirmesinde bulundu ve ekledi: "Bu çalışma, sera gazı emisyonlarının acilen azaltılması ve iklim değişikliğinin azaltılmasına katkı sağlayacak ve insanların etkilerine daha iyi uyum sağlamasına olanak tanıyabilecek doğa temelli çözümlere yatırım yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.”

Raporda, hali hazırda her yıl 58 milyar ton buz kaybedildiği bunun da Fransa ve İspanya'nın yıllık toplam su kullanımına eşdeğer olduğu yer aldı. 

UNESCO listesinde yer alan diğer üçte ikilik alanın kurtarılmasının halen mümkün olduğu ancak bunun iklim değişikliğiyle mücadele ile olacağının altı çizildi. 

 

TÜRKSAM Haber Analiz

20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren uluslararası ilişkilerin güncel konularından birisi çevre konuları olmuştur. Teknolojinin ve buna bağlı olarak sanayinin gelişmesi fosil yakıtlara olan bağımlılığı artırmış, karbon salınımı sera etkisi ile dünyanın sıcak bir gezegen haline gelmesine neden olmuştur.

Çevrenin tahribi söz konusu olduğunda asit yağmurlarından, atıkların bertaraf edilmesinden, ormanların yok olmasına kadar birçok tehdit bizleri beklemektedir.

Küresel ısınmanın etkilerini somut olarak gördüğümüz alanlardan birisi de buzullar olabilmektedir. Buzulların erimesi; kaynakların tükenmesi, kirlenme ve bozulmanın gerçekleştiğinin işareti niteliğindedir.

Çevre söz konusu olduğunda ulusal önlemler kadar uluslararası önlemler de önem arz etmektedir. Hatta tüm dünyayı ilgilendiren bir konu olmasından sebepli uluslararası, küresel nitelikte ele alınması gereken bir konudur. Bu konudaki araştırmalarda ABD, Çin, Hindistan, Rusya ve AB gibi sanayileşmiş ülkelerin öncülük yapması tartışılmakta ve uygun görülmektedir. Çünkü mevcut karbon salınımında bu ülkelerin payı bir hayli fazladır.

Türkiye uluslararası anlamda Kyoto Protokolü’ne 2009 yılından beri taraf olan ülkedir. Kyoto Protokolü küresel ısınma, iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçevedir. İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin kapsamında hazırlanmıştır ve Türkiye İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne de 2004 yılında taraf olmuştur. Kyoto Protokolü, karbondioksit ve bununla ilgili gaz çıktılarını azaltmaları için sanayileşmiş ülkeler açısından makul hedefler belirlemiştir ama beklenen ilerleme sağlanamamıştır. Benzer şekilde Paris Anlaşması imzalanmış fakat ülkeler sera gazlarını sınırlamada başarıya ulaşamamıştır.

Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür Örgütü’nün konu ile ilgili raporları ciddiye alınmalıdır. Devletler etkin çözüm yollarını bulmak ve buldukları yolda emin adımlarla ilerlemek zorundadırlar. Küresel ısınma ve iklim değişikliği yalnızca bugünün sorunu değil yarınların da sorunudur ve bu sorun her gün artmakta ve etkileri daha yıkıcı ve geri dönülmez bir hal almaktadır. Gerçekleştirilen müzakerelerde devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekte olduğunu ve soruna ekonomik perspektiften yaklaşmakta olduğunu görmekteyiz. Devletler bu konu ile ilgili çıkarlarını bir kenara bırakarak tüm dünya adına adımlar atmalıdırlar. UNESCO’nun “Dünya Mirası Buzullar” raporu bu durumu kanıtlar niteliktedir. Bu rapor aynı zamanda bir eylem çağrısı olmuştur.

UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, "Bu rapor bir eylem çağrısıdır. Buzulları ve onlara bağlı olağanüstü biyolojik çeşitliliği ancak karbondioksit emisyon seviyelerimizi hızla düşürerek kurtarabiliriz. COP27, bu soruna çözüm bulunmasına katkı sağlamak için çok önemli bir role sahip olacak. UNESCO, bu hedefin gerçekleştirilmesinde devletleri desteklemeye kararlı" açıklaması da 6-18 Kasım 2022 tarihlerinde düzenlenecek olan COP27 BM İklim Değişikliği Konferansı’ndan konu ile ilgili kalıcı çözümler beklendiğinin göstergesidir.