2018 yılında Avustralya, Kudüs’ü, İsrail’in başkenti olarak tanımıştı. Bu kararı açıklayan eski Başbakan Scott Morrison, yönetimde usulsüzlüklerle de gündeme gelmişti. Bugün ise Başkent Canberra’dan yayınlanan bildiride Avustralya Hükümeti’nin, İsrail-Filistin konusunda yeni bir politika sürecine girdiği anlaşıldı. Açıklamada; Avustralya artık Kudüs’ü, İsrail’in başkenti olarak görmediğini, Filistin ve İsrail arasındaki çözümlenemeyen çatışmalara karşı bölgede barış ve güvenliğin sağlanması için Avustralya’nın elinden geleni yapacağı vurgulandı. Avustralya’nın bu politikası, dış politikada farklı bir süreç izleyeceğine yönelik bir ipucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

İsrail ve Filistin arasındaki çözümsüzlük tarihseldir. 1948 yılında İsrail’in kurulmasıyla, ABD ve İngiltere’nin dış politikasının Ortadoğu’da çatışmayı besleyici yönde olması sebebiyle uzun süreli bir çatışmanın ilk kıvılcımları boy gösterdi. Altı Gün Savaşları olarak bilinen 1967 İsrail-Filistin Savaşı sonrasında bölgede uzun bir süre çatışma olmamasına rağmen kalıcı bir barış sağlanamamıştır. Dini bir mekân olarak Kudüs’ün civarında dönen çatışmalar, barışçıl bir çözüm yapılmasının önündeki en önemli engel olarak görülmektedir. Bilindiği üzere hem Müslümanlar hem de Yahudiler için Kudüs önemli bir şehirdir. Çatışmayı besleyen devletlerin varlığı, Kudüs’ün dini bir mekân olması, düşmanlığının günden güne tarihsel bir misyon haline gelmesi; ikili devlet çözümününüm bölgede bir gerçek olmasının önündeki önemli nedenlerdendir. İsrail burayı başkent kabul ederken Filistin ise gelecekteki Filistin Devletinin başkentini Kudüs ilan etmiştir.

Kudüs’ün statüsü, BM’ye göre “corpus separatum” olarak tanımlanmaktadır. Üye devletlere de bölgenin bu şekilde “kimseye ait olmayan” olarak tanımasını tavsiye etmektedir. Kimi ülkeler resmi şekilde İsrail başkenti olarak görmezken gayri resmî açıklamalarla Kudüs İsrail’in başkentidir şeklinde açıklama yapan azınlık da bulunmaktadır.

Avustralya’nın 2018 yılında aldığı karara karşı, son günlerde yapmış olduğu tarafsızlık çıkışı ve bölgedeki barış ve güvenliğin sağlanması için çaba göstereceğini açıklaması, her ne kadar kısa vadede bölgede bir hayal olarak görünse de olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ülkenin bu yaklaşımı; dış politikada radikal bir taraf olmayacağına ve barışçıl bir dış politika izleyeceğine yönelik bir öngörüde sağlar. Albanese, konuyla ilgili; Avustralya’nın elçiliğinin her zaman Tel Aviv’de olduğunu, bundan sonra da böyle olacağını ifade etmiştir. Ayrıca İsrail ile ilişkilerinin her zaman iyi olduğunu, İsrail’i ilk tanıyan devletlerden birinin kendileri olduğunu, İsrail ve Avustralya’nın dost iki ülke olduğunu eklemiştir. 2022 yılında göreve gelen Başbakan Anthony Albanese’nin, çevre ve iklim değişikliği ile de yakından ilgilendiği dikkat çekmiştir.