Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Avrupa Parlamentosu Seçimleri: Aşırı Sağ’ın Yükselişi ve Potansiyel Etkileri

Avrupa Birliği’nin (AB) 27 üye ülkesinde 6-9 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilmeye devam edilen Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri, birliğin ana yasama organının yeni üyelerini belirleyecek. 720 sandalyeli AP seçimleri, özellikle aşırı sağın yükselişi açısından büyük bir merakla bekleniyor.

370 milyondan fazla seçmenin oy kullanacağı bu seçimlerde, oy verme tarihleri ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. AP'deki sandalyeler, üye ülkelerin nüfuslarına orantılı olarak dağıtılıyor. Almanya, 96 sandalyeyle en fazla parlamentere sahip ülke konumunda.

Avrupa Parlamentosu’ndaki gruplar

AP üyeleri, siyasi ittifaklar içinde kümeleniyor ve bu gruplar ülkelerin değil, siyasi eğilimlerin temsiliyle belirleniyor. Bir grup kurmak için en az 23 üye ve üye devletlerin en az dörtte birinin temsil edilmesi gerekiyor. Mevcut parlamentoda 7 siyasi grup bulunuyor. Bunların en büyükleri merkez-sağdaki Avrupa Halk Partisi (EPP) ile merkez-soldaki Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D).

Aşırı sağ gruplar, Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler (ECR) ile Kimlik ve Demokrasi (ID) olarak temsil ediliyor. Ancak aşırı sağ kanadındaki bölünmeler, bu grubun blok halinde hareket etmesini engelliyor.

Aşırı sağın güç kazanması ve beklentiler

Kamuoyu yoklamaları, aşırı sağın Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Hollanda, İtalya, Macaristan, Polonya ve Slovakya gibi ülkelerde birinci parti olabileceğini gösteriyor. Almanya, İspanya, İsveç gibi ülkelerde ise ikinci veya üçüncü sırada yer alması bekleniyor. EPP'nin en büyük grup olarak kalacağı, sosyal demokratların ise ikinci sırada yer almaya devam edeceği öngörülüyor. Liberallerin büyük kayıplar yaşayacağı tahmin ediliyor.

AP'de aşırı sağ, ID ve ECR grupları tarafından temsil ediliyor. ID'nin en büyük partisi Fransa'dan Marine Le Pen'in Ulusal Birlik Partisi iken, ECR'nin lideri İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin İtalya'nın Kardeşleri partisi olarak öne çıkıyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın partisi Fidesz ise bağımsız olarak devam ediyor. Aşırı sağ kanadı, genel olarak milliyetçi söylemlerle öne çıksa da, Ukrayna'ya yardım ve Rusya ile ilişkiler gibi konularda derin görüş ayrılıklarına sahip.

Aşırı sağın güç kazanması, AB’nin iklim değişikliği, göç, ticaret ve tarım politikaları üzerinde çarpıcı etkiler yaratabilir. Özellikle AB'nin Ukrayna'ya sağladığı mali ve askeri yardımın etkilenmesi muhtemel. Seçim sonuçları, AB Komisyonu’nun oluşumu açısından da büyük önem taşıyor. Mevcut AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, aşırı sağdan destek arayışında olabilir, ancak bu durum kendi grubunda ve merkez soldaki desteklerde kayıplara yol açabilir.

Aşırı sağın desteği karşılığında AB Komisyonu üyeliklerinde sağ partilerin daha fazla söz sahibi olması mümkün. Bu da katı çevre kurallarında yumuşamaya, tarım ve iklim planlarının sağ partilerin isteği doğrultusunda yeniden düzenlenmesine yol açabilir.

Avrupa Parlamentosu seçimleri, Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimleri öncesi ayrı bir önem taşıyor. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, bu bağlantının kilit figürlerinden biri. Meloni’nin dış politikadaki duruşu, ABD seçimlerinin gidişatına göre şekil değiştirebilir. Özellikle Donald Trump'ın yeniden iktidara gelmesi halinde, Avrupa’da sağa doğru kayışın hızlanması olası.

Avrupa Parlamentosu seçimleri, AB'nin gelecekteki politikalarını derinden etkileyecek kritik bir süreç olarak öne çıkıyor. Aşırı sağın güç kazanması, sadece AB içinde değil, küresel siyasette de önemli değişimlere yol açabilir. Bu nedenle seçimlerin sonuçları, hem Avrupa hem de dünya genelinde büyük bir dikkatle izleniyor.