Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Avrupa Birliği'nin İsrail-Filistin Çatışmasının Çözümüne Yönelik Stratejileri

Kaynak: Anadolu Ajansı, 28 Ekim 2023

AB Yüksek Temsilcisi Borrell: İnsani yardım sağlanması için çatışmalara acilen ara verilmesi gerekmektedir. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "İnsani yardım sağlanması için çatışmalara acilen ara verilmesi gerekmektedir." dedi.

Borrell, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail'in ağır bombardıman altında tuttuğu Gazze'nin tamamen karartma ve tecrit altında olduğunu belirtti. Borrell, "BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) elektriksiz, gıdasız ve susuz Gazze halkının çaresiz durumu hakkında uyarıyor. Aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda sivil öldürüldü. Bu durum Uluslararası İnsancıl Hukuka aykırıdır." ifadesini kullandı.

TÜRKSAM Haber Analizi

Avrupa Birliği Yüksek temsilcisi Josep Boreell’in üç gün önce yapmış olduğu insani yardım çağrısının boyutlarını daha iyi anlamak için Gazze’deki son duruma göz atmak gerekmektedir. İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’nde yoğun saldırıları 7 Ekim'den bu yana günden güne artarak devam etmektedir.

Bu saldırılar sonucunda her geçen gün tırmanan gerilim sonucu sivil ölüm oranı artarak insanlık suçu haline dönüşmektedir. Bölgedeki sabit hat, cep telefonu ve internet erişiminin tamamen kesilerek insanların iletişim kurma özgürlüğünün doğrudan engellenmesi, olağanüstü hal konumunda olan bölgeye yardım ulaştırılmasının önündeki en büyük engellerden birisi olarak görülmektedir. Bunun üzerine bir de İsrail ordusunun hava ve kara operasyonunu genişleteceğini duyurması uluslararası kamu vicdanını oldukça rahatsız ederek dünyanın dört bir yanında Filistin’e destek protestolarının düzenlenmesine sebep olmuştur. Bu protestolarında etkisiyle Avrupalı birçok devletten ateşkese ve insani yardımların bölgeye ulaştırılmasına yönelik açıklamalar gelmeye başlamıştır. Avrupa Birliği Yüksek temsilcisi Josep Boreell’in bahsi geçen haberdeki açıklaması da bu bağlamda değerlendirilebilir.

Açıklamaya dair yorumlamaya geçmeden önce Gazze’deki son durumu aktarmak bu açıklamaların temel sebebinin ne olduğunu anlamak açısından yol gösterici olacaktır. 7 Ekim sabahı Hamas’ın silahlı kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları komutasında “Aksa Tufanı” başlamış ve bugün bölgede gelinen sürecin önü açılmıştır.  O günden bu yana Gazze’de düzenlenen saldırılarda Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, 310'u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsrail vatandaşının da yaralandığı bildirilmiştir. Gazze'ye yapılan saldırıların ardından öldürülen Filistinlilerin sayısının 3 bin 195'nin çocuk, 1863'ü kadın olmak üzere 7 bin 703'e çıktığını, 19 bin 743 kişinin ise yaralandığını bilinmektedir. İşgal altındaki Batı Şeria'da ise İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 111 Filistinlinin öldüğü, 1900'den fazla kişinin de yaralandığı dünya kamuoyuna duyurulmuştur. Elbette savaş boyunca bölgede sadece sivil halk zarar görmemiş buna ek olarak görev başında 25 gazeteci yaşamını yitirmiştir.

Yukarıda bahsi geçen bilgiler referans alındığında ve buna ek olarak Avrupa Birliği Yüksek temsilcisi Josep Boreell’in açıklamaları da göz önünde bulundurulduğunda AB’nin gelecek süreçte İsrail-Filistin savaşında ateşkesin sağlanması için arabulucu misyonuyla konuya müdahil olup olmayacağına dair bir tahmin yürütmek çokta zor değildir. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki sürecin başından beri Filistin halkı lehine alınması planlana kararlar ve uygulamalar söylemden öteye geçememiştir.

Josep Borell’in de dikkat çektiği gibi “İsrail'in ağır bombardıman altında tuttuğu Gazze'nin tamamen karartma ve tecrit” altında olması dahi henüz Avrupa tarafından gerekli adımların atılmasını sağlamamıştır. Uluslararası Hukuka referans gösterilerek, savaş halinde dahi insanların elektriksiz, gıdasız, susuz ve çaresiz bırakılamayacağı AB tarafından defaatle dile getiriliyor olsa da İsrail’e karşı ciddi ve kolektif herhangi bir müdahalenin veya yaptırımın uygulanmaması bu açıklamaların samimiyetini sorgulatmaktadır. Avrupa’nın bu mesele üzerindeki söylem ve eylem tutarsızlığı bölgede her gün yeni insanlık suçlarının işlenmesine sebep olmaktadır.