Karabağ Zaferi’nin 2. Yılında Azerbaycan-Ermenistan Savaşına Genel Bir Bakış
Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının nedeni olan Karabağ Bölgesi, zaman içinde Osmanlı İmparatorluğu’na, İran’a ve Çarlık Rusya’ya bağlanmıştır. Karabağ sorunu sadece Ermenistan ile Azerbaycan arasında yaşanmamış, dış devletlerin yönlendirmeleriyle güncel hale gelmiştir. Geçmişte Rusya’nın, Karabağ Bölgesind,e,Ermeni nüfusunu arttırmak için Ermenistan sınırlarında yaşayan Türkleri bölgeden çıkarıp, Ermenileri yerleştirdiği bilinmektedir. İki millette bölgenin sahibinin kendisi olduğunu iddia etmiştir. Karabağ’daki ilk Azerbaycan-Ermeni çatışması Rus ihtilalinden sonra ortaya çıkmıştır.
1905 yılı bölgede kanlı olaylara sahne olmuştur. Bir Azerbaycan Türkü’nün Taşnaklar (Osmanlı Devleti'nde Ermeniler için özerk bir bölge kurulmasını sağlamak amacıyla çalışan grup) tarafından öldürülmesi üzerine çıkan olaylar nedeniyle bu yıl tarihe, kanlı çatışmalar yılı olarak geçmiştir.. Şubat 1905 yılında Ermenilerin Bakü’de yaptığı kanlı olaylar kısa sürede bütün bölgelere olduğu gibi Karabağ’a da sıçramıştır. Bu yıllarda birçok Azerbaycan Türk’ü katledilmiştir. Geriye dönülüp bakıldığında olayların nedenini; Ermenilerin bağımsız bir devlet kurma isteği, Çarlık Rusya’nın Ermenilerin yaptıklarına göz yumması ve Ermenilerin ABD, İngiltere, Rusya gibi ülkelerden dış desteğe sahip olması gösterilebilir.
Ekim 1917 İhtilalinden sonra Karabağ, hukuki açıdan Azerbaycan’a bağlı bir bölge olmakla birlikte fiilen bağımsız bir konuma geldmiştir.. Bu süreçte Azerbaycan kısa bir süreliğine bağımsızlığını kazanmışancak yeniden İngilizlerin yönetimine girmiştir.. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, İngilizler Kafkasya’yı boşaltmıştır.. Oluşan siyasi boşluk Ruslar için bir fırsattı. Günümüzde sıkça duyduğumuz Zengezur 1922 yılında Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti’nin arazisi olarak ilan edilmiştir. Karabağ Bölgesi, Stalin tarafından Sovyet Azerbaycan’ına bağlanmıştır.. 1923 yılında Ermenilerin yoğunlukta olduğu yerleşim birimlerini içine alan özerk bir bölge oluşturulmuştur.. Ancak gerilim bitmemiş ve yıllar içinde artarak devam etmiştir.
Dağlık Karabağ sorunu olarak adlandırdığımız asıl mesele ise 1988 yılında çoğunluğunu Ermenilerin oluşturduğu Dağlık Karabağ Yerel Konseyi’nin, bölgenin Azerbaycan Sovyet Sosyalist Birliği Cumhuriyetinden ayrılarak Ermeni Sovyet Sosyalist Birlik Cumhuriyetine katılmasını onaylamasıyla başlamıştır. Ancak bu hareket bölgede büyük bir krize yol açmış ve birçok kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) Komünist Partisi Merkez Komitesi bu kararı reddetmiş ve bölgeyi Moskova yönetimine bağlamıştır. SSCB’nin dağılmasında sonra bağımsızlığını kazanan iki ülke çatışmaya devam ederek, sorunun sınırlarını genişletmiştir.
Uluslararası kuruluşlar, sorunun çözümü için devreye girmiştir. Avrupa Güvenlik Teşkilatı (AGİT) Minsk grubu kurulmuş, ABD, Fransa ve Rusya eş başkanları olmuştur. Birleşmiş Milletler de sorunun çözümüne dâhil olmuştur. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ilişkin kararlar alınsa da çözüme varılamamıştır. Ermeniler ateşkesi tanımayarak eylemlerini sürdürmüştür.
1992 yılında yaşanan Hocalı katliamı, Karabağ sorununun en acı olayıdır. Karabağ Bölgesinde bulunan Hocalı kasabasına Ermeni kuvvetlerinin saldırması sonucu yüzlerce insan hayatını kaybetmiş, işkenceye maruz kalmıştır. Olayın ardından İnsan Hakları İzleme Örgütü olayı Karabağ Savaşı içerisinde yapılan en büyük katliam olarak nitelemiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı ve Türkiye gibi birçok ülke olayı soykırım olarak tanımlamıştır.
BM Güvenlik Konseyi, Karabağ sorunu hakkında 31 Temmuz 1993 tarihinde Karabağ’ın Azerbaycan’a ait olduğu ve Ermeni kuvvetlerinin işgal ettikleri toprakları derhal terk etmeleri kararını almıştır. Misk grubu çabalarını sürdürse de geçen süre zarfında herhangi bir ilerleme kaydedilememiştir.
1993 yılına gelindiğinde Azerbaycan topraklarının neredeyse %20 si işgal edilmiştir. Azerbaycan bu durumun içinden çıkmak için Türkiye gibi müttefiklerle yakın ilişkiler kurmuştur. Türkiye de soruna bu süreçte taraf olmuştur. Dışişleri bakanı ile Rus mevkidaşı görüşmüş ve barışçıl çözümler aramıştır. 12 Mayıs 1994 tarihinde Minsk Grubu arabuluculuğunda tarafların rızasıyla ateşkes kararı alındı. Ancak Ermenistan’ın kararlara uymaması ve BM’nin kararlarının caydırıcı olmaması nedeniyle sorun çözümsüz kalmıştır.
Azerbaycan, Uluslararası alanda Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal ettiğini kabul ettirerek başarı sağlamıştır. Nitekim 27 Ekim 2020 tarihinde 44 gün süren bir savaş yaşanmıştır. Ermenistan’ın işgallerine devam etmesi, Azerbaycan’ın savaşa girmesine yasal dayanak oluşturmuştur. Türkiye ile askeri alanda birçok iş birliği gerçekleştirmesi de Azerbaycan’ın başarısına katkı sağladı. Ermenistan seferberlik ilan ederken, Azerbaycan da kısmi sıkıyönetim ilan etmiştir. Birçok ülke ve Birleşmiş Milletler askeri operasyonları durdurma, iki tarafa da gerilimi azaltma ve müzakereleri ivedilikle sürdürme çağrısında bulunmuştur. Afganistan, Ukrayna, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Azerbaycan’ı desteklediklerini ifade etmişlerdir. Karabağ'ın ikinci en büyük şehri Şuşa'nın, Azerbaycan kontrolüne geçmesi sonrası 10 Kasım 2020’de Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya arasında imzalan mutabakat ile çatışmalar durdurulmuş ve savaş Azerbaycan’ın zaferi ile sonuçlanmıştır.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes anlaşmasına göre Azerbaycan ile Nahçıvan arasında Zengezur koridoru denilen bağlantının açılacağı, Laçin ve Kelbecer Koridorlarının Azerbaycan’a verileceği, yerinden edilmişler ve mültecilerin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri aracılığıyla bölgelerine geri döneceği kararlaştırıldı. Bütün bu süreç sonunda Azerbaycan’ın karlı çıktığı görünmektedir.
Değerlendirme ve Politika Önerileri
Azerbaycan-Ermenistan çatışması toprak kavgasından çok dış devletlerin çıkarları uğruna yönlendirilmiş bir sorun haline gelmiştir. Uzun yıllar süren bu çatışmalar kısa süreli ateşkesler ile durdurulmaya çalışılmış ancak son bulmamıştır. Sorunun çözümü için uluslararası kuruluşlar devreye girse de Ermenistan’ın kararlara uymaması meselenin masada çözülemeyeceğini göstermiştir. Uluslararası örgütlerin kararlarının caydırıcı olmaması da bu örgütlere olan güveni bir hayli azaltmaktadır. Türkiye, Azerbaycan’ı destekleyerek savaşın adeta bir tarafı haline gelmiştir ve ateşkese katkı sunmuştur. Azerbaycan’ın zaman içerisinde güçlenmesi ve Türkiye ile olan ilişkiler de savaşa girmeyi ve alınan zaferi etkilemiştir. Ateşkesin en önemli sonucu ise Zengezur Koridoru’ dur. Azerbaycan ve Nahçıvan’ı birbirine bağlayacak olan bu koridor daha geniş anlamda Türkiye’yi Azerbaycan’a bağlayacaktır. Elbette Ermenistan bu karardan rahatsızdır ancak Rusya’nın son dönemde Türkiye ve Azerbaycan ile kurduğu iyi ilişkiler nedeniyle koridorun hayata geçirileceği muhtemeldir.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Erarslan,F. Özdemir,F. (2021). Azerbaycan-Türkiye İlişkilerinde Önemli Bir Kavşak: İkinci Karabağ Savaşı. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı. Cilt: 129 Sayı: 255 Sayfa: 315-334.
Paşa,E. (2021). Karabağ Sorunu: Tarihi Gerçekler, Jeopolitik Çıkarlar ve Çözüm Süreci. Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi. Cilt:7 Sayı:1. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1552062 Erişim Tarihi: 9 Ekim 2022
Söker,Ç. (2017) Dağlık Karabağ Sorunu’nun Çatışmayı Çözme Perspektifinden İncelenmesi. Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. Cilt:8.Sayı:16. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/738822 Erişim Tarihi: 8 Kasım 2022
Özyılmaz,E. (2013). Geçmişten Günümüze Dağlık Karabağ. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. Cilt:15. Sayı:2. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/287257 Erişim Tarihi: 9 Kasım 2022