İran İsrail’i Uyardı: Hava Saldırılarının Devam Etmesi Halinde Bölgesel Savaş Kapıda
Kaynak: The Jerusaleem Post, 16 Ekim 2023
İran, Pazar günü, İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin Gazze'ye yönelik hava saldırılarını durdurmaması halinde İsrail'e yönelik bölgesel bir saldırıya katılabileceği uyarısında bulundu. İran Dışişleri Bakanı İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile yaptığı görüşmede, "Siyonistler Gazze halkına yönelik suçlarını ve canice saldırılarını durdurmazlarsa, savaşın bölgeye yayılmayacağını kimse garanti edemez." dedi. İlk olarak Walla haber sitesi tarafından yayınlanan ve The Jerusalem Post tarafından da onaylanan bir rapora göre İran, İsrail'in Hamas'ı Gazze'den çıkarmaya yönelik askeri harekâtını sürdürmesi halinde müdahale edeceği yönünde Birleşmiş Milletler aracılığıyla İsrail'e kamuya açık uyarılarda bulundu ve özel bir mesaj gönderdi.
TÜRKSAM Haber Analiz
7 Ekim Cumartesi günü Hamas’ın İsrail’e yönelik başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu’na diğer Filistinli örgütler de dahil olmuş, bu operasyon dünya çapından geniş yankı uyandırmıştır. Ansızın gerçekleşen bu saldırı sonucu İsrail istihbaratı sorgulanmaya başlamış, 1.400’den İsrailli hayatını kaybederken, binlerce kişi de yaralanmıştır. Hamas ve diğer Filistinli örgütlerin saldırıları sonrası, İsrail’in karşı saldırıya geçmesi ile birlikte binlerce Filistinli militan ve Gazzeli sivil hayatını kaybetti. İsrail, Gazze’nin elektrik ve su gibi doğal ihtiyaçları da kesilerek abluka altına aldı ve Gazze’de insani dram başladı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Fransa, İngiltere ve Almanya gibi küresel siyasette hegemon bir siyaset izleme gayreti içinde olan başlıca ülkeler İsrail’e açıkça desteğini sunarken Arap ülkeleri bu süreçte insani dram yaşanmaması yönünde uyarıda bulunarak, orta yollu bir politik tutum içerisinde ateşkes çağrısında bulundu.
Gelinen noktada hem Hamas hem de İsrail tarafından yapılan açıklamalar, dünya kamuoyunda savaşın kısa vadede bitmeyeceği yönünde bir beklenti oluşturmaktadır. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bir açıklamasında, "Bu savaş uzun ve bedeli ağır olacak ama kazanacağız." ifadelerini kullanması, savaşa yönelik yaklaşımlarını kamuoyu nezdinde pekiştirdi.
Bugün kamuoyuna düşen önemli bir haber ABD Başkanı Joe Biden’ın 18 Ekim Çarşamba günü İsrail’e gideceği yönündeydi. ABD’nin İsrail’e yönelik üst düzey ziyaretlerinin sıklaşması, ABD’nin savaşa aktif olarak dahil olmasa da savaşın akıbetine ilişkin yönlendirici ve güçlü bir destek olacağına dair önemli mesajlar vermektedir.
ABD’nin yanı bu savaşa dahili olup olmayacağı merak konusu olan İran’ın açıklamaları ve tutumu da yakından takip edilmektedir. Hamas ile yakın ilişki içerisinde olan İran’ın Hamas’a açıkça desteğini belirtmesi, ‘İran bu savaşta ne kadar etkili olabilir? ABD-İran açmazında, İsrail-Filistin savaşı vekalet savaşına döner mi?’ gibi benzeri soruları beraberinde getirirken; İsrail ordusunun, Lübnan'daki Hizbullah'a ait askeri hedeflere saldırması ile bölgesel bir savaşa dönüp dönmeyeceğine dair endişeleri doğurdu.
Hamas’ın İran ile iş birliği içinde olacaklarına dair anlaşmaya vardıklarına ilişkin açıklaması ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın ‘geç olmadan İsrail’in durması gerektiği’ şeklide tehditkâr açıklamaları, İran’ın bölgedeki misyonun ilerleyen günlerde ne şekilde olacağı merak konusu haline getirdi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan El-Cezire’ye vermiş olduğu demeçte, İran’ın Hamas-İsrail çatışmasına seyirci kalamayacağına dair açıklamada bulunması, İran’ın çatışmaya dahil olabileceği yönündeki beklentileri ve söylemleri artırdı. Abdullahiyan, ABD ve İsrail Filistin’ yönelik bu politikalarını durdurmazsa savaşın boyutunun değişeceğini ifade etti. Bu söylemlerle paralel olarak, ABD basınında saldırılar devam ederse İran’ın savaşa müdahil olacağı yönündeki iddialar hızla yayılmaya başladı. Ancak, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani mevcut iddiaları reddetti. Ancak, her fırsatta savaşa müdahil olabileceğinin sinyalini veren İran’ın Hamas-İsrail savaşına yönelik tutumunun değiştiğine dair ikna edici bir gelişme olmadı.
Hamas tarafından yapılan açıklamada, Abdullahiyan’ın Hamas lideri İsmail Haniye ile Katar’da bir araya geldiği belirtilmiş, İran ile iş birliğini sürdürme konusunda mutabakata vardıkları belirtilmişti. Abdullahiyan Cumartesi günü El-Cezire’ye verdiği demeçte ‘İsrail'in Gazze Şeridi'nde çocukların ölümüne neden olan saldırılarını derhal durdurmaya yönelik tedbirler çıkmaza girerse, başka cephelerin de açılması kuvvetle muhtemeldir.’ açıklamasında bulundu.
Hamas-İsrail Savaşı bölgeye yayılır mı?
İran, Orta Doğu’da farklı etnik kökenli Şii militan gruplar ve milis güçler üzerinde önemli bir yaptırım gücüne sahip. Bu durumu göz önünde bulundurarak, doğrudan ya da dolaylı Filistinli örgütlere askeri teçhizat ve silahlı insan gücü konusunda destek sağlayabileceği çok açıktır. Diğer taraftan, İsrail’in kendisine yönelik herhangi bir tehdide karşı çekinmeden karşı atağa geçtiği Lübnan’daki Hizbullah güçlerine karşı yaptığı saldırıda görülmektedir. İlaveten, İsrail'in Halep ve Şam'daki havaalanlarını bombalamasıyla Suriye ve İran’a ve dahi buradaki silahlı unsurlara gözdağı verirken savaşın esasen yayılma olasılığının oldukça kuvvetli olduğunu, bir küçük kıvılcım ile hızla bölgeye saracağının göstergesi olarak değerlendirilebilir.
İran öncelikli olarak diplomasi kanallarını kullanarak, İslam ülkelerini kendi tarafına çekme gayreti içindedir. İran'ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, Filistinlilere yardım etmenin tüm İslam ülkelerinin görevi olduğunu belirtmiş, ayrıca bu savaşın Filistin’in zaferi ile sonlanacağına ilişkin sosyal medya üzerinden açıklamada bulunmuştur. Hamaney’in çağrısının yanı sıra Abdullahiyan, Filistin’e destek olmaya yönelik İslam ülkeleri ile önemli bir diplomatik süreç yürütmekte, temaslarını arttırmaktadır. Abdullahiyan, İslam İşbirliği Teşkilatı dışişleri bakanlarını acil toplantıya çağırmakta, bu çağrıyı her fırsatta yinelemektedir. Böylece diplomatik destek toplayarak Filistin cephesini diplomatik düzeyde güçlendirmeye çalışmaktadır. Ancak Arap ülkelerinin tutumunu ortak dini inanç ve kutsal değerler üzerinden değil ABD ilişkileri üzerinden okumak daha doğru olacaktır. İran’ın salt Filistin cephesinde destek toplayacak ve İsrail karşıtlığı propagandası yapacak bir cephe oluşturması diplomatik düzeyde bu şartlarda mümkün görünmemektedir. Ancak bölgede Hamas ile iş birliğinin yanı sıra Irak, Suriye ve Lübnan’da bulunan farklı silahlı örgütler ve milis güçler özelinde çatışmaya dahil olunması halinde bölgesel yayılma muhtemeldir.