Belçika Başbakan Yardımcısı De Sutter'den İsrail'i Soykırımla Suçlayan Güney Afrika'ya Destek
Kaynak: AA, 10 Ocak 2024
Belçika Başbakan Yardımcısı De Sutter, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'i soykırımla suçlayarak açtığı davaya destek verilmesi çağrısında bulundu.
Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter, ülkesinin İsrail'in Gazze'deki soykırım tehdidine karşı sessiz kalamayacağını belirterek, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'i soykırımla suçlayarak açtığı davaya destek verilmesi çağrısında bulundu.
İktidar koalisyonunda Flaman Yeşiller Partisinin temsilcisi olan De Sutter, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Belçika, Gazze'deki insanların sonsuz çilesini sadece kenarda izleyemez. Soykırım tehdidine karşı harekete geçmeliyiz. Belçika'nın, Güney Afrika'nın liderliğini takip ederek Uluslararası Adalet Divanı'nda eyleme geçmesini istiyorum. Belçika hükümetine bu öneride bulunacağım." ifadelerine yer verdi.
TÜRKSAM Haber Analizi
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim 2023 sabahı İsrail'in Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme gerekçesiyle başlattığı saldırlar sonucunda öldürülen Filistinlilerin sayısı 23 bin 84'e ulaşmıştır.
Belçika’nın 7 Ekim’den bu yana Hamas- İsrail Savaşı’ndaki tutumu mercek altına alındığında şunları söylemek mümkündür: Bu savaşın başından itibaren Kıta Avrupa’sının genelinin aksine İspanya ve Belçika’nın Filistin yanlısı bir tutumum sergilediğini söylemek mümkündür. Bu çıkarım temellendirilecek olursak, Belçika Başkanı Alexander De Croo açıklamalarına göz atmak faydalı olacaktır.
De Croo, 25 Kasım’da BM toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail’in uluslararası hukuka uygun davranmadığının altını çizerek “ Sivillerin öldürülmesinin artık durması gerekiyor. Çok fazla insan öldü. Gazze’nin yok edilmesi kabul edilemez. Bir toplumun yok edilmesini kabul edemeyiz.” açıklamasında bulunmuştur.
Güney Afrika Cumhuriyeti 29 Aralık 2023'te, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de işlediği fiillerle 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etmiştir. Başvuruda "İsrail'in eylemleri ve ihmalleri soykırım niteliğindedir çünkü hususi soykırım niyetiyle işlenmiştir." ifadelerine yer verilirken, eylemlerin "Gazze'deki Filistinlileri yok etmek" amacı taşıdığı vurgulanmıştı. Güney Afrika'nın İsrail'e açtığı "soykırım" davasının duruşması 11-12 Ocak'ta gerçekleştirilecektir.
Belçika Başbakan Yardımcısı De Sutter, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda, İsrail'i soykırımla suçlayarak açtığı davaya destek verilmesi çağrısında bulunmasının yukarıda bahsi geçen savaşın başından beri Belçika hükümetinin tutumuyla doğrudan alakası olduğunu söylemek mümkündür. Bu çağrının arka planına göz attığımızda Belçika’nın bundan sonraki süreçte bu olayda nasıl bir diplomatik tavır üstleneceğini de tayin edebiliriz.
Buradan hareketle, iktidar koalisyonunda Flaman Yeşiller Partisinin temsilcisi olan De Sutter, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Belçika, Gazze'deki insanların sonsuz çilesini sadece kenarda izleyemez. Soykırım tehdidine karşı harekete geçmeliyiz. Belçika'nın, Güney Afrika'nın liderliğini takip ederek Uluslararası Adalet Divanı'nda eyleme geçmesini istiyorum. Belçika hükümetine bu öneride bulunacağım." ifadelerini mercek altına almak gerekmektedir.
De Sutter, daha önce yaptığı açıklamada, "İsrail'e boykot zamanı gelmiştir. Yağmur gibi bomba atılması insanlık dışıdır. İsrail'in ateşkese yönelik uluslararası çağrıları umursamadığı gayet açıktır." değerlendirmesinde bulunmuştur. "Gazze'de her gün çocuklar ölürken başımızı başka tarafa çeviremeyiz." ifadesini kullanan De Sutter, Belçika hükümetinin İsrail'e karşı ticari yaptırımlar uygulaması gerektiğini dile getirmiştir. De Sutter, aynı zamanda İsrail'in hastane ve mülteci kamplarını bombalamasının da soruşturulması gerektiğini, bunların savaş suçu teşkil ettiğini ve asla kabul edilemeyeceğini açıklamasında vurgulamıştır.
Sonuç olarak Hamas- İsrail Savaşı’nın başından beri Belçika’nın tıpkı İspanya gibi tutarlı ve istikrarlı bir şekilde Filistinlileri gözeten bir diplomatik tavır sergilediklerini söylemek mümkündür. Buradan hareketle Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı'nda, İsrail'i soykırımla suçlayarak açtığı davanın Belçika tarafından desteklenmesin de Belçika’nın olayların başından beri yürüttüğü tutumun bir sonucu olduğu aşikardır.