Kafkasya’da İki Aktör: Azerbaycan-Gürcistan İlişkileri
Azerbaycan ve Gürcistan, Kafkasya'da tarihi geçmişi olan, ulusal kimliklerini ve işbirliğini koruyabilen önemli ülkelerdir. Dil ve etnik köken zemininde akrabalığı olmayan bu iki halk yüzyıllardır aynı bölgede yaşıyorlar ve birçok noktada aynı tarihsel deneyimi paylaşıyorlar.
Gürcistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler, Güney Kafkasya'da bölgesel politikaların ve güvenliğin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bakü ve Tiflis, ticari faaliyetlerle birlikte iletişim ve enerji girişimlerinde müşterek kazanımlar doğrultusunda belirgin bir şekilde çok yönlü stratejik bir iş birliği tesis etmektedir. Bu, ülkelerin bölgesel politikalarını ve etnopolitik çatışmaların çözümünü gibi bir dizi meseleye ilişkin yaklaşımlarını birçok açıdan etkilemektedir. Önemli bir nokta da Türkiye'nin üçüncü bir taraf olarak Azerbaycan-Gürcistan ilişkilerine dahil olması ve bu ilişkileri ekonomik ve siyasi yönden etkilemesidir. Bugünkü yazımda Azerbaycan ve Gürcistan’ın tarihi, siyasi ve ekonomik taraflarıyla ilişkilerini ele almaya çalışacağım.
Bu iki ülkenin müşterek tarihini analiz etmemiz gerekirse, iki ülke arasındaki tarihi geçmiş Cumhuriyet dönemi ve Sovyetler öncesiyle tabii ki de sınırlı değildir. Kafkas Albaniyası’ndan İber Devleti’ne, daha da geri gidersek Kafkas kabilelerinin tarihi geçmişine bakmalıyız. Ancak makalenin modern tarihe daha özlü ve daha yakın olması açısından, size son 2 yüzyılda bu iki ülkenin bağları, dostluğu veya yaşadığı gerginliği anlatan bir yazı sunacağım.
Bu iki ülke tarihsel süreç içerisinde benzer deneyimleri paylaşmaktadır. En önemlisi ise Sovyet işgalinden kurtulduktan sonra aynı kaderi yaşayan bir ülkeye dönüştüler. Ülkelerin tarihinde meydana gelen başarısızlıklar ve benzerlikler aslında bu iki ülkeyi birbirine yakınlaşmaya, birbirlerine karşı siyasi empati göstermeye ve birbirlerinin çıkarlarını savunmaya teşvik eden bir faktördür.
Gürcistan-Azerbaycan ilişkilerinin bugünkü yapısının temelleri, 1990'ların ortalarında atıldı. Her iki ülke de etnopolitik çatışmaların neden olduğu ağır şoklardan sonra toparlandıkları, bölgesel sorunlara konsantre olabildikleri bir süreçten geçmiştir. 71 yıllık Rus Sovyet işgalinden sonra, bağımsız bir devlet olmanın yeni sayfasında toprak işgali tehtitleri ile karşılaşmış, ve her iki ülkenin de toprak bütünlüğü farklı yıllarda bozulmuşdur. Azerbaycan’da Karabağ, Gürcistan’da Abhazya ve Osetya vilayetlerinin işgali de, bu ülkelerin yeninde bir birine yaklaşmasına sebep olmuştur. Bu ülkelerin yakınlaşması için bir diğer faktör ise, belki de onların liderleri, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze'nin Sovyet zamanlarından beri birbirlerini çok iyi tanıdıkları ve yeterince güvene sahip oldukları gerçeğiydi. Bu sebeple ülkeler arasında daha samimi ve sağlam ilişkiler kurula bilmiştir.
İktisadi ilişkilere bakıldığında Azerbaycan'ın Gürcistan ekonomisi üzerinde, özellikle enerji alanında önemli bir etkisi vardır. Azerbaycan şirketi SOCAR, Gürcistan'da yaklaşık yüz benzin istasyonuna ve birçok gaz dağıtım sistemine sahiptir. Buna ek olarak SOCAR, 2006 yılının sonlarında Gürcü Oligark B. Patarkatsishvili'den satın alınan Gürcü Kulevi limanındaki büyük petrol terminallerini de kontrol ediyor. Bu şirketin Gürcistan'ın iç enerji pazarındaki yıllık cirosu on milyonlarca dolar olarak tahmin ediliyor.
Son yıllarda SOCAR, Gürcistan'daki emlak piyasasındaki pozisyonlarını da güçlendirmeye başlamıştır. 2012 yılında Azerbaycan'dan Gürcistan ekonomisine doğrudan yatırımı, toplam yabancı yatırımının yaklaşık yüzde 12'sini temsil etmektedir ve takriben 140 milyon dolar hacme sahiptir. Azerbaycan, Gürcistan'ın en önemli ikinci ticari ortağıdır. 2012 yılında, iki ülke arasındaki ticaret hacme yaklaşık 1,3 milyar dolara ulaştı. Azerbaycan’ın Gürcistan'daki toplam ticaret hacmi 10,2 milyar dolar aşmış durumdadır. Gürcistan ise Azerbaycan'ın toplam ticaret cirosundaki payı sadece% 4'tür ve toplam işlem hacmi 40 milyar dolardır.
Son zamanlarda iki ülke arasındaki işbirliği iletişim ve turizm alanlarında da genişlemektedir: Gürcistan’ın uygun fiyatlandırma politikaları sebebiyle Karadeniz sahillerindeki Gürcü şehirleri Azerbaycanlı turistlerin ilgisini çekmektedir.
Gürcistan jeopolitik konumuna bakıldığında Orta Asya ve Güney Kafkasya’yı Karadeniz’e bağlayan önemli stratejik bir konumda bulunmaktadır. Bu güzergâh vesilesiyle, enerji kaynaklarının transit geçiş ücretlerine ek olarak Gürcistan, Azerbaycan'dan gelip kendi toprakları üzerinden geçen petrol geçişinden de pay almaktadır. Bu şekilde ülkeler hem kendi ekonomik ilişkilerini güçlendirmekte ve ülke ekonomisine pay kazandırmakta hem de bölgesel ekonomik dengeye de katı sağlamaktadırlar.
Diğer taraftan Türkiye’nin de bölgedeki ilişkilerde aktif rol oynaması, karşılıklı anlaşma ile ekonomik iş birliği çabaları birçok yeni projelerin hayata geçmesini sağladı. 1999 yılında Azerbaycan hükümeti ile uluslararası petrol şirketleri Operasyon Konsorsiyumu (AIOC) arasında imzalanan "Yüzyılın Sözleşmesi" çerçevesinde Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının inşası konusunda anlaşmaya varıldı. Bu petrol boru hattının Gürcistan ve Türkiye toprakları üzerinden döşenmesi planlanmıştı. İnşaat Eylül 2002'de başladı ve 2006 yazında tamamlandı. Buna paralel olarak, Bakü-Tiflis-Erzurum gaz boru hattının Şah-Deniz gaz sahasının geliştirilmesinin ilk aşaması oldu ve çıkarılan doğal gazın taşınması için inşaatına başlandı.
Bunu da belirtmek gerekir ki, bu iki ülke arasındaki ilişkiler bir tek ekonomik faktörlerle sınırlı değildir. Aynı zamanda komşu ülkelerin yıllardır devam ettirdiği etnik yapı değişimi ve karşılıklı göç izlenimi de ilişkileri etkileyen önemli bir faktördür.
Gürcistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri etkileyen konulardan biri etnik gruplar arası karmaşıklıktır. Bunlardan en önemlisi, Gürcistan'da yaşayan önemli bir nüfus oranına sahip Azerbaycanlı nüfusudur. Gürcistan'da 2002 yılında yapılan son resmi nüfus sayımına göre Gürcistan'daki Azerbaycan Türklerinin sayısı yaklaşık 284 bine ulaşmakta ve Gürcistan’daki en büyük etnik azınlık konumundadır. Yaklaşık 226 bin Azerbaycan Türkü Kvemo-Kartli'de (Marneuli, Bolnisi ve Gardabani ilçelerinde) yaşıyor. Bu belirtilen bölgenin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 45,5'i Azerbaycan Türklerinin kompakt yerleşim yerleri olan Şida-Kartli ve Kakheti'de (33 binden fazla kişi) bulunuyor. Gürcistan'daki diğer etnik azınlıklar gibi, Azerbaycanlılar da haklarını güvence altına almakta ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyorlar.
Gürcistan’da yaşayan Azerbaycan Türkleri, örneğin Samtskhe-Javakheti bölgesinde yaşayanlar, Ermenilerle aynı siyasi faaliyeti gösteremiyorlar. Azerbaycan Türklerinin merkezi otorite ve Gürcü toplumuyla ilişkilerinin temel sorunları genellikle tarihi ve sosyal yönlerle ilişkilidir. Eğitimsel, politik ve dini haklarının güvence altına alınmasına dair bir dizi çözülmemiş sorunlarda güncelliğini korumaya devam etmektedir.
Aynı zamanda bölgedeki Azerbaycan Türkleri ile beraber, Ahıska Türklerinin de hakları kısıtlanmış durumda. Azerbaycan ve Türkiye zaman zaman Ahıska Türklerinin Gürcistan'a dönüşü meselesine dair Tiflis hükümetinin dikkatini çekmeye çalışıyor. Şu anda Azerbaycan'da Ahıskalıların sayısı (vatandaşlığını almış olanlar dahil) 100 bin civarındadır. Gürcistan'ın uluslararası yapılara ve hukuka karşı mevcut yükümlülüklerine rağmen, ülke yetkilileri Ahıska Türklerinin kitlesel olarak geri gönderilmesine yönelik çeşitli engeller yaratmaktadır: Ahıska Türklerinin toplu olarak yaşadığı Gürcistan şehirlerine Ermenilerin yerleştirilmesi gibi.
Gürcistanın bu tavrına karşı Azerbaycan'ın sergilediği tutuma gelince, Bakü hükümeti Tiflis'le ilişkilerini bozmak istemediği için ne yazık ki, bu meseleye dikkat etmemeyi tercih ediyor. Gürcistan makamları da Bakü hükümeti ile ilişkilerinde komplikasyonlardan kaçınmak için Azerbaycan'ın kuzeydoğu bölgelerinde (Kah, Zakatala bölgeleri) kompakt bir şekilde yaşayan Gürcü-İngiloyalıların sorunlarını ve taleplerini etkin bir şekilde görmezden geliyorlar. Onu da belirtelim ki Azerbaycan'da 1999 yılında yapılan nüfus sayımına göre bu azınlıkların sayıları yaklaşık 15 bin kişiydi, bunların çoğu Kah İlçesi'nde yaşıyor ve belirtilmesi gerekir ki, hem politik hem sosyal olarak aktif değiller.
Bu iki ülke arasındaki potansiyel projeler değerlendirilmeli ve ittifak daha da güçlendirilmelidir. Çünkü Gürcistan-Azerbaycan bölgenin “en yakın dost” ve “en uzak düşman” potansiyeline sahip ülkelerdir. Bu düşmanlık olasılıkları tamamen ortadan kaldırılmalı, Gürcistan’daki Azerbaycan Türklerinin ve Ahıska Türklerinin hakları konusunda Gürcistan hükümetine uygun projeler sunulmalı, ortak çıkarlar çerçevesinde ilişkiler iyi yönetilmeli ve güçlendirilmelidir.